Kaptan ve kaptan yardımcısı koşarak aynı anda maç soluna giden koridora girmişti. Son anda takıma yetiştiklerinde "Nerede kaldınız?" diye sordu takım arkadaşları ve aynı zamanda ailenin bir üyesi olan Min Ho.
"Beni cennetimin yanına gönderdi. Nasıl cennetimi bırakıp gelebilirdim ki?" diye sordu Chanyeol, maç salonuna girerken.
"Benim ise ruhum esir alınmıştı. O göndermeden nasıl gelebilirdim?" diye sordu Sehun, seyircileri selamlarken.
"Iyy!" dedi Min Ho. "Aşıkken hiç çekilmiyorsunuz?"
"Aşığım değil mi?" diye sordu Sehun.
"Şu halinle bunu sorguluyor musun gerçekten?" diye sordu Chanyeol.
"Dürüst olmak gerekirse her zaman seni kıskanmıştım. Tüm kalbimle sevebileceğim birine sahip olmak istemiştim. Bugün gerçekten öyle birine sahip olduğumu hissettim." dedi Sehun, rakip takımı selamlarken.
"Sen! Beni mi kıskandın!? Vay canına! Baş alfa tarafından kıskanılmak büyük onur." diye dalga geçti Chanyeol, böyle bir fırsat bir daha gelmeyebilirdi.
"Buna neden bu kadar şaşırdın ki Chanyeol? Seni kıskanan tek kişi bizim baş alfamız değil." dedi Min Ho ve başıyla tribünleri işaret etti.
Chanyeol'un gördüğü kişiyle kaşları çatılmıştı. "Onun burada ne işi var?"
"Onlarında takımı burada yarışıyor ve en güçlü rakipleri biziz doğal olarak keşfe gelmişler." dedi Min Ho.
Sehun onu geri çekti. "Sana söylediğim şeyi hala hatırlıyor musun?" diye fısıldadı kulağına.
"Kazanmanın hazzını sadece yumruklarınla yaşayamayacağın bazı zamanlar vardır. Bırak basketbolun konuşsun." dedi Chanyeol dişlerini sıkarak.
"Aferin. O zaman göster gücünü." dedi Sehun ve sırtına bir tane yapıştırdı.
Chanyeol sırtının acısıyla sızlandı. "Bütün gücünü üstümde denemek zorunda mıydın? Niyetin beni maçtan önce sakat bırakmak mı?"
Sehun ona gülüp yerine geçtikten sonra hakem maçın başlangıç düdüğünü çaldı.
**
Jongin mutlu bir şekilde abisi ve Baekhyun'un ortasına oturdu.
"Birde onunla yanlız kalmak istemediğini söylemiştin." dedi abisi. "Bir saattir neredesin?"
"Sadece konuşuyorduk." dedi Jongin ve fısıltıyla ekledi. "Biliyor musunuz? Sehun bir kurt adammış, aile derken gerçek bir sürüden bahsediyormuş."
"Anladım." dedi Junmyeon.
"Biliyordum." dedi Jong Dae. "Sehun'un efsanelerdeki gibi olduğunu biliyordum."
"Tüm diyebileceğiniz bu mu?" diye şaşkınlıkla sordu.
"Ne bekliyorsun Jongin? Adamın normal olmadığı bizde yaptıkları kahvaltı sabahından belliydi." dedi Junmyeon.
"Şey..." dedi Baekhyun biraz öne eğilerek. "Chanyeol bana ilk söylediğinde inanmamıştım, ta ki gözlerimin önünde iri sarı beyaz bir kurda dönüşüne kadar."
"Sarı-beyaz mı?" diye sordu Jongin. "Sehun da beyazmış." diye ekledi. Nedense onun hakkında bir şeyler bildiğini belirtmek istiyordu.
"Biliyorum." dedi Baekhyun. "Onu sadece bir kere dönüşmüş şekilde gördüm. O zaman çok güçlü ve korkunçtu."
"Neden korkunçtu?" diye sordu merakla.
"Benim aileye kabul edildiğim gündü. Aileye dışarıdan kişilerin katılması kabul edilse de bunun tek örneği önceki alfanın ruh eşiydi. Aile bunu bir istisna olarak kabul ediyordu, başka bir alfanın daha dışarıdan ruh eşini kabul etmemek konusunda ısrarcı olan bazı aile büyükleri vardı. Sehun bunun kurallara uygun olduğunu söylemesine rağmen hala tersinde inat eden aile büyükleri olduğu zaman Sehun çok kızdı. "Bu ailenin alfası benim. Benim lafımın üstüne laf söylemek konusunda ısrarcıysanız, öncelikle alfa pozisyonu için bana meydan okumalısınız." deyip dönüştü ve meydana atladı. O kadar korkutucu görünüyordu ki, tüm itiraz edenler önünde diz çöktü ve bizi yanlış anladınız deyip biat etmeye başladılar."
Baekhyun gülümsedi. "Evliliğimizi Sehun'a borçluyuz. Her zaman bizi destekledi. Ondan önce yaşadığımız sorunlarda da her zaman bizim yanımızdaydı. Bu yüzden çocuğumuzun adını onun koymasını istedik." dedi ve karnını okşadı.
Oyuncuların sahaya çıktığını gören Jongin mırıldandı. "Bu çok kötü." dedi gözleri belli bir kişinin üzerindeyken.
"Ne oldu?" diye sordu Junmyeon endişeyle.
"Sanırım ondan hoşlanmaya başlıyorum ve bunun ensemdeki izle hiç bir alakası yok."
"Sana demiştim." dedi Jong Dae. "O çok havalı. Enişte olarak onu onaylıyorum. Benim için bir sakıncası yok."
"Güvenilir birine benziyor." dedi Junmyeon. "Sanırım seni ona emanet edebilirim."
Baekhyun kendinden büyük omeganın sözlerine gülümsedi. Sehun eğer maça odaklanmamış olsaydı ve bu konuşmayı duysaydı mutluluktan tüm gün gülümserdi. Baekhyun, Sehun ruh eşini bulduğu ve bu kişi Jongin olduğu için mutluydu. Elini Jongin'in elinin üstüne koydu.
"Endişelerini anlıyorum. İnan bana benzerlerini yaşadım. Ailedeki bazı büyükleri hala sevmiyorum ama Jahwa ailesi beni ailelerinin bir parçası olarak kabul etti. Seni de edecekler. Her şeyden önce Sehun'a güven." dedi Baekhyun.
"İnan bana bunu deniyorum Baekhyun." dedi Jongin ve içinden ekledi; bebeğim, benim ve onun iyiliği için.
Maçın başlama düdüğü çaldıktan sonra oyuna odaklandılar. Bençte oturan Yifan'ı gören Junmyeon sordu. "O neden burada?"
"Yifan hyung. Bizim okulda matematik öğretmeni aynı zamanda basketbol takımının koçu." diye onu cevapladı Baekhyun.
"Bir öğretmen mi? Bir alfa olmasına rağmen oldukça mütevazı bir hayat yaşıyor, özellikle de Jahwa gibi güçlü bir aile ile bağı varken." dedi Junmyeon.
"Evet. Eminim şirkette kolaylıkla iyi bir pozisyona yükselebilirdi ama öğretmenliği seviyor. Bir insana göre oldukça güçlü olmasına rağmen gücünü de pek belli etmez. Onu hiç alfa aurasını baskılayıcı bir şekilde kullanırken görmedim ama güçlüymüş. Chanyeol öyle söylemişti." dedi Baekhyun.
Baekhyun farkında değildi ama karşı tarafta maç yerine onu izlemeyi tercih eden bir çift göz vardı. "Onun beni asla sevmeyeceğini kabullendim, onu kucağına aldığı bebeği o adamla birlikte severken gördüğümde." dedi Mirhas sürüsünün varisi. "Peki neden hala bu kadar acı verici. Karnında o bebeği taşımasına rağmen, bir başka adamla bağ kurmasına rağmen. Neden onu görmek hala kalbimi acıtıyor?"
"Kendi ruh eşinizi bulduğunuzda ona karşı beslediğiniz hisler tamamen yok olacak." dedi takım arkadaşı ve kuzeni olan Cha Do Hyun.
"Belkide haklısın." dedi Cha Dong Woo ve gözlerini Baekhun'dan ayırıp sahaya, Sehun'a kaydırdı. "Belkide benim hatam, kendi ruh eşimden vazgeçip başka bir alfanın ruh eşine aşık olmaktır." dedi. "Belki benim ruh eşimde dışarılarda bir yerlerde onu bulmamı bekliyordur. Tıpkı onlar gibi."
"Size bir şey sormama izin verin." dedi Cha Do Hyun. "Neden Jahwa büyük alfasına geleceğini söylediniz? Başkalarının geleceklerini onlara söylememeyi tercih edersiniz."
"Onun geleceğini hiç bir zaman göremedim. Bu nedenle ne olacağını bilmiyorum ama tahminimce Jahwa sürünü büyük bir tehlike bekliyor. Böyle zamanlarda varisinin güvenle büyüyeceğini bilmek ona güç verecektir." dedi ve içinden ekledi. Umarım varisinin büyüdüğünü görürsün Oh Sehun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alfa'm
FanfictionO tüm kalbiyle alfalardan nefret ederken karnında bir alfanın çocuğunu taşıyordu. Dahası çocuğun babası hayatında yer edinebilmek için elinden geleni yapıyordu, onun çocuğunu taşıdığını bilmemesine rağmen. Peki o, hayatında tanıdığı en kibar ve düşü...