27.BÖLÜM : GAMZELERİNİ ÖZLEDİM...

3.7K 225 25
                                    

"Uyuşturucu." Yiğit amcanın ağzından çıkan kelime, olduğum yerde gerilememe sebep oldu.

"Ne uyuşturucusu, Yiğit amca?! Benim değil o!" sınıfta Ediz'in sesinden başka ses yoktu.

"Ediz bizimle karakola geliyorsun." Yiğit amcanın sözleriyle, paketi bulan polis memuru Ediz'e kelepçe taktı. İşte o an gözümden bir damla düştü. Bütün bu olanlar şaka mıydı?!

"Baba?" bu şaşkın ses Su'yundu.

"Hadi!" Yiğit amcanın sert sesiyle Ediz'i götürmeleri bir oldu.

Başını bana çeviren Ediz, gözlerime bakarak kafasını sağa sola salladı. Ben ise sadece baktım.

"Burada bekleyecek miyiz? Yürüyün biz de gidelim!" bu ses Zeynep'e aitti.

Ne ara sınıftan çıktık bilmiyorum ama gözlerim her yerde Ediz'in açık kahvelerini arıyordu.

Okul bahçesine çıktığımızda Ediz'i bir polis aracına bindirdiklerini gördüm. Ona baktığımı hissetmiş gibi gözleri anında beni buldu. İşte o an yüzünde tekrar bir gülümseme oluştu.

Polis araçları hareket ederken Efe'nin sesini duydum. "Yürüyün benim arabaya!"

Su ve Zeynep arka koltukta yerini alırken Efe, sürücü koltuğuna oturmuş yeni bir emir vermişti.

"Biriniz Emir'i arasın Afra'yla birlikte gelsin!"

Bütün bu olanlar olurken, ben sadece önümdeki Ediz'i götüren araca bakıyordum.

Karakolun önüne gelince inmek için harekete gelmiştim ama Efe engelledi.

"Gazeteciler var bekle." hepsi Ediz'e soru sorarken, Ediz sadece başını yere eğip bekliyordu.

Gazetecilerin buraya gelmesi tesadüf olamayacak kadar saçmaydı. Belli ki bir oyun oynanıyordu ve başrol de Ediz seçilmişti.

Polisler Ediz'i içeri sokunca birden arabadan inip karakol binasına koştum. Ne gazetecileri umursuyordum, ne de Efe'nin bana bağırmasını. Sadece Ediz'i umursuyordum.

Zor bela içeri girdiğimde koridorun sonuna yaklaşan Ediz'e seslendim.

"Ediz!" öyle bir bağırmıştım ki herkesin dikkatini çekmiştim. Koşarak Ediz'e ilerlerken, yüzünden bugün hiç silmediği gülümsemesi vardı.

"Ela,"

"Yiğit amca, lütfen müsade et biraz konuşalım." dediğimde kararsız kalsada "Acele et." dedi. Biliyordu o da, Ediz'in suçsuz olduğunu.

"Ediz sakın endişelenme, biz yanındayız. Sana bu oyunu oynayanı bulacağız." dedim gülmeye zorlayarak.

"Bana inanıyorsun." dediğinde kaşlarımı çattım. "Tabi ki de inanıyorum aptal! Ve sen de bana inan, bu oyunu oynayanı bulacağım. Söz veriyorum." dediğimde sadece başını salladı.

"Ela, bu kadar yeter." diyen Yiğit amcaya başımı salladım ama gitmelerine izin vermeden, Ediz'e sımsıkı sarıldım. O bana karşılık veremesede, kokumu içine çektiğini hissediyordum. Gözlerim dolarken kulağına fısıldadım.

"Yanındayız." benim fısıldamamla kulağıma bambaşka bir şey fısıldadı.

"Ege..."

Ben bir şey diyemeden benden ayrılan Ediz, polisler tarafından götürülürken gözlerimden yaşlar akmıştı. Görüş alanımdan tamamen çıkınca dizlerimin üzerine çöktüm.

Yine ve yine her taşın altından Ege ATEŞ çıkıyordu. Ama bu sefer izin vermeyecektim! Bu sefer olmayacaktı!

***

İKİZİM SAĞ OLSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin