Esmeralda

697 316 14
                                    


Martin' i de yanına alarak ormanlık alandan hızlıca çıktı genç adam. Onun aksine Martin karanlığa bir türlü alışamayan gözleri yüzünden sürekli bir yerlere takılıp son anda düşmekten kurtuluyordu.

"Biraz yavaşlasan olmaz mı? Ya da en azından telefonumun ışığını açmama müsade etseydin ya,önümü göremiyorum" diyerek serzenişlerde bulundu karşısında ki adama Martin.

Peki bu serzenişleri takan birisi var mıydı? Hayır. O kurbanlarının vaveylalarını bile umursamayan biriydi, canını şimdilik bağışladığı bir adamın serzenişlerini mi umursayacaktı?

"Sızlanmayı kes ve yürü Martin! Seninle uğraşacak zamanım yok."

Ne bekliyordu ki? Ona acıyıp yavaşlayacağını mı? Şimdi burada gözlerinin önünde geberse bile hala yaşıyor mu diye merak edip nabzını bile kontrol etmezdi. Aksine bir kaç kurşun da o sıkar ve tamamen öldürürdü onu. El mahkum sesini kesen Martin önünde ilerleyen gölgenin kadrajından çıkmamaya özen göstererek ilerlemeye devam etti. Çünkü biliyordu ki onun gözleri bir baykuşun gözleri kadar keskindi ve ilerlediği yolda ne bir çalı ne de bir taş vardı. Kulakları ise bir yarasanın kulağı kadar keskindi.

Sonunda ormanlık alanın çıkışını gören Martin derin bir nefes bahşetti ciğerlerine. Biraz daha burada durmaya dayanamazdı çünkü karanlıkların arasına gizlenen bu adamdan ölesiye korkuyordu, ki zaten ecelinin bu adam tarafından geleceği bu gece kesinleşmişti lakin ne zaman geleceğini bilmiyordu.

"Planını anlatmayacak mısın?"

"Çok sabırsızsın Martin ve ben sabırsız kişileri sevmem."

"Ben..." deyip sustu Martin çünkü ne diyeceğini gerçekten bilmiyordu.

"Her neyse şimdi sana yapman gerekenleri anlatacağım Martin yalnız tek bir hatanda seni ölmekten beter bir hale getiririm bilmiş ol."

"P-p-peki."

"Esmeralda' nın işini bugün bitireceğim Martin, buna emin olabilirsin. Ve seni onunla yüzleştireceğim merak etme. Birlikte Esmeralda' nın evine gideceğiz ve sen onunla yüzleştikten sonra bizi yalnız bırakacaksın. Ben onu öldürürken sen polise beni ihbar edeceksin. Polisler de beni sonunda iş üstünde yakalama fırsatı ellerine geçtikleri için aceleyle Esmeralda' nın evine gelecekler. Onlara istediklerini vereceğim ama oyunu nasıl ben kurduysam sonunu da öyle kuracağım. İstediğim şekilde...

Ellerime kelepçeyi vurup nezarethaneye götürmek için can atan kişiler hüsrana uğrayacak. Çünkü unuttukları bir şey var ki bu en önemli şey. Bu gemiyi ben yürütüyorum, dümen benim avuçlarımın arasında. Ben istemedikçe kimse beni o parmaklıkların ardına koyamayacak, koyamaz da. Lakin seninle olan işim bu kadarıyla da sınırlı kalmayacak elbette. Zamanı gelince kendi ayaklarınla haberin bile olmadan bana geleceksin Martin. Zamanı gelince..."

Bu tilkiden bile daha kurnaz olan adamın aklından geçenlerin bir kısmını bile duymak Martin' i hayran bırakmıştı. Planının tamamını anlatsaydı neler olurdu kim bilir? Gerçekten zekası karşısında şapka çıkarılacak bir insandı bunu inkar edemezdi Martin, lakin bu zekasını farklı işlerde kullanması ürkütüyordu onu.

"Pekala. Öyleyse gidelim mi? Çünkü Esmeralda ile yüzleşmeyi o kadar istiyorum ki."

"Sen kendi aracın ile gel, ve mümkün olduğunca aracını benim aracımdan uzak bir yere park et ve polise beni aracımdan tanıdığını söyle. Sevgilim için çok fazla endişe duyuyorum lütfen acele edin de."

"Tamam."

Her ne kadar canı yansa da görmemezlikten geldi Martin. Her gece farklı adamlarla kendisini aldatan bir sürtük yüzünden acı çekemezdi. Hızla kendi aracına doğru ilerlerken Lemur' un çoktan arabaya bindiğini ve motoru çalıştırdığını fark etti. Kendisi de arabaya binip motorunu çalıştırdı ve Lemur' un hareket etmesini bekledi. Sert bir dönüşle ana yola çıkan Lemur' un peşi sıra o da ana yola çıkmıştı. Aklında olan tek şey Esmeralda' nın ona hesap sorarken vereceği cevaptı. Gerçi vereceği cevap neyi değiştirirdi onu da bilmiyordu ya. Ne kendisini aldatmasını, ne de bu gece Lemur' un onu öldüreceği gerçeğini değiştirmezdi.

LEMURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin