Yoongiyle üzerimizi değiştirdikten sonra, yarış yapmaya karar verdik.
Bugün takımında bulunduğumuz bir çok üniversiteliler sınav dolayısıyla gelememişti.
Ve bundan dolayı koç bizi serbest bırakmış, kendi işleriyle gitmişti.Yoongiyle yarış yaparken biraz yorulduğumu anlayarak, suyun altından yüzeye çıktım.
Yoongide benden hemen sonra, yanımda belirmişti.
“ Ne oldu Jeongguk-shi, yoruldunuz mu yoksaa ? ”
Dedi kelimeleri uzatarak.
“ Biraz. 35 dakikadır, durmadan yarış yapıyoruz. ”
Dedim, o da gülümsedi ve havuzun içine daldı.
Havuzun içinden çıkarak, ellerimi belime koydum ve yüksek sesle ona seslendim.
“ Min ben çıktım, birazdan gelirim. ”
Diyip havluyu omzuma atarak, oradan uzaklaştım. Soyunma odasına geldiğimde, dolapların bulunduğu yöne dönecektim ki kimse tarafından kolumdan çekilip duvara sırtımı vurmuştum.
Baktığımda siyah şapka, siyah maske, üstüne birde sim siyah giyinen birisi duruyordu karşımda.
Bu da kim şimdi ? Diye sorarken, hâlâ ona bakıyordum. Birden resmen kükremeye başladığında yerimde sıçramadım değil.
“ Ya sen beni deli mi edeceksin ha?!
İlla ki karşına çıkacak kadar, çıldırtma noktasına getirmek zorundaydın değil mi ?! ”Diyordu, kafasını kaldırmamıştı yani gözlerini bile göremiyordum. Yüzünü incelemeye çalışıyor, aynı zamanda da ne dediğini sindirmeye çalışıyordum. Ellerini iki yanıma duvara yaslamıştı, dolayısıyla aramızda az sayılabilecek derecede mesafe vardı.
Kulağıma yaklaşmaya başladığında ise, kokusunu burnumda, nefesini kulağımda hissediyordum resmen. Derin nefesler alıp veriyordu. Daha kim olduğunu bile bilmiyorum derken, aklıma geçen de bana yazan hesap adı geldi. Neydi o...
" 95sTata! " evet.!
“ Beni çıldırtma oğlum, aksi takdirde çok kötü şeyler olacak. Ayrıca o Yoongi denen çocukla da yakın olmazsan ? Sinirim. Bozuluyor. ”
Demişti, son iki kelimeyi üstüne bastırarak söylemişti.
Ardından yaptığı hareket ile kısa bir şok geçirmiştim.
Boynunda hissettiğim yumuşak dudaklar ile bedenim titrediğinde, ne yapacağımı şaşırmıştım resmen.
Onu itmek istiyordum ama itemiyordum nedense. Sebebi şaşkınlığım olabilirdi.
Dudakları boynumda geziyor, ve kısa kısa öpücükler bırakıyordu.
Etkileniyordum.
Siktir diye geçirdim içimden.
Sonunda kendime az çok gelebildiğimde ellerim ile göğsünden itmiştim, yada itmeye çalışmıştım. Çünkü bir santime bile kımıldamadı.
Ellerim şok etkisiyle fazlasıyla güçsüzdü.
Dudakları boynumdan biraz aşağı inip, ısırdığında acıyla istemsizce inlemiştim.
“ Ahh, siktir. ”
Tenime bastırdığı dudaklarının yukarı kıvrıldığını hissediyordum. Sikeyim bu ne biçim bir şey. Sahi bu tahmin ettiğim o kişi miydi.
Başını boyun girintime soktu, ve derin nefes aldı.
“ Mm, çok güzel kokuyorsun..
Kokun insanı deli edecek, hatta ter temiz sarhoş edecek derecede güzel.. ”Dediğinde ellerini belime yerleştirerek, kendine çekti olabilirmiş gibi. Çıplak olan tenim onun elleri ile temas ettiğinde, bir kez daha titredim..
Sikeyim ya.
Dediğimde bunu sesli söylediğimi fark ettim.
“ Olur. ” dediğinde güldüğünü hissediyordum.
Sıcak nefesi boyun girintime vuruyordu.
“ Ben şimdi gidiyorum, dediklerimi sakın unutma tamam mı ? ”
Dediğinde, bir eli parmaklarımdan başlayarak yavaşça yukarı doğru, iz çizerek boynuma kadar gelmiş, ardından elini boynuma yerleştirmişti. Ve uzun bir öpücük kondurmuştu. Bu hareketi ile, sesli yutkunmuştum.
“ Bu arada, doğru tahmin. Ben o anonim. ”
Dedi ayrılırken.
Ardından gülümsedi.
Bu gülüş,
Bu kare gülüş,
Bana birisini hatırlatıyordu.
Role Play - 12. Bölüm Sonu.
♥
Bu kalp,
Sizin için.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
➳ ❥ʀᴏʟᴇ ᴘʟᴀʏ - ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ ❁
Short Story[ ロールプレイ ] taehyung , fazla aptaldı. jeongguk ise bu aptalı fazlasıyla seviyordu. twenty third of august, year: two thousand twenty eight à l'âge de quatorze ans et demi