4. Celal

4.7K 176 2
                                    

İstanbul'a indiği ilk gün taşı toprağı altın buranın diye düşünmüştü nefes aldığını hissetmişti ,
Celal bu şehir de yaşamalı burada yaşlanmalı burda ölmeliydi ..

Celal yaklaşık 1.90 boyunda sarışın mas mavi gözlü sert bakışlı bir bakanı bir daha baktıran bıçkın bir delikanlıydı çok yakışıklıydı

İstanbul o dönemler çok kalabalık bir şehir değildi ama iş bulmak zordu

İstanbul a 3 gün süren bir yolculuk geçirerek varmıştı yolu uzaktı ama değmişti doğru halasının evinin yolunu tutmuştu

Köydekilere iş hazır fabrika diye yalan söylemişti pişman değildi nasılsa bulurdu bir iş biliyordu

Halasının evin de kalıyor sabahları erken den çıkıyor iş arıyor sokak sokak cadde cadde geziyor iş istiyor bulamıyordu umudunu yitirmiyor aramaya devam ediyordu

İnşaatlara gidiyor günlük hamallık yapıyor aramaya devam ediyordu parasız kalıyordu yürüye yürüye aç aç iş arıyordu akşamı bazen zor ediyordu

Eve gelince yemeğe gömülüp yiyordu halası onu her gün işe gidiyor sanıyordu..

Geleli 20 gün kadar olmuştu hala daha doğru düzgün işe girmemiş , köye para gönderememişti .

Günlerden cuma idi

Camiye gitti cuma namazını kılmaya ,

Namaz bittikten sonra Demir fabrikasına görüşmeye gitti .

Gittiği gibi de hemen başladı o gün geç vakte kadar çalıştı .. eve kendisini zor attı

Halası yanına geldi

- demek iş buldun oğul dedi

Ne diceğini şaşırdı Celal

-biliyor muydun hala

- biliyordum ses etmiyordum nasılsa iş bulursun buna emindim

Sessiz kaldı Celal sonra da yemeklerini yiyip uykuya daldı

10 gün kadar olmuştu fabrikada çalışmaya başlayalı fabrika 3 vardiya çalıştırıyordu Celal iki vardiya çalışıyor mesai yapıyordu para lazımdı köye para yollayacaktı bu sene durumların kötü olduğunu biliyordu

Çalışkanlığı ile kendini sevdirmiş iki tane de samimi arkadaş edinmişti bazen iş bitince kahveye gidiyorlardı arkadaşlarıyla

Ay başı olmuş maaşlar alınmıştı Celal de çalıştığı kadar almıştı aldığının nerdeyse tamamını köye göndermiş birde mektup yazmıştı

Bu arada ; fabrika da genç Kızlar Celal e hayran oluyorlardı ona mektuplar yolluyorlar ilgilerini bakışlarıyla gösteriyorlardı Celalin aklında hiçbir kadın yoktu o şuana kadar hiç kimseyi beğenmemiş göz ucuyla bile bakmamıştı kimse de içini titretmemişti ,

Bir gün iş çıkışı arkadaşlarıyla pera da geziyorlardı , bir yerde oturup yemek yediler dostlarıyla

Karşı masada bir yabancı adam Celal e bakıp duruyordu
Celal de onu fark etmiş anlam veremiyordu ne diye bakıyordu

Yabancı adam Celal e doğru yaklaştı

-s.a hemşerim ben Sadullah Aybakan

- a.s Celal bende

- hemşerim ben yapımcıyım oyunculuk düşünür müsün yüzün boyun posun çok uygun sende jön yüzü var nerelisin sen ?

- şebinkarahisarlıyım , o taraklarda bezim yoktur

Diyip adama sırtını döndü arkadaşlarıyla sohbet e devam etti

Adam şaşırmıştı ilk kez böyle bir cevap alıyor red ediliyordu

Aptal dedi içinden ve arkasını dönüp gitti ..

Arkadaşlarından ayrılan Celal hemen fabrikaya Vardiyasına doğru gitti yorucu bir gece onu bekliyordu zira hiç uyuyamamıştı , bu akşam vardiyaları zor oluyor uykusu geliyordu

En zoru da uykuya dayanmak oluyordu, uyku olmasa yorulmak nedir bilmiyordu, zıpkın gibi delikanlıydı

.....

Aşkına sürgün Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin