Rüyamda bir hafta sonraya gitmiştim.Ve nedense ellerimden duman değilde beyaz bir ışık çıkıyordu.Sebebini anlamadığım bir şekilde garip olan başka bir şey daha vardı.Bir kız bana bakıyordu.Ona neden bana baktığını soramadan Şafak beni uyandırdı.
-Uyan hadi; yolculuğumuzun bitmesine bir saatten az kaldı.
-E madem daha neredeyse bir saatimiz var.Neden beni erken uyandırdın?
-Konuşmamız gereken şeyler var çünkü.
-Ne gibi mesala?
-Nereye gittiğimiz gibi.
-Pekala o zaman,nereye gidiyoruz?
-Bir simyagere.
-Peki neden bir simyagere gidiyoruz?
-Hades'i yenmek için bir takım şeylere ihtiyaç duyacaksın.Bunları da ancak bir simyagerde bulabilirsin.
-Tamam o zaman soruyu şöyle sorayım:Neden mağazaya,alışveriş merkezine ya da internet cafeye gitmiyoruz?Hem ihtiyacımız olan şeyleri orada bulabiliriz,hem de biraz eğlenmiş oluruz.
-Eğlenmek kastın gerçekten bunlar mı?
-Pekala o zaman;göle gidip balık avlayabiliriz,ya da dağ yürüyüşü yapabiliriz.Bunlara ne dersin peki?
-Bak,gerçekten anlamıyorsun:Simyagere gitmemizin sebebi almak istediğimiz şeyin sadece Antik Çağ'da bulunması.O kadar eskiye gidemediğimiz için bizde bunları mistik şeyler üreten bir yerden almalıyız.
-Antik Çağ mı?Bana bundan hiç bahsetmemiştin.
-Merak etme,anlatacağım.Ama bunu anlatmak gerçekten uzun sürer ve bizim o kadar vaktimiz yok.O yüzden sana daha önemli şeyleri anlatıp Antik Çağ'ı sonraya bırakacağım.
-Ne kadar sonra?
-Simyagere gelince...
-Pekala.Mistik şeylerden bahsetmiştin.Nedir onlar?
-Synx Taşı,Her Şeyin Gözü gibi şeyler...
-Her Şeyin Gözü en azından anlam olarak bir şeyler ifade ediyor da Synx Taşı hiçbir şey ifade etmiyor.Bunu biraz açar mısın?
-İkisini de açıklayayım o zaman;Synx Taşı kullanan insanlar çeşitli koruma büyülerini kazanır.Vücut direnci,Ateşe ya da suya dayanıklılık,su altında nefes alma gibi şeyler...
-Vay be bunların hepsini sadece o taşı elde ederek mi kazanıyorsun?
-Hepsini değil,sadece bir tanesini.Onu da sen seçeceksin.Ve sadece bir kez seçebilirsin.Synx taşı bir daha kullanılamaz hale gelene kadar bir daha elde ettiğin gücü değiştiremezsin.
-Kullanılamaz hale gelene kadar derken ne demek istiyorsun?Taşın kırılabileceğini mi söylüyorsun?
-Sadece kırılması değil;parçalanması,yok edilmesi,ateşe atılması gibi...
-Bu kafamı karıştırdı.
-Bak şimdi;bu verdiğim örneklerde ortak olan nokta taşın kullanılamaz hale gelmesiydi.Yani benim sana daha sayamadığım belki de triyonlarca daha taşın kullanılamaz hale gelme örneği vardır.Sen sadece şunu bil:Taş kullanılamaz hale gelirse eğer sende ondan aldığın gücü kaybedersin.
-E peki taşı yeniden yapamaz mıyız?
-Yapabilirsin,ama bu çok uzun zaman alacağı için bu yöntem fazla kullanılmaz.
-Kullanılmaz derken?Bu taşı benden başka kullanmak isteyen insanlarda mı var?
-Bu konuya Simyagerde değineceğim.Sen şimdilik şunu bil:Bu dünyada özel yetenekleri olan ya da onlarla doğan bir tek sen değilsin.
-Pekala.Şimdi de Her Şeyin Gözü'nü anlatsana.
-O'nun hikayesi çok eskiye dayanıyor.
-Ne kadar eski?
-Antik Çağ'a dayanan bir hikaye...
-Bak yine Antik Çağ dedin!Hadi ama anlatsan ölürsün sanki!
-Henüz zamanı değil dedim sana!
-Of be,tamam.
-Güzel,şimdi bak.Aslında o bir hikaye değil,bir efsane!
-Bekle,sürekli <b>O</b> diyorsun.Buradaki o bir insan mı?
-Evet, bir insan.
-Ama ben Her Şeyin Gözü'nü bir madde zannetmiştim.
-Her Şeyin Gözü bir madde zaten.Bak,anlatmama izin verirsen sana her şeyi açıklayacağım.Ama sözümü kesmeyi bırakman lazım.
-Tamam haklısın,özür dilerim.Şimdi rica etsem hikayeyi anlatmaya devam eder misin?Gerçekten merak ediyorum çünkü.
-Zamanın birinde bir büyücü yaşarmış.Bu büyücü her canlıyı iyileştirebilen birisiymiş.Daha sonraları köyün birinde o köyün en zengin insanı ölümcül bir hastalığa yakalanmış.Büyücümüzde onu iyileştirebilmek için yola çıkmış.Köye vardığındaysa insanlar onu sevinç içinde karşılamış.Bu olayın üstünden üç gün geçmiş ve büyücü hasta olan adamı iyileştirmiş.Tam köyden ayrılacakken büyücüyü akşam yemeğine davet etmişler.Büyücü ise gitmesi gerektiğini,fazla duramayacağını belirtmiş.Fakat köylüler çok fazla ısrar edince büyücü de onları kıramayıp yemeğe katılmış.Yemek esnasında köylülerden birisi büyücüye herkesi nasıl iyileştirdiğini,her şeyden nasıl haberdar olduğunu sormuş.Büyücü de Her Şeyin Gözü'ne sahip olduğunu ve bunun sayesinde her şeyden nasıl haberdar olduğunu anlatmış.Bunu duyan köylülerden birisi Her Şeyin Gözü'nü o gece çalmış.Köylüler sabah kahvaltısını yapmak için büyücü çağırmak istemişler.Lakin büyücü ortalıkta yokmuş.Köylüler toplanıp büyücüyü aramaya çıkmışlar.Her yerde aramalarına rağmen büyücü bulunamamış.Rivayetlere göre Her Şeyin Gözü büyücünün kalbiymiş ve de o çalınınca büyücü de vefat etmiş.Bir diğer rivayete göre de büyücü Her Şeyin Gözü'nü çalan köylüyü yakalayıp öldürmek için köyden erken ayrılmış.
O sırada otobüs mola yerinde durdu.Şafak'ta ayağa kalkıp 'Haydi kalk daha yüreceğiz' diyip beni dürttü.Bende oturduğum yerden kalkıp Şafağa sordum:
-Merak ettiğim bir şey var,daha sonra Her Şeyin Gözü'ne ya da büyücüye ne oldu?
-Bilinmiyor.
Otobüsten çıkıp önde Şafak arkasında ben olmak üzere simyagere doğru yola çıktık.
Beklettiğim için özür dilerim sevgili okurlarım.Pazartesi bölüm yayınlanacak dediğim halde araya bazı işler girdiği için bölümü ancak bugün(salı) yayınlabildim.
Neyse özür faslı geçtiğine göre artık mesajımı iletebilirim.
((: HEPİNİZE KEYİFLİ OKUMALAR :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanda Yolculuk
Science FictionBir lise öğrencisinin yeni kavuştuğu güçlerini kontrol etmesini ve işlenecek olan gizemi çözmesi anlatılıyor. İlk bölümde Life is Strange oyunundan alıntı yaptım.Ama diğer bölümler benim kendi hayal gücümdür.