dalga'nın ağzından
oturma odasında hepimiz adaya gülüyorduk. uyurken aynı bebek gibi oluyordu.ama uykusunda konuşacağını tahmin etmezdim. bu kızda diğer kızlardan farklı olan birşey vardı ondan hem nefret ediyor hemde ondan uzak kalmak istemiyordum.
gece geç saatlere kadar adaların evinde oturmuştuk. neyseki emre ben ve okyanus bahçede zaman geçirmiştik. ada da odasına çıkıp yatmıştı.uykusunda konuştuğu anı düşününce yüzümde aptal bir gülümseme oluşuyordu.
lavaboya gitmek için içeri girdim. lavabo üst katta adanın odasının karşısındaydı. tam lavaboya girecekken adanın kapısının acık olduğunu fark ettim merakıma yenik düşüp kapıdan baktım. pembe panterli geçeliği topuz yaptığı saçı ile o kadar tatlı uyuyorduki .
kaç dakikadır onu uyurken izliyordum bilmiyorum. emre" dalga nerde kaldın" diye bağırınca aşağı indim. tam o sırada annem ve babam eve gitme vaktimizin geldiğini söyledi.
bu gece mutlu bir uyku beni bekliyordu yaramaz bücür ile bir akşam yemeği yemiştik. ailelerimizde sofradaydı ama olsun. sofrada o ve ben de vardık.
ada'nın ağzından
sabah uyandığımda odamın penceresini açtım. her sabah bunu yapmaya bayılıyordum. kalktığım gibi pencereyi açıp temiz havayı bol bol içime çekiyordum. akşam herkesin yanında yaptıklarım aklıma gelince utançtan yerin dibine girme seyanslarım başladı.
aşağı indiğimde annem ve anneannem sofrayı hazırlıyorlardı. oturma odasına geçip televizyonu açtım. neden annenlere yardım etmedin diyebilirsiniz ama ev işlerinden hoşlanmam. kanallarda gezerken bir magazin programında durdum. magazin programlarını her zaman sevmişimdir
ben magazin programını izlerken emre de oturma odasına gelip yanıma oturdu " magazin programı ha kuzen sen .bunları yaşlı teyzeler izliyo" deyip gülmeye başladı. yanımdaki yastığı alıp ona fırlattım. emrenin kahkahası daha da artarken bende gülmeye başladım. işte zayıf yönlerimden biri daha yanımda biri gülerse bende gülerim konuyu bilmesem bile