🖤
Yazar'dan
Günler geçiyor, Baran her gün Deren'in ailesini izleyip keyifleniyordu. Tek sorunu oğlunun o adamın soyadını alması yetmiyormuş gibi bir de o eve taşınmasıydı. Ama alacaktı Kaan'ı da oradan.
Şirkete sekreter olarak çok seksi ve güzel bir kız yolladı. Günler sonra mecburen şirkete gidip gelmek zorunda kalan Kaan'ı etkilemek ve baştan çıkartmaktı görevi. Böylece unutacaktı Deren'i. Tabii Baran'ın hesaplarına göre.
Kaan şirkete gittiğinde Gökhan bey yeni sekreteri tanıttı. Önceki sekreter de şirketin toparlanacağına inanmadığı için gitmişti. O yüzden Baran'a da bu Şermin denen kızı yollamak için gün doğmuştu.
"Bu Şermin hanım. Yeni sekreteriniz Kaan bey."
"Merhaba Kaan bey..." derken hoş bir tını çıkardığını zannettiği sesiyle konuşmuştu. Ama Kaan'ın zerre ilgisini çekmemişti.
"Aramıza hoşgeldiniz Şermin hanım. Kolay gelsin..." demekle yetinip odasına gitti. Yine saatler süren toplantı arada yeni sekreterin getirip götürdüğü kahveler eşliğinde tamamlandı. Tabi görevi Kaan'ı baştan çıkartmak olan kadın ilgi çekmek için türlü yollar deniyordu. Aslında Kaan'ı gördükten sonra bu iş görev olmaktan biraz çıkmıştı. Çünkü Şermin bu adamı baştan çıkartmayı artık daha çok kendisi için istiyordu. Alacağı para da yanına kar kalacaktı.
Tüm gün uğraşsa da dikkatini çekememiş olmak biraz sinirini bozmuştu tabi. Reddedilmeyi pek hazmedebilen birisi değildi çünkü.
Mesai bitiminde Baran ve Savaş ile anlaştıkları yerde buluştu Şermin. Henüz hiç mesafe katedemediğini nasıl açıklayacaktı bilmiyordu. Buraya gelirken nasıl da kendinden emindi halbuki...
"Ne yaptın?"
"Dediğiniz herşeyi yaptım. Ama henüz bir karşılık alamadım."
"Sen devam et. Er ya da geç tav olacak. O da bir erkek. Hem de karısı ölmüş bir erkek. Ne zamana kadar yas tutacak ki?"
"Peki Baran bey. Ben gideyim yarın için hazırlık yapmam lazım."
Şermin gidince Savaş'a döndü Baran. "Kız güzel değil mi dostum? Bence halleder bu işi."
"Oğlunun altına girmeyi mi? Bence zaten dünden hevesli. Artık sen istemesen de ne yapar eder istediğini alır."
İğrenç bir kahkaha attı Baran. "İstersen sana da bulayım bir tane."
"Yok sağol. Ben kendi halimde iyiyim."
"Daha yaşlanmadık be Savaş. Daha çok iş çıkar bizden."
Savaş geçiştirmekle yetindi. Zeliş ve ailesine olan minnetini bu adama anlatamazdı. Anlamazdı daha doğrusu. O yüzden üstelemedi. Sadece başıyla onayladı dediklerini. Ve Deren'in ölümüne sebep olan olayın planını ilk öğrendiği anı düşündü.
-
Savaş ve Baran klübede konuşuyorlardı. Savaş ara sıra takip ettiği Deren'in nerelere gittiğini anlatıyordu Baran'a. Sonunda Baran dayanamayıp aklındaki planı anlattı."O düğüne gidip boşa ateş edip düğünü mahfedeceğiz. Kimseyi öldürmek yok ama. Sadece korkutmak ve kendimizi hatırlatmak maksat."
"Ya yanlışlıkla birileri vurulursa?"
"Korkma korkma. Silahlar kuru sıkı olur istersen. Sadece korksun oradaki herkes."
"Orası kolay."
Ve plan hazırdı. Aslında Baran'ın niyeti tabiki bu değildi. Çok daha fazlası vardı. Ama Savaş'ın kabul etmeyeceğini bildiği için çevirmişti biraz durumu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zümrüd-ü Anka -TAMAMLANDI-
General FictionAteşli intikam ikinci kitabıdır. Birinciyi okumadan da okuyabileceğiniz bir hikayedir.:) Kız kulesini izlerken birden bana döndü. "Aslında sen aynı istanbul gibisin biliyor musun?" Anlamadığımı belli eden bakışlar atınca devam etti "Taksim kadar cıv...