KİRAZ MEVSİMİ

36 7 2
                                    

Hayal ettiğim mavi geleceğe yaklaşırken , yeşil yaprakların arasında kızaran kirazlar ,gönlüm gibi utangaç, aynı zamanda bir o kadarda cazibeliydi.

Mertle olan yaşantımda bir ileri iki geri yaşamaktan bıkmış,kiraz mevsiminin bile tadını alamaz hale gelmiştim .

Artık hayat çekilmez bir hal alırken,
Geleceğimiz hakkındada umutsuzluğa kapılıyordum.

Tek görüp konuşabildiğim arkadaşım Ela, gerçekleri yüzüme vururken ,yaşadıklarımla yüzleşmek çok zor oluyordu.

Ela:
Mert sana ilgi göstermiyor hazan!

_Nasıl yani?

Ela:
Şu anda seninle konuşmalıydı başka kadınlarla ilgilenip onlarla konuşuyor.
Bense:

-Bilmiyorum. Ama öyle değil benide çok kıskanıyor ,yanlış şeyler yapmaz. diyebiliyorum.

Şöyle bir düşündükten sonra ,beynimde düşüncelerimi tartıyorum.

Mert bana neden sen burada kal ben işçilerle yan taraftaki bahçeye gideyim demişti ?

Beni çok kıskanıyordu da neden beni orada bırakıp gitmişti ?

Ruhum büyük bir sıkıntı beraberinde kıskançlık hissiyle daralıyor.

Ve yerimde duramayıp Mert 'in yanına gidip bakmak için fırlayarak hızlı adımlarla mertin yanına koşuyorum.

Birde ne göreyim!
Mert ,işçi kızlarla benimle hiç konuşmadığı kadar neşeli konuşuyor onları güldürmeye çalışıyordu.

Yani resmen onlarla kendi çapında cilveleşiyor.

Bense :

Mert ! Diye seslenip bana dönüp bakmasını bekledim.
Mert dönerek ;

O neşeli halinden arınıp.Kızgın bir şekilde bana doğru bakmak için dönerken , saniseler içerisinde;

Tüm hayatımı,
Gençliğimi,
Umutlarımı
Hayallerimi
Hedeflerimi
Yaşama gücümü
Olması gerekenleri
Ona verdiğim emeklerimi
Çiğner ,ezercesine
İnsan olmanın gerektirdiği tüm erdemlerden yoksun .

Patlamaya hazır bir volkan gibi
Kükreyerek:

_Niye geldin sen oraya dön !
dedi sadece . Hepsi bu.

Edepten payını almamış edepsiz bir şekilde tekrar cilveleşmesine devam etti.
Hani beni kıskanıyordu?

Hani seven kıskanırdı ?
Ve
Bu büyük bir çelişkiydi.

Bende gencim benimle ilgilemmeliydi ya hani?

Dönmem gerektiğini düşündüm .
Üzerimdeki baskı onu yaptırıyordu.

Ve mertin cilve seslerini dinleyerek
Geri döndüm.
Aynı zamanda dertlenip elimde olmayarak sesli düşünüyordum.

Ukala ne olacak sanki,kendini birşe sanıyor.
Ama sen.görürsün.Ve daha bir çok sitem.
_ Mer 'tin beni umursamaz halleri bitmek tükenmek bilmiyor.

Hayallerini çoğu zaman başka kadınlar süslüyordu .
Ona erkek çocuk doğuracak , başka güçlü kadınlar.

Bunu söylemeye çekinmiyordu bile.
Kiraz bahçesinde geçen vaktimizde her fırsatta ,
bunu dile getiriyordu..

Kiraz mevsimi çok güzel ama mert beni boğuyor . Mevsim ve bulunduğum yer bana zehir zembelek adeta.

Ama küçük kızım beni hayata bağlayabiliyor .
Çünkü çok küçük ve bana ihtiyacı var.

Mert.
Çok önceden beri gözlerimin önünde beni defalarca gözleriyle ve hareketleriyle aldatmıştı.
Nasılmı?
Sevdiğiniz kişinin;
Yanınızda başkalarına bakması ve ilgilenmesi.
Tek aldatılan ben değilim elbette!
Ama çok acı verici...
Biliyorsunuz değilmi ?
Beni görmüyor duymuyor .
Hatırladığım tüm kiraz mevsimleri böyle evet böyle.

Artık her yaz bunun son bulmasını
diliyorum.
Ama nafile.
Mert,hiç bir zaman samimi ve insancıl olamayacak.
Nereden rastladım bu yaratığa bilmiyorum.
Büyük şanssızlık diye düşünüyorum.

Ve bir kiraz mevsimide böyle büyük hayal kırıklığı ile geçip gidiyor.
Kalbim kırık, ruhum buruk.

Yer yüzüne sığamıyorum sanki
İçimdeki çocuk tekrar beni esir alıyor.

Şu pamuk gibi bulutlara salıncak kurup sallansam .

Yada gök kuşağının mor rengini kaydırak yapsam.

Sonra şu kabaran yüreğimi paraşüt yapıp yeryüzüne öyle insem .

Gerçeklere dönünce gerçekler ağır geliyor derinden bir iç çekiyorum .

Yorgun bedenimi hissediyorum o an .
Bütün bedenim ağrı sinyalleri veriyor .
O an herkes tarafından unutulmuş hissediyorum kendimi.
Aciz bırakılmış.Ve

Hayvan gibi çalıştırılmış ama hayvan yerine bile konmamış olarak.

Elbet birgün insan gibi yaşarım !umuduyla.

Umudum hiç bitmiyor.

Bir yazda yazı yaşamadan bitti.

Mert in,anlam veremediğim kıskançlık ve aynı zamanda yaptığı göz aldatmaları ,beyin sağlığımı zorluyor.
Onunla olan ilişkimizi ,sürdürmek için verdiğim savaş o kadar zorlu ki !

Kendimi kurtuluş savaşında savaşan kadınlardanmışım gibi görüyor?

Ama benim savaşım daha umutsuz aslında hissediyorum.

Artık beklediğim mavi.gelecek umudu;
şeklini değiştirmeye başladı .

Tahammül sınırım düştükce gelecekle ilgili hayallerimde değişiyor...

Ona cephe alarak düşünsel tavır alıyorum . Kontürolsüz fısıldayarak:

Mert !artık sana, duygularımda , bende, esir olmayı düşünmüyoruz .

Bilinçli değil,tabiki içgüdüsel olarak ona esir olmaya direniyorum.

( Ona haykırmak istiyorum.)

İstediğim birşeyi alsaydın keşke .
Yada gitmeyi istediğim bir yere gönderseydin , yada götürseydin.

KEŞKE AH KEŞKE!

Sonra tekrar düşündüğümü zannederek bağırmışım:

_Olmaz Mert biliyorum senle OLMAZ !

Dediğimde, çok yıkılmış gibiydi.
O kadar tahammülden sonra beklemezdi tabiki.
Ama bunu söylemek bile canımı çok acıtıyor.
Yorgunum hemde çok yorgunum.
Bu umutsuz hallerimde bile alışılmışlık dolu hayatımı sürdürmeliyim.
En azından bir süre daha.

_Mert sana bir süre daha katlanmalıyım .
Dediğimde .
Mert 'te bana .
_Neden bir süre katlanma o zaman .
_Malesef tüm kazancım sende beni kendine esir ettin diye bağırıyorum.
Mert:
Bağırma sana neden bağırıyorsun?
Sesini komşular duyacak .
dediğinde.
Daha çok çıldırıyorum.
Ama susmalıyım.

Şimdilik kendimi susturmalıyım.

Son nokta ne zaman merak ediyorum.

Mavi GelecekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin