Sehun günün ilk ışıklarıyla uyandı. Ormanda uyumak her zaman onu daha dinç yapmıştı, içindeki kurt doğal ortamında olmaktan memnundu. Ona sarılarak uyuyan ruh eşinin anlına hafif bir öpücük kondurdu. Jongin'in artık ona güvendiğini hissedebiliyordu, bu onu mümkünse daha mutlu yapıyordu. Hayatındaki en güzel sabahlardan birini yaşıyordu. Biraz daha anın tadını yaşadı ve uyuyan ruhunu izledi.
Yeterince izlediğini düşündükten sonra onu uyandırmamaya özen gösterip yavaşça yanından kalktı. Ormanda yürüyüş yapmayı severdi. Dört ayak üzerindeyken koşmayı ne kadar seviyorsa iki ayak üzerindeyken yürümeyi de o kadar çok severdi. Yürürken çalı çırpı ve odun toplamayı ihmal etmedi. Diğer formundayken o eti çiğde yerdi ama aynı şey Jongin için geçerli değildi. Burada iki gün kalmayı planlıyorsa yeterince odun toplamalıydı. Üstelik avlanmak yerine marketten et almıştı, Jongin'i kendine alıştırmaya çalışırken ürkütmek istemezdi.
Gerekli miktarda odunu topladığından emin olduğunda kamp alanlarına geri döndü. Burada her şeyin kokusu daha netti, şehir hayatının pis ve karmaşık kokusu yoktu. En nefret ettiği şeylerden biri insanların parfüm kokusuydu. Kendi kokularını bastırıp o kokuları sürmekten ne anladıklarını asla anlamayacaktı. Fakat Jongin parfüm kullanmıyordu ve kendine özgü kokusu o kadar güzeldi ki, bazen başını döndürüyordu. Çadıra yaklaştıkça ruh eşinin öz kokusu daha güçlendi. Sehun mutlulukla bu güzel kokuyu içine çekti. Jongin'in kokusu Menekşe çiçeğini andırıyordu ama onunla aynı koku değildi, yine de Sehun oldukça benzer olduğunu söyleyebilirdi.
Sehun ateş yapıp kahvaltıyı hazırlarken Jongin onun seslerine uyanmıştı. Temiz hava adeta onu ruhunu canlandırmıştı. Çadırdan çıkarken temiz havayı derince içine çekti ve gerindi. Sehun'un bir yandan kahvaltıyı hazırlarken ara sıra ona baktığını görünce gülümsedi.
"Günaydın." dedi Sehun ona. "İyi uyudun sanırım."
"Evet. Daha önce hiç ormanda kamp yapmamıştım. Burası o kadar güzel ki, gece çok iyi uyudum."
Eh, bunda ait olduğu yerde, alfasının yanında uyumanın da etkisi vardı ama bunu dile getirmemeyi tercih etmişti. Her geçen gün Sehun'a daha çok bağlandığını hissediyordu, bu durum onu korkutmalı mı yoksa mutlu mu etmeli bilmiyordu. Sadece olayları akışına bırakmıştı.
Bildiği tek şey en kısa zamanda bebekten Sehun'a bahsetmesi gerektiğiydi. Sehun her şeyden önce iyi biriydi. Görüp görebileceği en güçlü alfaydı ama gücünü diğerlerine zulüm etmek için kullanmıyordu, tam aksine çoğunlukla saklıyordu. Onun gücünü düzgünce hissettiği tek zaman Lee Dong Soo dene adamın onun şirketine geldiği gündü. Jongin o günü hatırlayınca istemsizce kıkırdadı. Adam o kadar ürkmüştü ki, dava açmaktan vazgeçmişti.
Sehun'a bebekten bahsetmek istiyordu ama korkuları ona engel oluyordu. Sehun'un şu anda çok fazla sorumluluğu vardı. Yönetmesi gereken bir şirketi ve ailesi vardı. Bitirmesi gereken bir okulu ve idare etmesi gereken bir basketbol takımı vardı. Bir bebeğin hiç süphesiz maddi olarak sorumluluklarını karşılayabilecek durumdaydılar ikisi de. Bu yönden bir sorun yoktu ama Sehun bir bebeğin manevi sorumluluğunu kaldırabilecek miydi? Baba olmayı isteyecek miydi? Çocuk yetiştirmek demek onu büyütmekten çok daha fazlasıydı. Jongin bile bu sorumluluktan hala korkarken Sehun bu genç yaşına rağmen bu sorumluluğun altına da korkusuzca girebilecek miydi? Ya çocuk sahibi olmak için erken olduğunu düşünüyorsa ve bebeği istemezse Jongin ne yapardı?
Jongin'in daha çok korktuğu bir şey vardı. O da Sehun bebeği istemezse ona olan güveni ve inancı kırılacaktı. Sehun bu zamana kadar güvenini kıracak hiç bir şey yapmamıştı. Hep kendi hakkında dürüst olmuş ve doğrudan her şeyi anlatmıştı. Her zaman onu düşünmüş ve ona karşı nazik ve iyi olmuştu. Dahası bunu içinden gelerek yaptığını biliyordu Jongin. Fakat bebeği istemezse ilk kez ona karşı olan güveni kırılacaktı çünkü Jongin hiç bir zaman bebeği istemediğini aklından bile geçirmemişti. Korkmasına rağmen onu tek başına büyütmeyi göze almıştı. Şu anda bebek onun için kendinden bile daha öncelikliydi ve Sehun onu istemezse Jongin hayal kırıklığına uğrayacaktı. Tüm bunlardan korktuğu için Sehun'a gerçeği söyleyemiyordu çünkü hayatında ilk kez bir alfaya güveniyordu ve onu sevmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alfa'm
FanfictionO tüm kalbiyle alfalardan nefret ederken karnında bir alfanın çocuğunu taşıyordu. Dahası çocuğun babası hayatında yer edinebilmek için elinden geleni yapıyordu, onun çocuğunu taşıdığını bilmemesine rağmen. Peki o, hayatında tanıdığı en kibar ve düşü...