chapter eight

5.3K 507 166
                                    

evli gibi taekook temalı bölümümüze hoşgeldiniiiiz, iyi okumalaaar♡

Sekizinci Bölüm;

Taehyung'un Ağzından

Parlak ve tanıdık olmayan odaya alışmadan önce gözlerim titreyerek açılmıştı. Göğsümde yatan ağırlık rahattı, güven verici bir şeyle sakinleşmişti.

Kafamı eğip sanki hayatı buna bağlıymış gibi tamamen bana tutunan Jeongguk'a bakarken kapalı stor perdelerinin aralıklarından güneş ışığı yüzüne yansıyordu. Siyah kahkülleri kapalı gözlerinin üzerine dağılmıştı, hafifçe aralanan pembe dudakları arasından yumuşak mırıltılar çıkıyordu. Ben kendimi ona sarılıyor bir şekilde bulurken onun da kolları belime dolanmıştı.

Hayatımda bu şekilde hiç, bir erkekle uyumamıştım. Hayatımda hiç, bir erkeğe böyle sıkıca sarılmamıştım ama bunun bu kadar huzur verici olmasını sevmiştim.

Jeongguk kısık sesle bir şeyler mırıldanıyordu ve onu kendime daha çok çekmiştim. Hemen tutuşuma karşı direnmişti, beni yatağından ittiriyordu ve hemen onu bırakmıştım. Kendimi yataktan düşüyor bir şekilde bulduğumda düşmemek için yatağına tutunma çalışmıştım ama düşmüştüm. Yattığı yerden doğrulmuştu, gözleri büyümüş bir şekilde ve ağır ağır nefes alırken bir dakikalığına yatağında oturup kalmıştı. Dudakları aralanmış bir şekilde duruyordu ve Jeongguk yataktan aşağı bakana kadar çok uzun sürmemiş olsa da onu izlediğim bu anı 'huzur' olarak kabul etmiştim.

"V?" Bakışlarımla buluşmak için yatağın kenarına doğru emeklerken inanamamazlık içinde fısıldamıştı. Yerde, halının üzerinde duruyordum, kollarım yatağının üzerinde çaprazlanmış bir şekildeydi. Ona bakmaya ihtiyacım vardı.

Jeongguk'un yüzü bana son derece yakındaydı. Yutkunarak "Efendim?" demiştim elleri ve dizleri üzerinde duran küçüğe.

"Ne-neden buradasın?" Kafasını yana doğru yatırmıştı ve ben de aynısını yapmıştım.

"Çünkü buraya gelmemi istedin." demiştim kafası karışmış bir şekilde bakan bakışlarına daha iyi bakabilmek için kafamı doğrultup bilinçsizce işaret parmağımı Jeongguk'un eline uzatırken. Jeongguk da çok farketmiş gibi görünmüyordu.

"Öyle mi yaptım?"

"Öyle yaptın." İnanılmaz derecede tatlı olan bu sahneye bakarken gözlerim parlıyordu. "Beni aradığını hatırlamıyor musun?"

"Ha-hayır, p-pek...pek sayılmaz." Bakışlarını aşağı indirip elini parmağımla okşayan elime bakarken kekeleyerek konuşmuştu.

Hareketimi önleyecek hiçbir şey yapmamıştı, kolaylıkla kabul etmişti ve bu beni de bir tür kolaylığa sokmuştu.

"Dün gece ağlarken beni aradın." Onu utandırmak istemeyerek nazik bir şekilde açıklama yapıyordum ama buna rağmen yine de utanıyordu. Ben de engel olamayarak bu haline gülüyordum.

"Tanrım, bu çok utanç verici." diye mırıldanmıştı ve kafasını aşağı eğip alnını koluma yaslamıştı.

"Hiç değildi." Ona güven verircesine hızlıca konuşmuştum. "Sana yardım etmek hoşuma gitti."

Kafasını anında kolumdan kaldırıp gözlerini benimkilerle buluştururken, "Ge-gerçekten mi?" demişti.

"Evet," Ne dememin doğru olacağını düşünerek bir saniyeliğine durmuştum. "Tuhaf bir şekilde memnun ediciydi." Jeongguk'un dudaklarının kenarları yukarı doğru kalkmıştı.

"Teşekkürler."

"Bana teşekkür etme." Hüzünlü bir şekilde söylemiştim. "Şimdi...hazırlan, okula gidiyoruz."

Pretty Boy || Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin