Size hikayemi 2000 yılının 30 Eylül'ünden anlatmak istiyorum. Yani her şeyin başlangıcından...
-.- 30 Eylül 2000 -.-
Eylül ayının son günüydü. Hava sanki günün hüznüne, kasvetine ayak uydurmak; o minicik bebeğin ağlayışlarına ortak olmak adına delicesine yağmurluydu. Kimse bilmiyordu bebeği kimin bıraktığını. Hangi anne bunu yapabilirdi? Hangi anne minicik bebeğini bu yağmurda sokağa bırakabilirdi? Ama bırakmıştı işte. Küçük bebeğin ağlayışları, yağmur şiddetlendikçe artıyordu. O yağmurda sokaktan geçen kimseyi bulamazdınız. Sabaha kadar o pis çöp kutusunun yanında yaşamaya çalışmıştı minik beden. Açtı, üşüyordu. Daha soğuk kavramının anlamını öğrenmeden iliklerine kadar hissetmişti. Her bebek gözünü ışıklara açardı, açmalıydı. Ama bu minik bebek gözünü karanlık ve yağmurlu bir geceye açmıştı.
Sabah olunca hava, duruma daha fazla dayanamamış, güneşi gözler önüne sermişti. Isınan hava ile birlikte, dışarı bir-iki insan çıkmıştı. Melis Vural da onlardan biriydi. Evin birikmiş çöpünü atmak için çöp kutusuna doğru ilerliyordu. Çöpü sakince kutuya bırakan Melis, tam oradan ayrılırken bir bebek sesi duymuştu. İlk önce yanlış duydu sandı fakat o sesi tekrar duymuştu. Yanlış duymamıştı, bir bebek ağlıyordu! Hemen eğilip çöp kutusunun etrafına baktı. Ve o anda içini sızlatan görüntüyle karşılaştı. Bir bebek, çöp kutusunun yanında ağlıyordu.
Melis hızlı hareketlerle bebeğin bulunduğu yere gitti. Aman Allah'ım, bu bebek ıslaktı! Dün ki yağmurda dışarıda olmalıydı. Bunu yapabilecek bir anne olabilir miydi? Neyse, dedi Melis. Bunları düşünecek vakit yoktu. Bebeği evine getirdi. Eşi Murat ona soran gözlerle bakarken, Melis hızla durumu anlattı. Murat'ın da durumu öğrenince içi acımış ve karısıyla bir kez daha gurur duymuştu. Eşine bir liste veren Melis, onu hızla listedekileri almaya gönderdi. Listede bebek için yeni kıyafetler, bez, oyuncaklar, özel şampuan ve sabunlar, yumuşak bir havlu ve yumuşak bir battanıye gibi bebeğin ihtiyacı olan şeyler vardı.
Murat gelene kadar Melis, küçük bir küvete ılık su doldurmuş, bebeğin ıslak kıyafetlerini çıkarıp, ılık suyun içine yavaşça sokmuştu. bebek o soğuktan sonra bu hissi çok sevmiş, yüzüne ufak bir tebessüm kondurmuştu. O esnada gelen Murat, kapıyı anahtarıyla açmış ve içeri girmişti. Eşinin istediği her şeyi almıştı. Melis, kocasının getirdiği poşetlerden sabun ve şampuanı çıkarmış, içindekileri okumuştu. Emin olduktan sonra ilk önce sabunla bebeğin vücudunu yıkamış, sonra şampuanla saçlarını yavaşça ovmuştu. Küvetteki ılık suyla bebeği durulamış, Murat'ın aldığı yumuşak havluyla bebeği sarıp yatağın üstüne yatırmıştı. İyice kuruladığı bebeğe bezini takıp yeni kıyafetlerini giydirmişti.
Eline bir oyuncak verip düşünmeye başladı. Onu ne ile besleyeceklerdi? Bir süre düşündükten sonra komşuları ve yakın arkadaşları Aslı'nın yeni doğum yaptığı aklına geldi. Durumu anlatırsa arkadaşına hak verir ve onu emzirmeyi kabul edebilirdi. Bebeğin aç olduğunu bildiğinden vakit kaybetmeden Aslıların kapısını çaldı. Kapıyı açan Aslı şaşkın bakışlarını gizleyememişti. Hemen içeri buyur etti arkadaşını. Melis olayı hızlıca anlattı ve ricasını dile getirdi. Arkadaşı bebeğe şefkatle bakarken başını onaylarcasına salladı. Bebeği sakince emzirdi. İşi bitince minik bebeğin anlına ufak bir öpücük kondurdu ve arkadaşının kucağına dikkatlice yerleştirdi. Melis teşekkür edip kendi evine gittiği zaman eşini koltukta derin düşüncelere dalmışken buldu. Bebeği yatırdıktan sonra Murat'ın yanına gitti.
Eşinin böyle derin derin hangi düşüncelere daldığını merak etmişti ama ilk önce aklındaki fikri söylemeliydi. ''Bu güzel kıza bir isim vermeliyiz sevgilim.'' dedi Melis. Murat dalgınca kafasını salladı. ''Ada'' diye mırıldandı birden Melis. ''Çok güzel bir isim canım. Ama sana söylemem gereken bir şey var.''dedi Murat düşüncelerinden sıyrılıp. Devam et der gibi başını sallayan eşine anlatmaya başladı. Melis bir yerden sonra kopmuştu. Murat az önce çocuk esirgeme kurumu mu demişti? Birden ''Hayır, olmaz!'' diye bağırdı. Murat onu sakinleştirdi ve durumu anlatmaya devam etti. Aile dostlarından birinin Çocuk Esirgeme Kurumu müdürü olduğunu söyledi. Olayı aile dostuna anlatınca onun bunu yapmasının doğru olacağını söylediğini anlattı. Murat'ın en son söylediği şey şuydu: ''Ada'yı en fazla 1 sene sonra evlatlık edinebileceğimizi söyledi bana hayatım. Ama şimdi onu vermesek, bir daha onu göremeyebiliriz''.
Konuşmaları biraz daha sürdükten sonra Melis zar zor kabul etti ve ertesi gün Murat'ın aile dostu gelip Ada'yı aldı. Ama Melis kızı olarak gördüğü bu minik bebeğin hayatının bugün itibariyle mahvolacağını bilmiyordu...
*****
Evettt ilk bölümümüz geldii!
Çok heyecanlıyım bu benim ilk kitabım.
İnşallah beğenirsiniz.
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayınn!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK ~ASKIDA~
Fiksi RemajaKaranlık... Daha gözlerimi ilk açtığımda fark ettiğim şey. Sahi, her yer neden hep karanlık? Doğduğum anda beni sokağa bırakan annem yüzündendir belki. Ya da çatlak yetiştirme yurdu müdürüm. Her gün kendime sorduğum soru... ''Ne zaman bitecek bu k...