IV -TEHLİKELİ OYUN

14 3 0
                                    

Yıldızlar geceyi takip ederken , her birimiz tek bir yıldız oluruz.Bembeyaz bir ışık olarak koca bir gökyüzünü süsleriz. Her birimizin gözle görülür büyüleyici bir ön yüzü , gözle görülemeyen karanlık, kasvetli bir arka yüzü vardır . Kimimizin karanlık tarafı ön görüldüğünde ışığı söner ve masumiyeti kayıp , söner .

   Dediklerim karşısında hiç bir tepki vermeden kapıyı vurup çıktı . Yaşadıklarım  yaptıklarımın bedeliydi . Bir gün karşıma çıkacağını biliyordum ama yüzleşmeye cesaretim yoktu . Hissizleşmeye yüz tutmuş  bacaklarımı zar zor kaldırdım .Ayakkabıları ayağımdan çıkartıp attım . Çıplak ayaklarımı süreye süreye yatağa çıktım . Gözlerimi kapattığım da yüzü gözümün önüne geliyordu . Birkaç dakika gözlerimi tavana diktim . Hala birkaç damla yaş süzülüyordu yanaklarımdan . Tahta kapı çalındı . Ses çıkarmadığım da kapı açıldı . Hamile kadın içere girdi . Elindeki tepsiyi komidine bıraktı . Yatağın kenarına oturdu .
"Yeliz ben . Aliyle ben Yusufun üniversiteden arkadaşlarıyız . " dedi . Gözlerimdeki yaşları sildim . Gülümseyerek konuşan Yeliz'in suratına baktım . İyi bir kıza benziyordu . Çok güzeldi hatta büyüleyici bir güzelliği vardı .
" Neden burdasınız ? Bunu neden yapıyorsunuz, hamilesin kendini neden böyle bir şeyin içine atıyorsun " dedim sessizce . Kadın histerik bir şekilde güldü .
" Dostluk , Vefa borcu ne denilirse ." Dedi . Anlamadığımı belirten gözle ona bakınca konuşmaya devam etti .
" Biz Aliyle üniversitede tanıştık. Ankara'da. Birbirimize  başta gıcık olsak da sonradan aşık olduk. Yıldırım nikahıyla evlendik . Gençlik işte ne ev var ne iş . Alinin babası kaçakçılık işleriyle uğraşan bir adammış bizimkiler babam polis emeklisi . Meğersem yıllardır babasının peşindelermiş emniyet . Kaç tane arkadaşı bu yüzden ölmüş babamın . Son kez de adamı yakalayamayınca yedirememiş emekliye ayrılmış babam . Aliyi ailesini herkesi tanıyormuş . Tabi bunlardan bizim haberimiz yoktu . Tuttum elinden gittik Manisa'ya. Çıktık babamın karşısına . Bahçe kapısından girer girmez sarıldı Ali'nin boğazına . Bağırış çağırış Baba dedim o benim kocam . Durdu bir bana baktı bir Ali'ye . Tuttum elinden o bırak diyor ben daha çok tutuyorum . Sonra döndü Ali'nin ailesinin çetelesini çıkarttı, dedi böyle böyle . Sen böyle bir adamla nasıl evlenirsin , çıkarsın karşıma .Ben şok oldum ağlıyorum tabi nasıl olur falan . Ali döndü Babama. Seneler geçti hâla unutmam ;
" Efendim hiç kimse ailesini seçemez . Onlar ailem doğru ama ben buraya kadar kendim çabalayarak geldim . Onların ne iş yaptığını biliyorum tabiki ancak ben bu yaşıma kadar elime ne kan bulaştırdım ne de yolsuzluk yaptım . Ailemin günahını bana kesecekseniz boynum kıldan ince ama bana keseceğiniz cezayı kızınızın mutluluğuna kesmeyin. Ben kızınıza aşığım onun saçının teline zarar gelmesine izin vermem bize müsade edin bırakın mutlu olalım sizden tek ricam bu ." dedi Ama babamın öfkesi dinmedi .Sinir küpü ,Aliyi öldürecekti .Bana döndü "Ya bu adamı bırakırsın ya da "dedi . Atladım ordan "asla bırakmam "dedim . "Ben onu seviyorum . " Bir anda yüzüme bir tokat yedim . Babamdan yediğim ilk tokattı döndü " Seni bu yaşına kadar büyüttüm , okuyacaktın Ankaraya gönderdim . Telli duvaklı gelin çıkacağın evden bu haysiyetsizi tercih edip babana karşı geliyorsun . Senin hiç mi gururun yok kızım , seni bu kadar mı yetiştirdik biz . Nerde yanlış yaptık nerde haram lokma yedirttirdik . Annen yaşasaydı , senden utanırdı . Yazıklar olsun sana "  Çöktüm dizlerinin üstüne elini tuttum " Baba " dedim hıçkırarak . Çekti elini döndü bana dediki " Benim Yeliz diye bir kızım yok bundan sonra " sırtını dönüp gitti . Ağlaya ağlaya çıktım Evimden , çocukluğumdan , hayallerimden . Çok düşündüm biliyor musun . Bir adam için değer mi ailenden , geçmişinden , hayallerinden , çocukluğundan vazgeçmek . Değermiş . O günden sonra Ali benim babam oldu ,Abim oldu ,Annem oldu , Kardeşim oldu . Her şeyim oldu . Cebimizde beş kuruş yok kaldık sokakta . Yusufu aradı Ali  , geldi aldı bizi . Ev ayarladı , iş ayarladı . Ayaklarımızın üstüne durana kadar bizim yanımızda oldu . Biz bu gün direnmişsek hala sevdamıza sahip çıkabilmişsek "
karnını okşadı gülümseyerek
"Şimdi bir mucizemiz yoldaysa , bu Yusuf'un sayesinde. Şimdi o bizi nasıl o gün yalnız bırakmadıysa bu günde biz de onu bırakmayacağız hem de bu kadar hassas bir konu da . " dedi anlatırken gözleri dolmuştu . Hiç bir şey demedim ,diyemedim .Bana dönüp gülümseyerek;
" yemeğini ye soğumasın " dedi sonra odadan çıktı . Yanımda duran tepsiyi kucağıma aldım. Birkaç bir şey yedikten sonra tepsiyi bıraktım Yataktan çıkıp lavaboyu aramaya başladım . Kapıları tek tek açıyordum . Bir kütüphane, birkaç misafir odasından sonra kilitli bir kapıya denk geldim . Odada ne olduğu hakkında bir fikrim yoktu . En sonunda lavaboyu buldum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı tepeden topladım . Bundan sonra ne olacak , ne yapacağım hiç bir fikrim yoktu . Nasıl bu noktaya geldiğimi de bilmiyorum . Ellerimi lavabonun kenarlarına yasladım . Aynaya bakacak cesaretim yoktu. Bir anda kapı açıldı . Karşımda Yusuf'u görünce irkildim . Bana nefretle bakarken vicdanım ruhumu kanatıyordu .
" Benimle gel " dedi . Dediğini yapıp peşinden yürüdüm . Daha deminki kilitli odanın önüne geldiğimizde durdu . Cebinden çıkarttığı anahtarla kapıyı açtı . Peşinden içeri girdiğimde havasız kalmış oda bir süre beni rahatsız etti . Ben girdikten sonra bana doğru geldi . Hareketiyle korkuyla geriledim . Beni es geçip kapıyı arkadan kilitledi . Yüzüne korkuyla bakarken sessizliğini  sürdürdü . Karanlık odada hiç bir şey göremezken bir anda ışıkları yaktı . Gözüme vuran ışıkla rahatsızca gözlerimi kıstım . Gözlerimi açtığımda bembeyaz ışığın aydınlattığı oda simsiyahtı . Duvarlar dahil tüm eşyalar siyahtı . Odada büyük bir kitaplık içi dosyalar fotoğraflar doluydu . Kitaplığın önünde büyük bir çalışma masası vardı aynı şekilde onun üstünde de bir bilgisayar , dosyalar kağıtlar üst üste konulmuş fotoğraflar vardı . Odadaki duvarların çoğunluğunu panolar kaplıyordu . Dikkatimi en büyük pano çekti . Bunun sebebi en üstte Defnenin resmi altında Resmimin altında bulunan Mahru Aydın yazısıydı . Gözlerim kocaman açılırken iyice gerildim . Diğer panoları incelerken hemen hemen  iki senedir hemen hergünümün fotoğrafları vardı . Okula giderken , otobüste , kütüphanede , dershanede , hastanede , odamda , aile yemeğinde , markette , kitapçıda , mağazada , akrabalarımın evinin önünde gittiğim her yerde. Dehşetle etrafımı izlerken bir fotoğrafa takıldı gözlerim; o sabah ,Mustafayı gördüğüm sabaha . O sokakta da fotoğrafım vardı . Düşüncelerim bir yapboz parçası gibi otururken bir şey fark ettim ; o gün o boş sokakta kurtaran arabanın sahibi Yusuftu. Odayı incelemem bittiğinde ona baktım . Beni inceliyordu . Benden ne istiyordu . Diğer fotoğraflardaki insanlar kimdi . Amacı neydi .
" Otur " dedi. Dediğini yaparak sandalyeye oturdum . Önündeki üst üste konulmuş nerdeyse bine yakın olan dosyaları önüme doğru itti . Gözleriyle dosyaları işaret etti .
" Bu dosyalarda o gün festivalin yapıldığı alandaki tesislerde olan kişilerin isimleri , fotoğrafları var . Hepsini tek tek , satır satır inceleyeceksin . O geceyi bana tüm detaylarıyla baştan sona anlatacaksın . Gördüğün ağaca , bastığın toprağa , kokladığın havaya kadar teker teker anlatacaksın ." Dedi . Her cümlesinde artan ses tonuyla , irkiliyordum . Titreyen vücudumu kontrol altına alamazken çıkmayan sesimle konuştum .

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 02, 2018 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MAHRUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin