Çatı katındayım. Parmak uçlarımda durup müziğin ritmine göre pointlerimin üzerinde dönüp duruyorum. Ellerim kendiliğinden haraket ediyor ve hareler çiziyor. Huzurlu hissediyorum. Bale yapmak evim gibi hissettiriyor çünkü. Son hareketim üzerinde biraz çalışmam gerektiğinin farkına varınca duraksıyorum. Terledim ve boğazım kurumuş hissediyorum. Suyumun yanına adımlarken karşıya bakmaya gereksinimi duyuyorum. Ve...
Ve işte o zaman onu görüyorum. Onu ilk görüşüm böylece oluyor. Karşı binanın çatısında dans ediyor ve o kadar güzel görünüyor ki kalbimin ritmi bozuluyor. Nedenini anlamıyorum ama sanki onun içinde dans eviymiş gibi hissediyorum. Hareketlerini o kadar kendinden emin ve güzel şekilde tamamlıyor ki hayranlık duymamak elimde değil. Onu biraz daha yakından görmek adına binaların en yakın kısmına yürüyorum ve orada öylece onu izliyorum. Üşüyorum ama umrumda bile değil. Büyülenmiş gibiyim.
Müziğinin sesi kesiliyor sonra. Sanki izlendiğini anlamış gibi binama doğru bakıyor. Öylece kalıyorum. Ne yapacağımı bile bilemiyorum o an. Öylece bakıyor bana. Farkında olmadan elimi kaldırıyorum ve sallıyorum. Sonrasında yaptığım salaklığı fark edip hızla indiriyorum ama çok geç. Bana tuhaf bakışlar attığını görüyorum uzaktan da olsa. Galiba benim manyak biri olduğumu düşünüyor. Selam vermeden ve bir daha bakmadan arkasını dönüp öylece gidiyor. Arkasından öylece bakıyorum bir süre daha. Kendimi sapık gibi hissediyorum ve utanıyorum.
Ona bir daha bakmayacağım. Asla.
Tabii ki bu sözümü ikinci kere onu gördüğümde çoktan unutmuş oluyorum.
İkinci görüşüm biraz daha farklı oluyor. Gece saatlerinde penceremin kenarında kitabımı okuyorum. Üzerimde büyük ve kalın bir hırka var ve üşümüyorum. Termosta yaptığım kahvemi yudumluyorum. Hemen ayaklarımın dibinde kedim Bo Mi uyuyor. Bazen sayfa değiştirdiğimde kafasını kaldırıp bana baksa da umursamadan uyumaya devam ediyor. Kendisi dünyanın en uykucu kedisi olabilir.
Kitapta geçen bir söz beni çok etkiliyor. "Aşk vardır, ona inanmaktan vazgeçme." Sonra başımı kaldırıyorum. Karşı apartmana bakmaktan alamıyorum kendimi. Aklıma gelmemesi için ne kadar dirensem de o günden beri aklımdan çıkmıyor zaten. Daha ömrümde bir kere gördüğüm o adam.
Ve beklemediğim bir şey oluyor. Çıplak göğsü ile camın önünde dikildiğini görüyorum. Benim dairemin çaprazında ve sadece bir camını görebiliyorum. O da tam olarak o camın önünde duruyor. Elinde ki havlu ile saçlarını kuruluyor. Saçları ıslak olduğu için tel tel olmuş ve daha koyu görünüyorlar. Bu görüntüye bayılıyorum. Ömrümde gördüğüm en güzel şey olabilir onun havlu ile orada dikilişi. Sonra yatağına doğru gidiyor. Cam büyük olduğu için ve perdesini çekmediği için nereye gittiğini görebiliyorum. Ve fark ediyorum ki burası onun yatak odası. Yatağın üzerine eğilip telefonunu alıyor ve kulağına koyuyor. Cama doğru döndüğü için çatılan kaşlarını görebiliyorum.
Cama yaklaşıyor ve nefesimi tutuyorum. Beyaz teni ay ışığı ile parlıyor ve bir kaç dakika öylece onu izliyorum. Telefonu kapattığında dışarıya baktığını görüp nefesimi tutuyorum. Buraya bakacağını tahmin ediyorum çünkü bu binada tek penceresi açık manyak benim. Ona yakalanmamak için kitabıma eğiliyorum ve bir şey olmamış gibi kahvemden bir yudum alıyorum. Anlamayacağını tahmin ettiğim yan bakışlarla camına baktığımda pür dikkat bana baktığını görüyorum. Bu bedenimin kas katı kesilmesine sebep oluyor. Nefes almayı bile unutuyorum.
Onun yaptığı gibi yapmaya karar veriyorum. Kitabıma bakarken aniden başımı kaldırıp öylece etrafıma bakıyorum ve daha sonrasında direk onun camına bakıyorum. Bana bakarken yakalandığı için öylece kalıyor. Sonrasında beklemediğim bir şey yapıyor. Göğsünü tek eliyle örtüp diğeriyle hızla perdeyi çekiyor.
Gülüyorum. Öyle gülüyorum ki onun da gülüşümü duyduğuna adım kadar eminim. Hatta Bo Mi bile uyanıp bana bakıyor ve miyavlayıp arkasını dönüp tekrar yatıyor. Suratımı kitabıma gömüp kıkırdarken mutlu hissediyorum. Kalbim pıt pıt atarken elimi göğsüme bastırıp öylece sırıtıyorum. Kafam hala kitabımın üzerinde yaslı.
Bu gece rüyalarıma gireceğini biliyorum. Sırf bu yüzden penceremi kapatıp yatağıma giriyorum. Rüyamda bile onu görecek olma düşüncesi beni heyecanlandırıyor çünkü. Daha adını bile bilmediğim bu insandan deli gibi etkilendiğimi biliyorum. Sesli olarak söylemek istemesem de deli gibi etkileniyorum ondan. İlk gördüğüm andan beri hemde...
**
Hüleley büleley kısa hikaye yazmaya karar verdim yey! \^o^/ Hikaye'nin 'o kişi'si Cankuk bey eheheh.
*Alıntı olarak koyduğum kitabın adı 'Senden Sonra Ben' *
Bu da kızımızın çatı pratiği ehüheh
Bu da ben \^o^/
ŞİMDİ OKUDUĞUN
shy man | j.jungkook
FanfictionOnu ilk görüşüm böylece oluyor. Karşı binanın çatısında dans ediyor ve o kadar güzel görünüyor ki kalbimin ritmi bozuluyor. Nedenini anlamıyorum ama sanki onun içinde dans eviymiş gibi hissediyorum. Hareketlerini o kadar kendinden emin ve güzel şeki...