Hey Sen!

245 16 4
                                    

''Heyy sen!''diye seslendi Viola esrarengiz adam olduğu düşündüğü kişiye.''Bana mı seslendiniz?''diye cevap aldı.

''Eve size seslendim beyfendi.''

''Sizi tanımıyorum hanımefendi.''

''Nasıl olur sizi daha önce gördüğüme yemin içebilirim.''

''Üzgünüm sizi tanımıyorum ama tanışmaya ne dersiniz?''

Cümlelerini sıraladılar birbirlerine.Giovan onu tanıdığını biliyordu ama bu yoldan onunla daha iyi yakınlaşıp kanını daha kolay alabilirdi.Vizyonla birşeyler anlatmaktansa kendini son senesinin 2. döneminde bu okula kaydettirmeyi başardı.Giovan ona kendini tanıtmaya başladı.

''Ben Jordan Brave''Giovan garip bir isim olduğu için onunla tanıtmak istememişti kendisini.''Ben de Viola Wanda Sylvia,Viola diyebilirsiniz.''dedi Viola sesinin heycanlı çıkmamasına özen göstererek.Nedense birden bir heyecan basmıştı onu.''Memnun oldum Viola sizinle tanışmak büyük şeref''dedi Giovan, ona heycanlanması için büyü yapmıştı ve şimdiki hedefi kendine aşık etmekti.Bir perinin üzerinde bu kadar zayıf bir büyünün tutmasına şaşırsa da Viola'nın kızaran yanaklarından ve terlemesinden heyecanladığını anlıyabiliyordu.''Be-ben derse gitsem iyi olur.Zil çalmak üzre hoşçakalın Jordan,tanıştığıma çok memnun oldum''

  Viola aslında yabancılarla hemen tanışıp kaynaşacak bir kız değildi,Babası onu okula ilk başladığı 5 sene bir Fransız Hanımefendilik Okulu'na göndermişti.Liseye kadar orda okumuştu sonra babasının yanına dönmeye karar verdı.Bir hanımefendi gibi yetişmişti, yabancılarla konuşması onun için kötü sayılabilecek bir şeydi ama onunla konuşurken en ufak bir kötülük hissetmemişti, adam etrafına pozitif enerji saçıyordu onun için.''Adam 2. dönemin başında neden gelmiş olabilir ki''düşündü kendi kendine.Bu adamın bir amacı olmalıydı.Bu adam vizyonda gördüğü adamdı ve onu tanımamasına şaşırmıştı.

  Viola artık bugünlerde vizyonlar görmüyordu.Önümüzdeki iki hafta boyunca nerdeyse hergün görmüştü çünkü.Arkadaşları ile geziyordu ,eğleniyordu,mutluydu,kısacası hayatı normale dönmüştü.Bugün Bradley'in ısrarları sonucu arkadaşı Demetria ile aralarını yapacaktı.Çöpçatanlığa başlamak için.''Bijou'' adındaki kafeden içeri girdi.Girer girmez Jordan'ı gördü.Bradley gelene kadar onun yanına oturmaya karar verdi.Yanına giderken karşısında bir kızın oturduğunu görüp yönünü lavaboya doğru çevirdi.Kafasını eğdi ve Jordan'ı görmemezlikten gelerek hızlı adımlarla ordan geçti.Lavabonun aynasından kendine baktı ve çantasından makyaj malzemelerini çıkartıp solgun yüzüne biraz renk verdi.''Beni bu halimle Jordan nasıl beğenir ki?''diye geçirdi içinden ama sonra Jordan'ın onu neden beğenmek isteyeceğine anlam veremedi.Kendine içsel bir tokat attı ve bunu düşünmemek için başka şeyler düşünmeye başladı.Telefonu çalıyordu ve Bradley olduğunu düşünerek açtı.

''Alo Bradley nerdesin?''

''Bende diyorum bu kız neden teşekkür etmek için aramıyor? Hala onu göremedin mi?''

''Neyden,kimden bahsediyorsun?''

''Ben Demetria ile aramı yap diye göndermedim seni oraya.Jordan'ı göremedin mi?Senin Jordan ile ilgilendiğini biliyorum tatlı kız.''

''Ne sen ne saçlamıyorsun!Benimle Jordan' a bir buluşma mı ayarladın seeen!!Ayarladıysan bile artık çok geç Brad yanında bir kızla oturuyor.''

''Onu gördün mü?Ama ben ona söylemiştim nasıl olur?Bekle bebeğim.Demetria'dan kurtulur kurtulmaz geliyorum.''

''Seen!Demetria ile ne zaman çıkmaya başladın?''

''Bebeğim ben Bradley Playboy'um unuttun mu?Hatta bizde tam 5. aşamaya geçmek üzereydik.''

''Sapık seni!Sen Bradley Playboy değil, Bradley Taşkafa'sın.Bana bir buluşma bile ayarlayamadın.Ayrıca üzülmedim.Sorun değil,eve gitsem iyi olacak.''

''İşim bitince seni tekrar ararım üzgünüm.''

''Aklında bulunsun bana bir daha asla buluşma ayarlama.Sen çakma bir çöpçatansın.''

   Viola içten içe üzülmüştü.Kapıdan çıkarken Jordan ve yanındaki güzel kıza kısa bir bakış atıp.Kafe den bir kahve alıp oradan uzaklaştı.''Harika''diye geçirdi içinden.Bir gün bu kadar mahfedilemezdi.Yağmur yağıyordu!Viola ıslanmaktan nefret ederdi.Banyoda bile küvetin içine girerdi.Kafasından aşşağı su akmasını sevmezdi ama mecburdu buna.Eve koşar adımlarda gitmeye karar verdi ama yağmur Viola'nın inadına sanki taksiye bin dermiş gibi hızlandı.Viola kısa sürede sırılsıklam oldu.Hiçbir taksinin onu almayacağına kanaat getirip.Hızlı adımlarla evine yürümeye başladı.

  Eve geldiğinde ev buz gibiydi.Hemen kombiyi en sıcağa getirip kendini banyoya attı.Çıktığında içerisi daha da ılıktı.Kombiyi normal ayarına getirip kendine Bijou'dan aldığı kahveye baktı.İçilecek bir durumu kalmamıştı ve kendine yeni bir kahve yapmaya başladı.Kapı çalmaya başladı.Viola bornozla olduğunu anladığı anda hemen yukarıya gidip üzerine uzun pijamalarını giyip aşşağıya kapıyı açmak için indi.''Kim O?''dedi diyafona.''Ben''dedi tanıdık ses.Bu babasının sesiydi.Viola büyük bir mutlulukla kapıyı açtı ve aşşağıya inip babasını karşıladı.Babası onun müsait olup olmadığını bilmediği için her zaman eve geldiğinde kapıyı çalardı.Bay Andrew çok anlayışlı birisiydi ve kızını çok seviyordu.

      ''Babacığım sizi çok özledim''dedi Viola babasına karşı her zaman saygılıydı asla saygıda kusur etmezdi.Babası biraz işi dolayısıyla katı göründüğü için Viola babasına böyle sesleniyordu.Bay Andrew evde bari resmi olmak istemediği için kızının ona böyle seslenmesini istemiyordu.Bay Andrew birkaç eyalet ilerdeki askeriyede Albay olarak çalışıyordu.Bay Andrew'in çalıştığı eyalette kötü okullar olduğu için kızının burda okuluna devam etmesini daha uygun buluyordu.''Hoşbulduk hayatım seni çok özledim.Ben yokken neler yaptın bakalım?''dedi Bay Andrew ortamdaki resmiyeti biraz dağıtmak istercesine.''Ben okula gittim,geldim başka birşey yapmadım babacığım.''dedi Viola birşeyler sakladığını göstermemek için tedirgince.''Ben bu evde resmiyet istemediğimi kaç kere söyliyeceğim Viola?Zaten her zaman orda sürekli  bir resmiyet içerisindeyim ve çok sıkıldım''dedi Bay Andrew de sesinin kızgın çıkmasını isteyerek.Ama hiç kızına kızmayı beceremiyordu.Onun emrindeki askerlere çin işkencesinden fazla şeyler yapıyordu ama kızına asla kıyamıyordu.

''Peki baba.Böyle deyince de olmuyor ama baksana bir.''dedi Viola babasına sitem dolu bir şekilde.''Evet işte böyle tatlım,babana ne yemek yaptın bakalım?''dedi Bay Andrew aç bir şekilde.''Ben pizza söylemiştim kendime.Bugün geleceğin tamamen aklımdan çıkmış zaten evde değildim''dedi Viola babsına üzgün bir şekilde.''Peki tatlım üzülmene gerek yok beraber yapabiliriz.''dedi babası sesinin yorgun çıkmamasına özen göstererek.

   Güzel yemekler yapıp karınlarını doyurmuşlardı yan yana televizyonda çıkan güzel bir diziyi izleyip bir yandan meyve yiyorlardı.Tam o sırada kapı çaldı.Viola''Ben bakarım''dedi ve kapıya koştu.Kapıyı açtığında karşısında Jordan duruyordu ve yanındaki de bugün kafede gördüğü kızdı.Hemen kapıyı geri suratlarına çarpıp içeri geçti.Babası burdaydı ve kapı ısrarla çalıyordu.İçeri Jordan'ı babası varken alamazdı ama kapıyı açmazsa daha da şüpelenecekti.

Fairy Blood(Askıya Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin