shy man | j.jungkook

12/ Making love

*Smut içerik uyarısı*

 Jung Kook ile yan yana uzanıyoruz. Parmakları huzur verici bir biçimde elimin üstünde dolaşıyor. On dakika önce onunla sevişmek istememi tamamen unutmuş gibi davranıyor. Ya da ben öyle sanıyorum. Yan yan ona bakıyorum. Güçlü çenesini sıkmış gözleri tavanda bir şeyler düşünüyor gibi gözüküyor. İç çekiyorum. 

"Aslında hayatımda hiç senin yanında olduğum gibi bir insan olmadım." diyor. Yutkunuyor, yutkunuyor. Gözlerinin biraz daha parlak baktığını fark ediyorum. Tıpkı onun gibi derince yutkunuyorum. "Asla neşe dolu değilimdir mesela." Parmağımın üzerinde duruyor ve parmaklarımızı birbirine geçiriyor.

"Duygularımı karşımdaki insanlara göstermeyi sevmem." diyor uzunca durakladıktan sonra. "Genelde sen hayatıma girmeden önce uyumayı severdim ben. Uyuyunca bütün dertlerim sıkıntılarım ve acılarım gidiyor gibi hissederdim. Uyandığımda geri geliyor olsalar da bilmiyorum, sanırım hayattan bu şekilde kaçıyordum." elimi sımsıkı tutmaya devam ediyor. Gözlerime yaşların dolmasına engel olamıyorum.

"Seninle olmak çok farklı. Seninle içtiğim su bile farklı geliyor. Hayatta asla utanmayacağım şeylerden deli gibi utanır oluyorum." Elimi bırakıyor ve yan dönüp gözlerini bana dikiyor. Bir elini başının altına koyup ona yatarken diğer eliyle saçlarımı okşuyor usul usul. "Seninle sevişmek istiyorum. Hemde bunu hayatımda hiçbir şeyi istemediğim gibi istiyorum, Mi Cha. Sadece korkuyorum. Senin yanındayken yapamamak fikrinden hoşlanmıyorum." derin bir soluk alıyor.

"Senin için her şeyi mükemmel yapan adam olmak istiyorum. Sana şarkılar yazmak, seninle doyasıya sevişmek ve dans etmek istiyorum. Ayaklarımın üstünde durmayacak hale gelene kadar dans etmek istiyorum." Ben de tıpkı onun gibi yan dönüyorum ve saçlarımdaki elini yanağıma yaslayıp elini orada tutuyorum.

"Sorun değil bebeğim. Yanımda hiçbir şeyi mükemmel yapmak zorunda değilsin." Elinin üzerini baş parmağımla okşuyorum. Yüzündeki gülümseme sırıtışa dönüşüyor. "Sen benim için hayatımdaki en mükemmel şeysin Jung Kook." dudakları aniden dudaklarımı yakalıyor ve şaşırıp kalıyorum. Duraksamıyor.

Elleri başımı iki yandan kavrarken aynı zamanda beni üzerine çekiyor. Bacaklarımı iki yana açarak üzerine çıkıyorum. İçten içe bunun nereye gittiğini biliyorum. Bunu istiyorum. Saçlarım yüzünün iki yanına dağılırken dudaklarımızı kısa bir an ayırıp tişörtümü sıyırıyor ve odanın bir köşesine atıyor. Dudaklarımdan boynuma oradan sütyenime ilerliyor. Kalbim deli gibi atıyor. Nefeslerim o kadar düzensiz ki bayılmamak için dualar ediyorum.

"Kokun," diyor Jung Kook beklemediğim bir anda. Kafamı eğip ona baktığımda gözleri kısa bir an beni buluyor ve kaldığı yerden öpüşlerine devam ediyor. "Burada daha da fazla. Deli gibi hissediyorum." diyor uzun öpüşlerinin arasında. Ensesindeki saçları kavrayıp ufak iniltiler çıkarıyorum. Jung Kook inleyişimin ardından hırıltılı nefesler alıp veriyor. 

Yavaşça olduğu yerde doğruluyor beni kucağına daha çok çekiyor. Oturduğum yer yüzünden kızarıyorum. Yani yanaklarımın kızardığına emin değilim ama kafama doğru bir ateşin yükseldiğini hissediyorum. Jung Kook iki eliyle belimi sımsıkı kavrayıp göğsümün açıkta kalan yerlerini öpüyor. Onun yanında ilk defa bu denli arzu dolu hissediyorum. Tırnaklarımı ani bir hareketle tişörtüne geçirip yukarıya doğru çekiştiriyorum. Jung Kook kollarını kaldırıp tişörtü çıkarmama yardım ediyor. 

Bu sefer ipleri ben almalıymışım gibi bekliyor. Kulağına doğru eğilip kulak arkasını öpüyorum. Dilimi orada gezdirdiğimde titriyor ve iç geçiriyor. "Seni seviyorum." diye fısıldıyorum kulağına doğru. Bunu söylememin ardından birden dönüyor ve kendimi yatar pozisyonda onun altında buluyorum. Gözlerini gözlerime sabitleyip şortumu aşağıya çekiyor. Yardımcı olmak için alt tarafımı hafifçe kaldırıyorum. Jung Kook sadece gözlerime bakıyor. Yüzünü ellerimin arasına alıp dudaklarını öpüyorum. Yaptığımız şey öylesine gündelik bir seksten çok daha farklı geliyor. Bu daha çok sevişmek gibi. Hiç duymadığınız ama yine de kulağınızı hayali şekilde dolduran bir müzikte dans etmek gibi.