Aşkhikayesi 4.Bölüm
Ali:Sen şizofren misin?
Eylül: ya ne olur yardım et bana! Serkan'ı kendime aşık etmeliyim!
Ali yüzüme öyle bön bön bakıyordu
Ali:Yok sen kafayı yemişsin!
diyerek kollarını göğsünde birleştirdi ve arkaya yaslanarak gözlerini yumdu. Ben de sinirle biraz yüksek sesle "Off!" Çekip Ali'nin yanına oturdum. Dışarı da yanan lambaların ışıkları odayı hafif ışıklandırıyordu. Ali çoktan uykuya dalmıştı. Bense Ali'yi nasıl ikna ederim diye kara kara düşünüyordum. Bir yolu olmalıydı mutlaka! Ama ne?
****
Uzaktan gelen ayak sesleriyle uykudan ağırlaşmış gözlerimi hafifçe açtım. Başımın Ali'nin omuzunda oldugunu fark edince gözlerim kocaman açılı vermişti. Kafamı yavaşça yukarı doğrultup Ali'ye bakmaya çalıştım. Hala uyuyordu anlaşılan. Gözleri kapalıydı. Uyurken çok tatlı görünüyordu. Kapıya biri sertçe vurmaya başladı. "Ali!" diye bağırmasıyla Ali gözlerini açtı. Ali'yle manasız bir şekilde göz göze geldik. O sırada biri kapıyı kırıp içeri girdi. Hemen kendimi toparlayıp ayağa kalktım. Kapıyı kıranın Mert olduğunu görünce neye uğradığımı şaşırmıştım. Üstüne Mert gelip Ali'yle tokalaşıp, dostane gülümseyip
Mert:burda olduğunu tahmin etmiştim
dedikten sonra kafam iyice bir karışmıştı. Kaşlarımı çattım sinirle
Eylül:Senin ne işin var burda şerefyoksunu?
Mert:Seni burdan kurtardım farkındamısın? Bence bana teşekkür etmelisin!
Diyince ben sinirli bakan gözlerimi daha da açarak Merte vurmaya başladım ve
Eylül: Kurtarmasaydın! Ben mi dedim kurtar?
Diye bağırıyordum. Ali belimden tutarak beni kucağına aldı. Mert'e vurmama engel oluyordu. Bense hala hırsımı alamamıştım ve
Eylül:Bırak beni!
diye bağırıyordum. Ali beni Mert'den biraz uzaklaştırıp yere bıraktıktı
Ali:Ne derdin var senin Mert'le?
Diye sorarken bir yandan da yeniden Mert'e hücum etmemem için kollarıyla beni sımsıkı sarmıştı. Nefes nefese kalmış sesimle
Eylül:Meral'i en yakın arkadaşıyla aldatan bu pislik işte!
Ali beni daha fazla kendine çekti. Kulağıma sakin olmamı fısıldıyordu. Demin ki sinirden hızlanan nefesim Ali'nin sakin nefesinin ritmine uyuyor ve gitgide yavaşlıyordu. Ali'nin kollarında hızlanan kalbimse Ali'nin kalbiyle birlikte hızlandıkça hızlanıyordu. Bir kaç dakikadan sonra Ali'den uzaklaştım. Kapı tarafa dönünce Mert'in gitmiş olduğunu gördüm. Derinden nefes alıp Ali'ye Mert'i nereden tanıdığını sordum. Ali sorumu geçiştirerek odadan çıkıp gitti. Bu çocuğu hiç anlamıyorum! Bana karşı gah iyiydi gah kötü. Kesin benim gibi kafayı yemiş diyerek gülümsedim. Annemlerin meraktan delirmiş olduğunu düşünce eve gitmeye karar vedim.
****
Eve vardığımda annemler beni görünce çok sevindiler. Bana sarılıp nerede olduğumu sorduklarındaysa, onlara olanları bir bir anlattım. Gerçi ilk başta "Orada ne işiniz vardı?" diye kızsalarda sonradan onları yumşatmayı başarmıştım. Bugün çok yorgun olduğum için okula gitmememe annem izin vermişti. Çok komik dimi üniversite de okuyorum ama okula gitmemek için annemden izin alıyorum. Bugün için tek planım pijamalarımı giyip, televizyonun karşısında sabahlamaktı. Akşam yemeğimi yedikten sonra babama ve anneme iyi geceler öpücüğü verip, odama çıktım. Aynen planladığım gibi pijamalarımı giyip televizyonun karşısına geçtim. Bir 20 dakika sonra dışarıdan bir tıkırtı sesi geldiğini duydum. İlk önce o kadar takmasamda aynı sesin yine geldiğini duyunca yataktan kalkıp pencereye doğru gittim. Pencereni açıp aşağı baktığımdaysa Ali'nin aşağıda olduğu gördüm. Eliyle aşağı inmemi işaret ediyordu, bense elimle git işaretleri yapıyordum. Ne işi vardı ki benim evimin önünde? Gitmeyeceğini anlayınca elimle bekle geliyorum işareti yapıp annemler sesimi duymasınlar diye ayak uçlarımda merdivenlerden yavaşça aşağı indim. Kapının yanına gittiğimde sol tarafdaki aynadan kendimi görünce gülmeden edemedim. Üzerimde ayıcıklı pembe pijamam vardı. Saçlarımı da dağınık yukarıdan toplamıştım. Gerçekten çok tatlı görünüyordum. Kapının kolunu yavaşça aşağı indirip, kapıyı açtım. Ilk önce kafamı kapıdan dışarı çıkararak Ali'nin gerçekten burada olup olmadığına baktım. Gerçekten buradaydı. Hayal görmemiştim. Üstelik motorla gelmişti. Motorun üzerine yaslanmıştı ve üzerindeki deri ceketiyle çok yakışıklıydı. Onu öyle görünce kendime dönüp üzerimde ki pijamalara baktım. Kesin beni böyle görse dalga geçerdi. O yüzden kendimi göstermeden başımı kapıdan çıkarıp, ne istediği sordum. Ama Ali hala yanına gitmem konusunda israrcıydı. Nihayet tüm gücümü topladım. Kapının arkasından çıkıp, kapıyı kapattım. Ona doğru yürürken kafamı yavaşça kaldırıp Ali'nin yüzüne baktım. Sanırım boş yere takıntı yapmıştım. Evet belki gülümsüyordu ama alay eder gibi değil! Yanına vardığımda burada ne aradığı sordum. Sabah bana bir şey demeden beni orada bırakıp gittiği için özür diledi. Bende özürünü kabul ettim. Ali gülümsedi bana bakarak
Ali:Hadi hazırlan seni bir yere götüreceğim!
Ali'ye delirmiş olduğunu gecenin bu vaktinde dışarı çıkamayacağımı söyledim. Ali benimle alay etmeye başlamıştı bile. Bende gaza gelip, kaşlarımı çattım
Eylül:Bekle geliyorum!
deyip Aceleci adımlarla eve döndüm. Yukarı odama çıkıp, hazırlanmaya başladım. Siyah düz saçlarımı açıp belime saldım. Gözlerime simsiyah bir far sürüp, dudaklarıma açık renkli dudak parlatıcımı sürdüm. Üzerime dar yırtık siyah pantolonumu, üzerine ise beyaz bir tişört ve deri bir ceket giyindim. Elime siyah kalın topuklu ayakkabımı alıp, aşağı indim. Kapının yanına vardığımda elimdeki ayakkabılarımı giyinip, aynada son kez kendime baktım. Gerçekten çok güzel görünüyordum. Kapıyı yavaşça açıp dışarı çıktım. Ali beni böyle görünce şaşırmış olmalı ki, gözlerini kocaman açıp, aşağıdan yukarıya beni süzdü. Ali'nin önünde durdum
Eylül:Nasıl olmuşum?
Ali kaskı bana uzattı
Ali:Eh işte idare eder!
dedi gülümseyerek. Bende memnun olmuşcasına gülümsedim. Kaskı elinden alarak, kafama takıp motora bindim. Aslında birazcık korkuyordum ama bunu Ali'ye belli etmek istemediğim için Ali'ye sarılmak yerine motorun arkasında ki tutacaktan tuttum. Ali kafasını bana doğru eğdi
Ali:Eeee sarılmayacak mısın?
Eylül:Onu rüyanda görürsün canım!
Ali motoru çalıştırıp, garip motor sesleri çıkarırken
Ali:Bakalım ne kadar dayanacaksın!
diyip gaza bastığıyla benim Ali'ye sarılmam bir oldu. Ama haksızlıktı bu....
***
Ali gerçekten çok hızlı kullanıyordu motoru. Ben bir şey demedikçe daha da hızlanıyordu. Sanırım benim ona yavaşla dememi hatta bunun için yalvarmamı istiyordu benden. Ama istediğini vermiyecektim ona. İleriden bir arabanın son hız üzerimize geldiğini görünce yelkenleri suya indirip, yavaşlamasını istedim bağırarak. Arabanın önünden çekilmek bir yana hızınızı daha da artırdı. Benimle dalga geçer gibi
Ali:Ne? Ne yapayım?
Eylül: Ali yavaşla! öldüreceksin bizi
diye bağırdım. Arabaya tam çarpacakken Ali direksiyonu kırıp, yolun sağ tarafına geçti. Zaten çok sinirliydim. Bide arabanın arkasından bakıp gülmesi bardağı taşıran son damla olmuştu. Bağırarak motoru durdurmasını istedim Ali'den. İlk önce durdurmasada, benim daha sesli bağırmamla motoru durdurdu. Hemen motordan inip, kaskı çıkarıp yere attım. Ali'ye bir şey demeden arkamı dönüp yürüdüm. Ali arkamdan bağırarak geri gelmemi istedi benden. Bense hiç oralı olmadan yoluma devam ettim. İleriden araba geldiğini görünce otostop yaparak, arabanın durmasını sağladım. Arabanın penceresinden otuz yaşlarında tam bir bar kedisi tipli adam kafasını çıkardı
Adam:Hadi atla bebek!
Ali adama sinirle bağırdı
Ali:Hemen deff olup gitmezsen, seninle oyuncak bebek gibi oynarım
Adam biraz düşünüp arabasıyla bizden uzaklaşınca bende sinirle Ali'ye baktım. Ali motordan inip yanıma geldi. Yüzünü buruşturarak
Ali;Özür dilerim, bu kadar korkacağını tahmin edemedim!
Ali'yi sinirden alev saçan gözlerimle süzdüm. Beni eve bırakmasını istedim. Ali kafasını olumlu manada sallayarak, yerdeki kaskı götürerek bana uzattı. Kaskı elinden alıp kafama takınca, Ali motora bindi. Ben de binip arkadan Ali'ye sarıldım. Ali motoru çalıştırınca ben de istemsizce daha sıkı sarıldım Ali'ye
***
Nerdeyse beş dakikaydı yoldaydık. Ben bu zaman zarfında bir şeyin farkına varmıştım. O da Ali'nin sırtının çok yumuşak ve huzur verici olduğuydu. Ben gözlerim kapalı huzur denizinde yüzerken, motorun durmasıyla gözlerimi açtım. Karşılaştığım manzara beni şok etmeye yetmişti. Ali beni resmen kandırmıştı. Beni nereye getirdiğini anlamak için etrafı süzdüm. Her tarafta mini etekli kızlar ve kötü çocuk giyimli erkekler vardı. Çoğunun altında motor bi kısmın ise spor araba vardı. Ve o arabaların birinin içinde Serkan ve Cemre olduğunu görünce şaşkınlıktan küçük dilimi yutmak üzereydim.
Oy ve Yorumlarınızı bekliyorum 💋💋💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK HİKAYESİ
Teen FictionEylül Acar ,Meral Kendir, Cemre kaya 3 yakın arkadaş. Zamanla yanlış anlaşılma sonucu Cemreyle arkadaşlığını bitiren Eylül'ün başı beladan kurtulmaz. Cemre intikam almakta çok kararlıdır. Bu yüzden Eylül'ün 3 yıldır platonik aşkı Serkanla sevgili ol...