Viola öyle bir Çığlık atmıştı ki biraz evden ilerlemekte olan asker bile bunu duymuştu. Asker hemen Viola'nın evine gelip kapının önündeki bayılmış bedenini Askeriye arabasına koyup hızlıca en yakın hastaneye sürmüştü. Viola o büyük çığlığın ardından olduğu yerde bayılmıştı. Doktorlar bir tüp serum verip uyanmasını bekliyorlardı. Asker de Viola'nın telefonunda en son aranan Kişiyi aramış hastaneye gelmesini söylemiş ve gitmişti. Gelen kişi tabiki Shane'di. Viola uyandığında Shane'i görmüştü ve hemen boynuna sarılıp ağlamaya başlamıştı. Öyle içten ağlıyordu ki hıçkıra hıçkıra, bağıra bağıra, artık hayatta tek başına kalmıştı işte şimdi annesinin öldüğüne neden üzüldüğüne acıyordu. Annesi öldükten sonra geriye babası kalmıştı ama şimdi babası da ölmüştü artık hiç kimsesi yoktu. Bu yükü taşıyabileceğini sanmıyordu. Galiba bunun için bayılmıştı. Periler bayılır mıydı acaba. Ama yarı insan olduğuna göre bayılması normaldi diye düşündü kendi kendine. Perilikten daha önemli sorunları vardı tabiki şuan. Shane onu biraz daha sakinleştirdikten sonra çıkış işlemleri yapmak için danışmaya kadar gitmişti. Bu Sırada Viola üzerini giyinirken karşısında birden Giovan'ı gördü. Şaşkınlığı bir kenara bırakıp açık kalan üzerini kapatmaya çalışıyordu. Giovan ise başını eğmiş Viola'dan beceriksizce özür diliyordu. Viola ise bağırmaya başladı.
"Bağırma sana zarar vermeyeceğim sana çok bağlı olduğum için başına birşeyler geldiğini hissettim. Baba'nın öldüğünü duydum."dedi ve Viola' yı sakinleştirmek için elini omzuna koydu ve kulağına birşeyler fısıldadı.O anda herşey dondu saat bile işlemez oldu. Dünya'nın dönmesi bile durdu.Giovan oldukça güçlü bir büyücüydü. Viola Hariç hiçbirşeyi kıpırdamıyordu. Viola' nın kulağına fısıldadığı için o hariç herşey donmuştu. Viola paniğe kapılmıştı ama hiçbirşey söylememişti.
"Sana bir teklif sunacağım gerçi kabul etmemek gibi bir şansın yok ama diğer seçenekler de olacak.İlk olarak çok düşündüm ve benim sevgilim olmana karar verdim. İstediğim zaman kanını bana vereceksin ve mutlu mesut yaşayacağız."
"Sen neler saçmalıyorsun sapık ruhlu hasta!"
"Bana bak Viola Wanda Sylvia istesen de istemesen de kabul edeceksin."
"Yalvarırım bırak beni babam daha yeni öldü acımı bile yaşayamadım beni rahat bırak acım biter bitmez yanına geleceğim."
"Yok öyle bir Dünya! Shane'e işlemiyor bu büyü senin tehlikede olduğunu anlayıp gelmeden önce benimle geleceksin."dedi ve o sırada hastanenin odasının kapısı gürültülü bir şekilde açıldı.
Giovan bir anda kaybolmuştu ve herşey eski düzenine göre hareket ediyordu.Shane nefes nefeseydi.
"Seni aldı sandım. Çok korktum Viola. Geçti artık."
"Bunların tüm sorumlusu sensin! Koruma büyüsünü neden kaldırıyorsun. Biraz daha geç kalsaydın beni alacaktı."
"Biliyorum, çok üzgünüm bir daha asla böyle bir hata yapmayacağım. Koruma sihirini kaldırmadım aslında bir şekilde etkisiz hale gelmiş olması gerekir."
Viola Shane ile birlikte hastaneden çıkmıştı. Evine gitti ve salona doğru gitti. Dün babası için yaptığı yemekler soğumuştu ve bazı şeyler bozulmuştu. Viola onları ağlama eşliğinde toparlamaya başladı. Büyük siyah bir torba almıştı , masanın üzerindeki herşeyi tabakları ile birikte içine atıyordu. Kısa sürede masayı toparladı sonra çöpü kapının önüne çıkardı , Shane ile birlikte. Sıra babasının odasına gelmişti. Kıyafetlerini özenle katlayıp siyah poşete özenle yerleştirdi. Ayakkabılarına ayrı poşet yaptı ve askeriye ye göndermek üzere hazırladı. Haftaya cenaze töreni için babasının Öldüğü şehire gidecekti. Şehit olduğu için çok özel bir tören hazılayacaklarını öğrenmişti Askeriye'den. Viola zaten artık Dünya'da kalmayacağı için okula gitmiyordu. İsterse kendi bedeninin kopyasını yapıp Dünya'daki işleri bitirmesi için görevlendirebilirdi. Bunu Peri Akademisi'nde öğrenmişti. Geri döner dönmez birinden yardım alıp bunu yapmayı düşünüyordu. Babasının Odasında oyalanırken babasının yatağına uzanmıştı ve Öylece tavana bakıyordu. Babasına bir hoşçakal bile diyememişti. En son 10 gün önce görmüştü zaten. O anda aklına birşeyler geldi ve koşarak salona Shane'in yanına indi.
"Shane sana birşey soracağım. Şimdi ben bir periyim ya babamı Dünya'ya getirme gibi bir şansım var mı?"
"Üzgünüm bunu sadece büyücüler yapabilir. Bu da demek oluyor ki imkansız. Periler hiçbir zaman büyücülere iyilik etmez."
"Tamam teşekkür ederim. Herşey için yanımda olduğun için de ayrıca teşekkür ederim. Istersen sen boyuta geri dönebilirsin. Ben çok iyiyim."
"Olmaz öyle şey beraber geldik beraber döneceğiz."
Viola normal şartlarda bir büyücünün ona yardım etmeyeceğini biliyordu. Ama Giovani ona yardım edecek tek büyücüydü. Aklına gelen parlak fikirle hemen tavan arasına Koşarak çıktı. Içinden peri kanadı gibi olan kitabı çıkartıp. Sihirleri etkisiz hale getirme sihrini aradı. Yarısından çoğunu okumuştu zaten diğer yarısını da okumaya başladı. Birkaç sayfa sonra aradığı sihri buldu ve orda geçen kelimeleri söyleyip sihri tamamladı. Giovani artık ona ulaşabilirdi çünkü Viola kendi elleriyle koruma sihrini kaldırmıştı. Kendi elleri ile kendini çukura atmıştı. Ama o bunun farkında değildi. Viola ona birazcık kan verirse babasını hayata döndüreceğini sanıyordu ama çok yanılıyordu.