1.BÖLÜM

2.2K 61 50
                                    

Arkadaşlar öncelikle bu kitabın başlarını okurken belalı aşk ın ilk bölümlerinden sahneler var diyebilirsiniz çünkü ilk iki bölümden bir kaç paragraf aldım ama konu tamamen farklı

Ahh yine klasik pazartesi günü! Ne yazık ki bu yazda bitti! Yine okul işkencesi başlıyor. Hadi kalk Eylül Yapacağın şey çok basit. Alt tarafı üzerindeki seni hiç bırakmayacak gibi görünen tatlı mı tatlı yorganı üzerinden atıp kalkmak. Off neden bu kadar zor. Üç aydır onu görmüyorum! Tabii internetten günde bir kızla paylaştığı fotoğrafları saymazsak. Aslında kas yığınından başka bir halt değil. Ama onu seçmem de benim aptallığım olsa gerek. Anlayamıyorum bu kızlarda olup'ta bende olmuyan şey ne? Neden üç yıldır bu adam bana bir kez bile dönüp bakmadı? Ama bu yıl yapacağım! Görür O! Eylül Acar'ım ben! Hiç kimse bana karşı koyamaz!  Ne yolla olursa olsun Serkan bu yıl benim sevgilim olacak. 

*** 

Kalkıp üzerime mini siyah deri eteğimi ve açık mavi bluzumu giydim. saçlarımı hafif maşa yaparak saldım omuzlarıma. Hafif makyaj yaptıktan sonra aceleci adımlarla evden çıktım. Kırmızı spor arabama binip okulun yolunu tuttum.  Okula vardığımda erken geldiğim çok barizdi. Benden ve bir kaç öğrenciden başka insan yoktu. Hemen telefonumu çıkarıp Meral'i aradım 

Eylül:Nerdesin kızım sen?

Meral:İnsan bir günaydın der önce!

Meral benim en yakın arkadaşım olur kendisi. Dünya umrunda değildir. Hayatı sadece mutlu olmak için yaşar. Bazen onu çok kıskanıyorum! Ben asla onun gibi biri olamadım. Yaşamak için bir sebebe ihtiyacım var! Belki de bu yüzden beni hiç takmayan birine aşık olmak için direniyordum. 

Tüm sıkıcılığıyla okulun ilk günü bitmek üzereydi. İki dakika sonra zil çalacak ve bu işkence son bulucaktı. Zaten sinirliydim! Serkan'ı hiç görmemiştim bu gün. Zilin sesiyle kafamda dönüp duran saçma düşüncelerden silkinip uyandım. Çantamı topladıktan sonra ayağa kalktım. Sınıfımızdan çıkıp kolidorda yürüyordum ki karşıdan Cemre'nin geldiğini gördüm. Şimdi hiç çekemezdim onu. Hayaller Serkan! Gerçekler Cemre! 

Cemre:Merhaba tatlım nasılsın?

Dedi yüzündeki alay sırıtışıyla. İçimden ne kadar "SANA NE PİS YELLOZ!" demek geçsede bunu yapamazdım. En azından şimdilik!  Cemre bizim okulun gözde kızlarından olur kendisi. Aslında okulun ilk yılında çok samimiydim onunla. Ama daha sonra benim ve onunda arkadaş olduğu Meral'in sevgilisiyle kırıştırdığını öyrendiğim günden onunla bağımı koparmıştım. Güzel aynı zamanda tehlikeli kızdı. Gülümseyerek

Cemre:Ya Serkanı gördün mü?

Biraz durduktan sonra dudağını büzerek

Cemre:Dur yoksa hala bakmadı mı sana?

diye sorarken iğrenç kahkahasını atmıştı bile.
Gerçekten haddini aşıyordu ve benim ona çok güzel bir ders vermem gerekiyordu.  Yüzüme alaylı gülüşümü taktım

Eylül:Serkan'nın peşini bırakalı yıllar oldu! Benim kim olduğumu unutuyorsun galiba! Ben Eylül Acar'ım! Bana hiç kimse karşı koyamaz!

Cemre'nin yüzü mosmor olmuştu

Eylül:Seç istediğin erkeği onu 1 haftada kendime aşık edeyim.

Dedim iyi halt etdim. Ne gerizekalı bir kızım ben! Ortaya attığım iddia Cemre'nin çok hoşuna gitmiş olmalı ki, alttan yukarı beni süzdükten sonra etrafına bakınmaya başladı. 

Cemre:İşte o siyah deri ceketli çocuk!

dedi eliyle ileriyi işaret ederek.

Cemre:Yapta bakalım nasıl aşık oluyormuş sana!

diyerek kollarını göğsünde birleştirdi. Yüzümü dönüp arkama baktığımda motora yaslanmış çok yakışıklı aynı zamanda sert görünümlü bir çocukla karşılaştım. Hani Allah özene büzene yaratmış derler ya aynen o hesap yani.

Cemre:ee ne duruyorsun? Gitsene yanına!

Hayy dilimi eşşek arıları soksun. Mecburdum artık gitmeliydim yanına! Başka çarem yoktu. Boşbogaz çenem yine başıma bela açmıştı! Hemde ne bela! Kendime söve söve onun yanına gelmiştim artık. Konuşmak için boğazımı temizledim

Eylül:Merhaba!

dedim ama o selamımı almak bi yana hiç dönüp bana bakmadı bile. Cemre'nin sırıtışını ensemde hiss eder gibiydim. Yeniden ve daha yüksek sesle

Eylül:Selam!

Bana bakmadan

Ali:Ne istiyorsun?

diye sordu bıkkın bir sesle.

Eylül:Selam verdim sana! Selamımı almanı isteye bilirim mesela!

dedim sert kaçmasın diye biraz çocukça çıkardığım sesimle. Biraz durduktan sonra başını kaldırdı

Ali:Selam! Oldumu?

Çok sert ve umursamaz görünüyordu bana karşı tavırları. Zaten öyleydi de. Cemre'ye ilk günden yenilemezdim. Kahretsin ki bu saçma iddayı ben atmıştım ortaya. Ve ne olursa olsun kazanmalıydım. Derin bir nefes aldım

Eylül:Sadece biraz eğleniyor gibi yap! Söz gideceğim!

Nefesini sesli dışarı verirken bakışlarını yere çevirdi...

Ali:Rahat bırak beni!

dedi bıkmış ve kızgın sesiyle. Cemre'ye rezil oluyordum. Bana bakarak gülüyordu. Nasıl yapıcam bilmiyorum ama bu çocuğu kendime aşık etmeliyim. Ola bildiğince şirin görünmeye çalışarak , kedi bakışları attım

Eylül:Ya lütfennn!

dedim gözlerimi kısarak. Çok fazla üstüne gitmiş olmalıyım ki bağırarak ayağa kalktı

Ali:Artık deff olup gidecek misin?

Dedi ateş püsküren mavi gözleriyle.  Bu oldukça kaba, sert çocukla başım belada ve daha yeni başlıyoruz....  Sahi ateş ne zamandan maviydi....Yoksa mavi'mi ateşin değil de denizin olmayı seçmişti? Peki şimdi ben neyim Denizmi ,Ateşmi.......

💙oy ve yorumlarınızı bekliyorum 💙

AŞK HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin