Hastane

409 179 27
                                    


Sonunda Lemur, nöbetçi mahkemeye sevk edilmiş ve hakim elde olan delil yetersizliğini, ayırca Aslı Hanım' ın da gösterdiği dosya sebebiyle şimdi cezaevi aracıyla Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine götürülüyordu. Başkomiser Yavuz Alp Bülent uzun zamandır peşinde oldukları adamın ona göre saçma sapan bir kağıt parçası yüzünden elleri arasından kayıp gitmesinin vermiş olduğu sinirle kime çatacağını bilmezken bir de üstüne Lemur' un ceza evi aracına binmeden önce ona ukalaca bakıp tebessüm etmesi üzerine sinirleri hepten gerilmişti. Adam resmen ona nispet yapıyor ve Esmerlada' nın evindeyken kendisine söylediği lafları bir bir yediriyordu. Bu tam olarak tükürdüğünü yalamak gibi bir şey değil de neydi?

Lemur yanında psikoloğu Aslı Hanım' la Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi' ne doğru cezaevi aracıyla yolculuklarına seyir etmeye devam ederken gözüyle Aslı' ya yanına oturmasını işaret etti.

"Martin' i o hastanede istiyorum."

Kısık sesle yanına henüz oturmuş olan kadının kulağına doğru konuştu.

Aslı Hanım, Lemur' un bu isteği üzerine kaşlarını çatarak ona bakmaya başladı.

"Bu imkansız Lemur, benden başka bir şey iste onu yapayım ama Martin' i o hastaneye getiremem."

Lemur düz bir ifadeyle karşısındaki kadına bakıp sanki lafının ikiletilmemesini vurgu yapmaya çalışarak

"Sadece Martin." Demişti.

Psikolog Aslı Lemur' un üzerine basa basa söylediği şeylerle gereken mesajı almış ve onun sözlerine boyun eğmiş bir şekilde başını sallayıp kabul etmişti.

"Yalnız bu biraz zaman alır Lemur."

Yanındaki kadının dudakları arasından dökülen sözler onun umrunda bile değildi. Acelesi yoktu yeter ki her şey kafasında kurduğu plan üzerinde ilerlesindi.

"Mühim değil, sadece onu getir oraya yeter. Zaman umrumda bile değil."

İşte o an anlamıştı Aslı, karşısındaki bu adamın asla pes etmeyeceğini ve de aklında bir planlar olduğunu.

Gerçi o Lemur' du...

Hiçbir zaman adımlarını plansız bir şekilde atmazdı ki şimdi plansız hareket etsindi.

Lemur' un söylediği son sözlerden sonra konuşmamayı tercih etmişti psikolog Aslı Hanım. Gerçi konuşacak bir şey mi vardı ortada? Sonuçta Lemur son sözünü söylemişti.

Yolculuk boyunca sessizliğe kucak açmışlardı ikisi de. Lemur için sıkıntı değildi bu durum çünkü o sessizliği severdi, kalabalık ortamdan da onun gürültüsünden de nefret ederdi. Tam kendisine kurduğu lakabın hakkını veriyordu.

Ölümdü, soğuktu ve yalnızdı.

Sonunda Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi' ne geldiklerinde araba durmuş ve görevliler Lemur' un kaçmasından korkarak hemen araçtan inip onun kollarına yapışmışlardı.

Bu durum Lemur için alay konusu olsa da onlar için yapılan en doğru şeydi.

Kollarına girmiş olan adamlarla hastaneye doğru adımlarlarken Aslı Hanım' da arkadan onları takip ediyordu. Kapının önünde bekleyen bir düzine doktor ve hemşirelere elbetteki şaşırmamışlardı. Polisler onlara Lemur' un oraya geleceğini çoktan haber vermiş ve onlarda hazırlıklarını yapıp kapının önüne yığılmış olmalıydılar. Çünkü bunun başka açıklaması yoktu. Adı gibi emin olduğu bir şey vardı ki
Lemur' un; o da hemşirelerin ceplerinde zorluk çıkardığı taktirde ona, hazır ettikleri sakinleştirici iğnelerini çıkarıp hemen vuracak olmalarıydı. Yoksa tek elleri ceplerinde neden robot gibi dursunlardı ki?

LEMURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin