Şafak'la birlikte otobüsten inip yürümeye başlamıştık.Ona ne kadar yürüyeceğiz diye sorduğumda fazla değil diye cevap vermişti.Bu arada otobüste gördüğüm rüyayı hatırlayıp henüz ona söylemediğim aklıma geldi.Bence şu an bunu söylemenin tam sırası.
-Otobüste uyurken rüya gördüm.Bir hafta sonraya gitmiştim.Ellerimden dumanlar değilde beyaz bir ışık çıkıyordu.Ha birde bir kız gördüm.Bana bakıyordu.Neden baktığını soramadan beni uyandırdın.Keşke biraz daha bekleseydin.En azından kızın ne diyeceğini duyardım.
-Rüyanda gördüğün şeyler senin henüz yaşamadığın bir çok farklı versiyona ve bir o kadar da farklı hikayelere sahip.Sen sadece birini görmüşşün.Yinede göz önüne almak lazım.Ellerinden duman değil de beyaz ışık çıkıyor demiştin.Galiba gücünün farklı bir yanını keşfettin.Bu arada sana siyah ve beyaz duman hakkında bir şey söylememiştim.Sadece güçlerinin iyi ve kötü tarafları var demiştim,hatırlıyor musun?
-Evet bunu Hayali Paleg'lerle savaşırken söylemiştin.Hatırlıyorum.
-Burada ellerinden siyah ve beyaz duman çıkmasının amacı senin Bir Zaman Yolcusu olarak her iki tarafa da,iyiye ve kötüye, meyilinin olması demek.Bazı durumlarda ellerinden çıkan dumanın rengi değişebilir.Bu da demektir ki az sonra yapacağın hareketlerin değişebilir.Mesala ellerinden beyaz duman çıkıyorsa bu düşmanına fazla zarar vermeyeceğin anlamına gelir.Siyah duman çıkarsa da onlara çok fazla ya da acı verici bir şekilde zarar vereceğin anlamına gelir.Bu hep böyle kalacak diye bir kaide yok tabikide.
-Bazı durumlarda mı,ne gibi mesala?
-Sana bununla ilgili milyonlarca örnek sıralayabilirim ama anlaman için en genel ifadeyle söyleyeceğim bunu.Aklınla düşünmek yerine duygularınla düşünmeye başladığında.
-Bunu aklımda tutacağım.
Bir süre yürüdükten sonra simyagere varmıştık.Önde Şafak arkada ben olmak üzere içeri girdik.Şafak başıyla selam verdi.Simyagerde selamını alıp önümüzde duran müşteriyle ilgilenmeye devam etti.Fazla değil iki dakika sonra simyager müşteriyi uğurlayıp bizimle ilgilenmeye başladı.
-Uzun zaman olmuştu buraya uğramayalı.
-Halletmem gereken işlerim vardı.
-Yine de insan dostunu uzun süre göremeyince merak ediyor.
Şafak bunun üzerine bir kahkaha attı ve simyagerle kucaklaştı.Bense şaşkın gözlerle onlara bakmayı sürdürüyordum.İkisi bana bakınca olayı açıklamaları gerektiğini fark ettiler.İlk önce konuşan Şafak oldu.
-Büyük Savaşta sadece Zaman Yolcuları yoktu.Aynı zamanda bize yardım eden simyagerler de vardı.Simyagerler çeşitli nesneler üretebiliyorlardı,ürettikleri bu nesneleri de Zaman Yolcuları kullanıyordu.Palegler'le savaşmak için bir çift bota ihtiyacım vardı.Malum ihtiyacım olan botları da,hatta kat be kat çok daha iyilerini,üretebilecek az sayıda simyager vardı.Bende Eren'le bu şekilde tanıştım.Bana çok dayanıklı olan Elem botlarını üretmişti.Lakin adından da anlaşılacağı üzere botların kullanım süresi bitmeye yaklaşığında çok yüksek bir sesle ağlıyordu.Bu da benim canımı çok sıkmıştı elbette.
-Kusura bakma ama elimdekilerle üretebileceğim en iyi bot oydu.Büyük Savaşta Palegler benim bir sürü malzememi çalmıştı.
-Ya kusura bakmayın araya giriyorum ama gözünüzü seveyim artık şu Büyük Savaş'ı anlatın.Meraktan çatlayacağım artık.
Erenle Şafak birbirlerine bakmıştı.
-O'na hala anlatmadın mı?
-Özellikle anlatmadım çünkü unutacağım ya da kaçıracağım herhangi bir olayda senin müdahale etmeni istedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamanda Yolculuk
Science FictionBir lise öğrencisinin yeni kavuştuğu güçlerini kontrol etmesini ve işlenecek olan gizemi çözmesi anlatılıyor. İlk bölümde Life is Strange oyunundan alıntı yaptım.Ama diğer bölümler benim kendi hayal gücümdür.