《BÖLÜM 8

14 3 23
                                    

Medyada Eslemin kafasında çalan şarkı vaar😊😂😃

"Ben küçükken annem ve babam bei hep bu parka getirirlerdi. Bi gün parktan dönerken olanlar oldu... o gün keşke hiç gelmeseydik dedim kendi kendime. Yolda giderken birden bir araba geldi. Babam son anda beni kaldırıma bıraktı. Sonra ikisi de...😣öyle işte. Şimdi diyceksin iyi de o zaman neden parka gitmek istedin diye. Çünkü onlarla geçirdiğim güzel günleri hatırlamak istedim. Ama sadece bi kaç dakika. Sonra o kötü anılar geliyo aklıma. İşte bu yüzden de erken kalkmak istedim. Senin için sorun olmadı değil mi? İstersen geri dönüp biraz daha oturabiliri..."

"Hayır hayır. Çok bile oturduk. Hadi dükkana gidelim de sana bi çay ısmarlıyayım."

"Ama ben..."

"İtiraz istemiyorum. O dükkana gidilecek ve o çay içilecek! Anlaştık mı?..."

"Anlaştık!😊"

Yolda giderken kimsenin ağzını bıçak açmamıştı. Sonunda dükkana gelmiştik.

"Sen şöyle geç. Ben de bi çay suyu koyip geliyim."

"Peki."

O gidince ben de beklemeye başladım.

***

Beklerken birden içeri bir adam girdi.

"Ben beyaz ayakkabı bakıyodum. Sizde var mı acaba?!"

"Şey. Bu dükkana ben bakmıyorum. Ben burda sadece misafirim. Ama isterseniz ben dükkanın sahibini çağırıp..."

"İstemez! Var mı yok mu. Sen ondan haber ver!"

"Ben... şeyy... bilmiyorum."

"Siz esnaflar neyi bilirsiniz ki zaten! Çekil bakiyim sen şöyle kenara. Ben bakarım."

"Beyefendi lütfen durun! Kabalıkla dükkana giremezsiniz!"

Sanki ben orda hiçbi şeymişim gibi kafasına göre takılmaya devam ediyordu.

"Beyefendi size diyorum. Heeyy..."

O sırada Mert geldi. Adama öyle bir yumruk attı ki... Resmen hayran kaldım. Ayy sen yumrukta mı atarsın , ben seni yerim...derken birden iç sesim bölen Mert oldu.

"Sen iyi misin? Bi şey yapmadı di mi o pislik sana?!"

"Yok hayır. Aman delimi ne. Gelmiş neymiş efendim beyaz ayakkabı varmıymış. Ben bilmiyorum diyince siz esnaflar neyi bilirsiniz ki zaten demeler. Adam kendini ülkenin patronu sanıyo resmen. Ben durdurmaya çalıştıkça o beni takmadan dükkanı dağıtmaya devam ediyodu. Durdurmaya çalıştım ama..."

"Boşver sen onu yaa. Böyle tipler genelde kendini senin de dediğin gibi ülkenin patronu sanırlar. O yüzden takma sen onları kafana" dedi ve sarıldi.

"Hee bu arada sen gerçekten iyisin di mi? Bak bişey varsa hastaneye falan gidebiliriz istersen..."

"Çok saol. Ama ben iyiyim gerçekten. Gerek yok hastaneye gitmeye falan yani."

"Peki sen öyle diyosan." Birden bir şey dikkatimi çekti.

"Bi bakiyim. Aa senin kaşın patlamış. Dur ben bi pansuman yapiyim oraya..."

Çekmeyeceyi kurcalarken

"Burda pansuman malzemesi yok. Evde var"

"Nasıl ya. Şimdi buraya böyle takıntılı tipler geliyo ve pansuman aleti falan yok öyle mi... Ben mi yanlış anladım?"

"Yok aslında...yani gerek yok. Bi kaç gün öle bekleyince geçiyo zaten."

Bu lafının üzerine ona öyle bir bakış attım ki bi de benden dayak yiycek zannetti. Dolayısıyla da en sonunda pansuman yaptırmaya ikna oldu.

"Hadi yürü hastaneye gidiyoz."

"E sen yapmiycak mıydın pansumanı. Neden şimdi hastaneye gidiyoz ki?"

"Evet pansumanını ben yapıcaktım. Tabi burda malzemeler olsaydı. Prensip meselesi. Ha yanlış anlama. Ben hayatımda ilk kez birine pansuman yapıcam. Öyle her önüme gelene pansuman yapmam yani. Bu prensibi de şimdi oluşturdum zaten. 😅"

Hafifçe güldü. Ağızının kenarlarında çıkan o çukur gamzeler o kadar güzeldi ki. Ölme derecesinde olan bi insanı bile son bi kez güldürebilirdi. O derece.

"Hadi hastaneye gidelim."

"Peki."dedi yine gülerek. Ben o gülüşü aklımdan çıkarmassam hastaneye gidemiycem kesindi. 'Aa hadi ama çık aklımdan artık.' Bununla uğraşırken birden kafamda "çık hayatımdan" şarkısı çalmaya başladı. Ayy dur be tmm. Çıkma hayatımdan. Sadece gülüşün çıksın istemiştim. Tamamen hayatımdan çıkma. Sonunda hastanedeydik.

Değişik Bir Aşk SenaryosuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin