Role Play - 18.

642 39 0
                                    

Evden çıkmış ve binaya doğru yol almıştım.

Kulaklığımla şarkı dinlerken, bana engel attığını hatırlamış, ve gülmeye başlamıştım.

İnsanların tuhaf bakışları pek umurumda değildi, açıkçası.

' Tanrım.. Cidden, salak. '

' Kim ? ' tanıdık sesle, arkama döndüğümde Yoongi'yi gördüm.

' Hiç, öylesine birisi. ' dedim, onu geçiştirmek amacıyla.

' Hm, anladım. Bu aralar pek düşünceli görünüyorsun. ' dedi.

' Öyle gelmiştir. ' dedim, yine geçiştirmek amacıyla.

' Ne düşünüyorsun ? Sence kazanır mıyız ? '
Diye sorduğunda, aklıma Tae'nin dedikleri geldi.

" Şans öpücüğü ister misin ? , Biliyorum heyecanlısın, yapabilirsin, herkese mükemmelliğini bir kez daha göster! Fighting! "

Güldüm kendi kendime.

" Sen bizi hafife mi alıyorsun? Tabiki yaparız. " dedim, ve anında beni kolunun altına alarak, elini yumruk şekli yaptı, ve başımı öne eğerek saçımı karıştırdı.

" Y-ya, bırak. " dedim, kahkahalarımın arasında.

Elini çekti, ama kolu hâlâ omzumdaydı.

Binadan içeri girdik, ve direk koçun yanına gittik.

" Evet, sonunda Yoong ile Jeongguk da geldi. Artık konuşmamı yapabilirim.  Oturun şuraya çocuklar. " dedi bize nispeten, bir yer göstererek.

İşaret ettiği ikili koltuğa geçerek, oturduk. Ve dikkatimizi konuşmasını başlamak için hazırlanan koça baktık.

" Evet, bakın çocuklar. Bugün önemli bir gün, çünkü bu anı çok bekledik. Ve bu ana kadar, eksiksiz bir şekilde hazırladım sizi. Biliyorum üzerinizde heyecan, ve stres var. Ama ben kendi takımımı biliyorum, siz mükemmelsiniz. Sorumluluğum altına aldığım günden beri bir kere bile pişman ettirmediğiniz için size minnettarım. Her zaman, en iyisini yapmaya çalıştığınız için size minnettarım. Sizin gibi akıllı çocukların takımımda olmasından ben gurur duyuyorum. Her ne olursa olsun, siz yinede benim için en iyisisiniz. Hep de böyle kalacaksınız. Elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışın sadece. Size bolca şans dilerim! Fighting! "

Koç'un konuşması, ve neşe dolu sesi herkese güven verirken, herkesi tek tek süzdüm.

Herkes sırıtıyordu, eh kendimizden emin bir takımdık işte.

Herkes soyunma odasına geçerken, koç beni yanına çağırdı.

" Jeongguk, biliyorum sen kaptan olduğun için belki de onlardan daha çok heyecan ve stres var üzerinde. Ama senin kendine olan özgüvenini biliyorum. İnan bana, stres yüzünden endişe etmene gerek yok. ''

'' Biliyorum, teşekkür ederim. Bu ana kadar bize olan desteğiniz, ve uğraşlarınız için de ayrı teşekkür etmek isterdim. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım, bana güvenebilirsiniz. "

" Biliyorum, biliyorum.. Hadi git şimdi, hazırlan. ''

Önünde saygıyle eğildikten sonra, yine soyunma odasına geri döndüm.

" Herkes seni bekliyor, hadi hazırlan ve gel. "

Dedikten sonra, Yoongi dâhil herkes soyunma odasından çıkmıştı.

Dolabımı açtığımda, siyah bir termos görmeyi beklemiyordum.

Üzerinde yapıştırılan notla beraber elime aldığımda, " Enerjiye ihtiyacın olacak, bu portakal suyu. Merak etme, doğal :) kendim sıkıp getirdim. İçine nane ve biraz buz koydum. -Tae. " yazıyordu. Okuduklarım büyükçe sırıtmama neden olurken, kapağını açarak bir kaç yudum aldım.

Cidden, nasıl bu denli güzel oluyordu onun elinden herşey ?

Telefonumu alarak, direk mesaj kısmına girip. Onunla olan sohbetimize göz attım.

s3xwithjeonteşekkür ederim, Tae. Çok iyi geldi, portakal suyu. Ellerinden öperim. ;))

Dediğim şeyin şaka olduğunu biliyordum, ama bunu gerçek algılamasını istiyordum..

Belki de öperdim?

Neyse.

➳ ❥ʀᴏʟᴇ ᴘʟᴀʏ - ᴛᴀᴇᴋᴏᴏᴋ ❁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin