party

250 11 32
                                    


[ Sonradan yapılan edit; bölümde iki tane ipucu paylaştım, dikkatli okuyun. ♡]

Manchester'dan evlerine dönüşleri pek geç olmamıştı. Akşam oluyordu Amerika'da ve bu gece Miles'ın partisi vardı. Onca şeyin arasında bir partiyi unuttuğu aklına gelmişti ve bunu da bahanesi olarak kullanıyordu. Miles Kane tam anlamıyla bir parti insanıydı, Alex'in aksine.

Eve girdikleri gibi Alex, sevgilisini kapının arkasına yaslayıp dudaklarını birleştirdi. Olivia da karşılık vermekte gecikmedi. Bacaklarını sevgilisinin beline doladı genç kadın. İşin yalnızca öpüşmekle kalmayacağını anlayınca onu yatak odalarına yönlendirdi.

Yatak odasına girinceye dek iç çamaşırlarına kadar soyunmuşlardı. Odaya girince bu sefer duvara yaslandılar,orada da birbirlerini kıyafetlerinden arındırdılar. Çırılçıplak olmak,sabırsızlığı da beraberinde getiriyordu,daima.

Alex genç kadını yatağın üzerine hafifçe bıraktı,dudaklarından ayrılmadan. Loş ışıklı odada gölgeleri birbirini sıyırıyor, bu da hoş bir görüntü oluşturuyordu. Üzerine doğru yavaşça eğildi, omzuna minik bir öpücük bıraktı.

Miles'ın 'gecikmiş' doğum günü partisine gideceklerdi ama bu ikisinin de umrunda değildi.

'Olivia beni çıldırtıyorsun.' Bu sözler üzerine genç kadın gülümsedi ve bir kez daha bağımlısı olduğu o dudaklara bağlandı. Fazla yavaşlardı ve ortamda erotizm zirvedeydi.

Alex daha fazla beklemenin bir gereği olmadığını düşünerek vücutlarını birleştirdi. Bu her ne kadar Olivia için acı verici olsa da daha zevk verdiği kesindi.

Tırnakları ile sevgilisinin sırtında bir yol çizdi. İnatçı yapılarıyla birbirlerini zorlamayı seviyorlardı, sınırları da.

Aşk ve seks yan yana olduklarında daha güzeldi,artık ikisi de buna emindi.

Zirveye ulaştıklarında isimlerini birbirlerine sayıklayarak yavaşladılar. Alınları birbirine yaslıydı,gözleri ise sanki o büyüyle olabilirmiş gibi daha güzel görünüyordu,her ikisine de.

Alex usulca Olivia'nın yanına uzandı. Odada yalnızca nefes sesleri vardı şimdi. Fazla yorulduklarından değildi bu, aşk ile çalışan kalbin heyecanını atamamasıydı.

Alex uzandığı yerden kalkıp örtünün altına girdi. Her ne kadar Nisan'ın sonu da olsa,kuzeydelerdi ve beklendiği gibi soğuktu. Olivia da onu taklit ederek örtünün altında biraz soluklandı ve vücudunu ısıttı. Daha sonra dudaklarını ıslatarak konuşmaya başladı.

'Geç kalacağız. Biliyorsun değil mi?' Alex olumlu anlamda kafasını salladı. Sevgilisinin boyun girintisine ilişti ve oraya minik kelebek öpücüklerden kondurmaya başladı. Olivia huylanınca güldü ve kendini biraz geri çekti. 'Alex. Ciddiyim. Haydi,duş almamız gerek.'

Kendi iradesini zorla da olsa kontrol edebilmiş ve banyoya ulaşmıştı. Alex de o banyodan çıkana kadar biraz tembellik etmeye karar vermiş ve sıcaklığın tadını çıkarıyordu.

Olivia banyodan çıkınca kendi girdi. Her ne kadar birlikte olsalar da banyo kişisel alana girdiği için burada da birlikte olmak saçma geliyordu. İlişkilerinde Olivia'nın en değer verdiği şey saygıydı. Alex ise kişisel hakları biraz daha önemsiyordu.

Özgür ve yetişkin bireylerdi. İstediklerini belirli bir çerçevede tabii yapıyorlardı. Kıskançlık,atar,trip.. Onların ilişkilerinde böyle şeylere gerek yoktu. Kalpleri birlikte olduktan sonra diğer yaptıklarının da pek bir önemi yoktu zaten.

Birlikte giyindikten sonra mutfağa inip bir şeyler atıştırdılar. Partiye biraz geç gitseler de bir şey olmayacağına karar verdiler.

'Olivia,biraz konuşalım mı?' Elindeki turşu kavanozu ile sevgilisine döndü Alex. 'Evet,dinliyorum.' Kavanozu koltuktan yere indirdi. Bu ciddi bir konuşma,anlamına geliyordu.

Old Yellow Bricks /Alex Turner ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin