Viola bu günlerde gördüğü şeyleri artık doğal karşılıyordu. Biraz önceki derste bir kurbağa insana dönmüştü hem o kadar yakışıklı olmuştu ki. Viola kesinlikle bir insan olsaydı aslında bir kurbağa olan bu çoçuğa aşık bile olabilirdi. Belkide tanıştığı diğer insanlar, hatta arkadaşları özünde bir hayvan veya eşyaydı. Asla asla deme sözüne asla diyen bir kız olarak bu tezi artık çürümüştü. Bir daha asla asla demeyecekti. Bu şeyleri ona normal gelse bile eğer bir insan olsaydı çoktan kafayı yemişti. Şuan bu Peri Akademisi'nde olmak yerine okulunda psikoloji görmesi gerekiyordu. Babasına neler söyleyecekti. Asıl sorunu bu boyuttan nasıl geri çıkacaktı. Cevaplamayı bekleyen binlerce soru vardı. Bu soruların hepsini Shane'e sormak yerine yaşayarak görmek istiyordu. Zaten ona yeterince soru sormuştu. Tamı tamına 10 gündür buradaydı. Alışmıştı çoğu şeye özellikle yemekhane de pişmemiş tavuk alıp onu pişmiş hale döndürmeyi artık garip karşılamıyordu. O ellerinden ateş çıkarabiliyordu ama bazı periler çıkartamıyordu. Hepsinin farklı,ilginç özellikleri vardı. Arya adında bir kız ile tanıştımıştı10 gün içinde oldukça yakın arkadaş olmuşlardı . Herkes kendi sınıfı periler ile takılıyordu. Bir üst peri asla çaylak bir peri ile takılmazdı. Genellikle üst periler burnu havada, ben herşeyi bilirim havasında oluyorlardı. Viola bunun çok içinde olmadığı için şimdilik rahatsız olmuyordu. Dersleri güzel gidiyordu. Bugün kendi boyutuna Dönme vaktiydi bunun için Shane'i bekliyordu. Shane de geldiğinde yola çıkmak için hazırlardı.Her 10 günün sonunda eve gitmesi için izin veriliyordu. Isterse gider istemezse gitmedi.Viola bazı şeyleri düzeltmek adına gitmek istiyordu kendi boyutuna. Zaten bugün babası gelecekti ve ona herşeyi anlatacaktı. Shane onu eve görmüştü ve Viola babası geleceği içi yemek hazırlığı yapıyordu. Kapı çaldı ve beklediği an geldi. Babasını bu sefer daha çok özlemişti. Çünkü insanların olmadığı hayal gücünün ötesinde bir yerde hiçbir insanın bilmediği boyutta tek başınaydı ve oldukça bir insanın kaldıramayacağı şekilde ilginç şeylere tanık olmuştu. Zilin çalması ile koşarak Kapıya yöneldi. Kapıyı açtığında babası yerine başka bir asker duruyordu karşısında.Viola ters giden birşeylerin olduğunu anlamıştı.karşısındaki askere belli etmemeye çalıştı. Karşısındaki asker "Viola Wanda Sylvia?"diye soru sorar bir biçimde baktı.Viola ise "Evet benim" diye Donmuş bir şekilde karşılık verdi. "Bu zarfı size Albay Andrew Sylvia gönderdi."dedi ve Viola'nın eline bırakıp hızlıca uzaklaştı.
Viola zarfı korkarak,yırtmadan,düzgün bir şekilde açtı. Içinde yazanlar nedense onu çok korkutmuştu. Hissediyordu kötü birşeyler olduğunu. Yazılanları okumaya başladı.
Sevgili kızım Viola ben eğer birgün bu Dünya'dan gidersem sana bu zarfı vermesi için bir askerimi görevlendirdim. Ya bir Savaş'ta ölmüşümdür ya da kendi ecelimle bilemiyorum. Ama artık. Bu Dünya'da ben yokum. Sakın kendini bırakma ben yüce Şanlı bir asker olarak Öldüm ve eminim ki yüce Tanrı beni cennetine alacak. Artık tek başınasın üzgünüm...