chapter fourty one

3.5K 213 49
                                    

Kırk Birinci Bölüm; ;

Jeongguk'un Ağzından;

"Bebeğim," Sabah olduğunda Taehyung sessizce fısıldamıştı. Sesi halsizdi. Sadece dört saatlik uykudan sonra bilmediğim bir nedenden dolayı uyanıp geçen dört saat boyunca karşımdaki duvarı seyrettiğimi bilmiyordu.

Yumuşak çıkan sesiyle, "Uyanma vakti." diyerek cümlesini tamamlamıştı. Eli ise yavaşça ve nazikçe açıkta olan bacaklarımda dolaşıyordu.

"Zaten uyanıktım." demiştim ve bacaklarımı koyu gri yorganımızın altına sokarken sesimin bu kadar derin çıkmasına şaşırmıştım. Utanıp yüzümü yastığa gömdüğümde Taehyung kıkırdamıştı ve yanıma uzanıp benimle aynı yüz hizasına gelmişti.

Büyük kahverengi gözlerinin üzerine düşen kahverengi kahküllerini izlemek harika bir şeydi. Göz bebekleri o kadar genişlemişti ki neredeyse kahverengi gözleri siyah gibi görünüyordu.

Güzel dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı, uykulu olduğu anlaşılır bir şekilde sabah gülücüklerini saçıyordu. Her seferinde hayranlıkla izlediğim gülüşleri...

Ben de ona bakıyordum ve hâlâ temizlemediğimiz dağınıklığın arasında kendimizi biraz rahatsız hissetsek de ikimiz de çok huzurluyduk.

Dolaşmış çarşafımız çıplak bedenlerimizi gizliyordu ve bu, evdeki herhangi bir hizmetçinin ya da Taehyung'un abisinin olası bir kazayla bizi görmesini engelliyordu.

Taehyung, parmaklarını yumuşak ve her zaman doğal ve masum görünen yüz hatlarımda gezdirirken, "Nasıl hissediyorsun?" diye sormuştu.

"Ağrım var ve yorgunum." dediğimde Taehyung hafifçe gülmüştü, alnıma yumuşak bir öpücük bırakırken gözlerimin bu sıcak hisle kapanmasını sağlamıştı. "Ama iyi hissediyorum. Gerçekten iyi."

Taehyung yattığı yerden yavaşça doğrulurken, "Kahvaltı şimdiye kadar hazır olmuştur ama önce duş almamız gerek." dedikten sonra sesli bir şekilde esneyip kollarını yukarı doğru kaldırarak gerinmişti.

Rahat ve sıcak yorganımız kaslı ve esmer göğsünden aşağı doğru kayarak düşmüştü ve böylece, yorgan belli bir bölgeyi kapatır hâle gelmişti ve kalp atışım hem dün geceki anılarımız yüzünden hem de şu anki görüntüsü yüzünden hızlanmaya başlamıştı.

Yanımdaki bu güzel çocuk gerinmeye devam ettikçe yorgan, vücudunun daha azını kaplar bir hâle geliyordu.

Kaslı bacakları ortaya çıktığında tamamen aklımı kaybetmiştim ve dudaklarım düz bir çizgi halini almıştı.

"K-Kalkmak istemiyorum." Kekelemiştim, hâlâ onu izliyordum ve kesinlikle bir kez daha büyülenmiştim.

O an, bir kez daha varlıkların gerçeğini çizebilecek kadar yetenekli olmadığım için kendime kızmıştım. Eğer yetenekli olsaydım, bir çizim defterinin bütün sayfalarına Taehyung'u çizerdim.

"O zaman seni kucağımda taşıyayım." Benimle anlaşma yapıp birden bana doğru dönmüştü ve hâlâ onu izlediğim sırada beni yakalamıştı. Utandığımı görünce yüzünde bir gülümseme belirmişti.

"Bebeğim, hemen kızarma." dedikten sonra gülerek devam etmişti. "Sanki daha önce beni hiç çıplak görmedin."

"Oh, ah---ha-haklısın, evet." diyip yavaşça yattığım yerden doğrulmuştum fakat ağzımdan acıyla bir inleme kaçmıştı ve bir kez daha hareket etmeden önce acının geçmesini beklemiştim.

Taehyung güçlü kollarını küçük bedenimin etrafına sarmıştı.

Bir kolunu diz kapağımın altından geçirmişti. Diğer koluyla ise ince belimi kavramıştı. Daha sonrasında ise yataktan olan bağlantımı keserek beni tamamen kucağına almıştı. Hissettiğim yeni sıcaklıkla kucağında kıvrılmıştım. Bu tanıdık hisle mest olmuştum.

Pretty Boy || Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin