chapter eleven

4.6K 424 71
                                    

Bölüm şarkısı; ; Troye Sivan - Talk Me Down

bölümde italik olarak yazacağım kısımlar birkaç saat öncesine dönüş olacak iyi okumalaaar ♡

On Birinci Bölüm;

Taehyung'un Ağzından

İşte yine aynı şeyi yaşıyorduk, Jeongguk gecenin bu saatinde kollarımda ağlıyordu.

Birkaç gün önce Jeongguk'un gömleğini vermeyi unuttuğum için birkaç saat önce onu vermek için evine gelmiştim ve hala kilitlemediği kapısını kolaylıkla açmıştım.

Jeongguk'un hiçbir kapısını kilitmemesi beni endişelendiriyordu.

Ya kötü niyetli biri evin içine girseydi ve bu Jeongguk'tan aldığım son haber olsaydı?

Bu sefer durum daha kötüydü, çok daha kötü. Jeongguk, geldiğim anda hiçbir şekilde sakinleşememişti; sakinleşmek yerine beni ona dokunmaya korkutacak kadar çok ağlamıştı.

Jeongguk beni tekmeliyordu, beni geriye doğru ittiriyordu, göğsüme vuruyordu ve kollarını karnına sarıyordu. Hepsi korkutucuydu. Bunların getirdiği üzüntüden dolayı neredeyse ağlacaktım. Jeongguk kendine gelip bana bir koala gibi tutunmadan önce gitmem için yaptığı tüm o şeyleri önlememin bir yolu olmamıştı.

----

"Jeongguk, gömleğini getirdim." Sessiz evine doğru seslenmiştim. Bacaklarım beni soğuk evinin içine doğru taşımıştı, her ne kadar bir şey olsa da daha önceki gelişimde baktığım aynı şeylere bakmıştım.

Bir koku vardı ve bayattı, beni endişelendirmişti.

"J-Jeongguk?" Merdivenlere çıkmaya karar vermeden önce trabzanlara tutunup ismini seslenmiştim. İyi olup olmadığını öğrendikten sonra özel alanını ihlal ettiğim için özür dilerdim.

Bacaklarımı güçsüzleştiren görüntüyle karşılaşmak için beyaz kapısını açmakta tereddüt etmemiştim.

"Jeongguk..." Yüzünü yastığına kapatıp bağırırken ve sanki insanlığının son parçasıymış gibi onu pençelerken genellikle sessiz ve yumuşak olan ses tonundan eser yoktu.

Yüzü yastığa kapalı bir şekilde durduğu için onu buradan göremiyordum ama ağladığını, hıçkırarak ağladığını söyleyebilirdim.

Ayaklarımın sesi odada duyulmuştu ve kendimi yatağına bırakıp kollarımı tıpkı birkaç gece önceki gibi onu sarmak için ona doğru uzatmıştım.

"Bırak beni!" Büyük gözleriyle kollarımı ittirirken bağırıyordu.

"Guk, lütfen." Tekrar ittirilmek için bir kez daha şansımı denemiştim.

"Jeongguk, bu şekilde davranmayı bırak. Ben sana yardım etmeye çalıştıkça sen bunu imkansızlaştırıyorsun!" Gözyaşlarım yavaşça akmaya başlamıştı.

"Beni yalnız bırak!" Yapabildiği tüm gücüyle yüzünü saklarken bir kez daha yastığa doğru ağlamıştı.

"T-t-tek-tekrar i-in-incin-incinmek i-i-is-istemiyorum." Söylediği bu cümleyle Jeongguk bir anlığına bana doğru dönüp yastığının kenarından, çok az bir kısmından bana bakmıştı.

"Seni incitmek mi?" Şaşırarak titreyen bedeninden biraz uzaklaşıp arkama doğru yaslanmıştım.

Jeongguk'u nasıl incitebilirdim?

Pretty Boy || Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin