9

5 1 1
                                    

"Hoşgeldin sevgilim."

"Hoşbulduk."

İçeri girdik. Önden merdivenleri çıktı. Galiba odasına gidiyorduk. Ben ise kendime bakmak için tuvalete gidicektim. Bir kapının kolunu tuttum.

"Dur sakın! Oraya dokunma, ne yaptığını zannediyorsun sen?"

Bu tepkisi neydi böyle? İçerde ne olabilirdi ki? Ne saklayabilirdi?

"Be-ben eve gitsem iyi olucak."

"Dur dur gitme. Özür dilerim."

"Yok cidden ben gidiyim. Sen bugün dinlen biraz."

Arkama bakmadan merdivenleri inip kapıya yaklaştım. Fakat arkamdan gelmiş kapıyı açmama izin vermeden kolumu tutarak beni geri çekti ve kapıyı kitledi. Napıyordu bu çocuk?

"Sen napıyorsun. Heyyy! Kolumu acıtıyorsun. Bırak beni! "

O ise hiç konuşmuyordu. Korkmaya başlamıştım. Hiçbirşey düşünemiyordum. Sessizliği bozan o oldu.

"Telefonunu ver."

"Ne-neden ?"

"Sana ver dedim. Ya verirsin ya da zorla alırım. Ve emin ol canın acır."

Kolumu hâlâ sımsıkı tutuyordu. Bağırmak istedim sesim çıkmıyordu. Telefonu vermek zorunda kaldım. Beni merdivenlerden çıkardı. Bir odaya götürdü. Odanın duvarları sapsarıydı. Çok garipti. İnsanın gözünü alıyordu. Birden tablonun altına elini soktu. Ve bir kapı daha açıldı. Nasıl yani bu çocuk ne karıştırıyordu?

Odanın içine beni attı ve sonra kendi sandalye ve iple geldi zar zor sandalyeye oturttu. Deli gibi bağırıyordum. Iple beni sandalyeye bağladı ve:

"Ben gidiyorum sevgilim hemen gelicem. İnşallah karanlıktan korkmassın."

Diyip yanağıma öpücük kondurdu. Anlamıyordum. Ağlıyordum. Elleriyle gözyaşlarımı siliyordu. Lambayı kapattı. Çok karanlıktı. Ben ben çok korkardım karanlıktan peki bu çocuk bunuda mı biliyordu yoksa buda mı tesadüftü?

Geçmiş (flashback)

"Baba, baba korkuyorum." Şimşek çakıyordu. Her taraf kapkaranlıktı. Ve Öykü tek başınaydı. Babası ise o anda başka bir kadınla, annesi ise işteydi her zaman ki gibi. Yine ağlıyordu.

                 Günümüz                

Ağlıyorum. Lanet olası gün geliyo aklıma. Şimdi ise annem başka bir adamla. Ve ben yine karanlıktayım. Yine tekim. Yalnızım. Ben bunları düşünürken kapı açıldı. Burak'tı.

"Aslında sana öyle şeyler yapıcaktım ki , sana aşık oldum. Yani korkma sana kıyamam. Ama arkadaşların, ailen senin hakkında biraz endişelenecek."

"Ne olur bırak beni Burak. Tamam ben seninleyim. Seni bırakmıycam. Söz veriyorum. Ama nolur çöz beni."

"Artık bu imkansız. Zaten beraber olucaz sonsuza denk. Sen benimsin benden kaçamıycaksın. Hadi öpüyorum seni. Ben gidip haber salıyım."

Diyerek beni öptü. Ne haberiydi bu? Ne diyecekti herkese. Ne oluyordu? Artık bu gizem dolu hayattan sıkılmıştım.

Yazardan Not: Biliyorum diyosunuzdur. Buda hep not yazıyor. Ama bilgi vermem lazım. Bu ana kadar bölümler hep kısa kısaydı. Artık yavaş yavaş detaya giriyorum. İnşallah sıkılmamışsınızdır. Okuyucularımın ismini bölüm sonu notlara yazıyorum. Ve rastgele okuyucum adına karakter çıkarıyorum. Sizleri seviyorum. Iyi okumalar.

SIRRIMIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin