3

212 15 2
                                    

ARKADAŞLAR HIKAYEDE BIR SIKINTI OLMUS BIR OKURUM UYARDI BENI SILINMIS BOLUMLER KARISMIS OZUR DILEYEREK TEKRAR YAYINLIYORUM

Ey uzak günlerin desenlerini,
renklerini, soluğunu bana getiren kişi.
Ey beni tanımadan bilmeden, benim için yollara düşen kişi.
Ey tanrıların bana müjdelediği kişi.
Sana sevgi,
sana saygı,
sana minnetle uzanıyor ellerim.
Sana teşekkürlerin en içtenini,
en sahicisini sunuyorum,
lütfen kabul et.
Bu yazdıklarımı okuduğun için,
bana inandığın için,
bu kutsal yolculuğa çıktığın için,
kendini Tanrıların buyruğuna bıraktığın için...
Bu Zavallı aşığın, bu huzursuz ruhun,
bu kara bahtli biçarenin iyi
dileklerini kabul et.
Umarım aşk nedir bilenlerdensin.
Umarım yaptıklarıma bakıp,
beni aklın acımasız yasalarıyla mahkum etmezsin.
Umarım yaptıklarımı değerlendirirken,
kalbin de katılır yargılamaya.
Umarım beni suçlamazsın.
Çünkü ben kendimi suçladım.
Çünkü sen, beni benim kadar suçlayamazsın.
Çünkü kimse beni, benim kadar suçlayamaz...

Onun koynundan çıktığım gün,
Jungkook'un erkekliğini içimde hissetiğim gün,
ziyafetten sonra şehirde yürüdüm.
Yürüdüm ama bu şehir artık aynı değildi.
Insanlar aynı insan değil,
dünya ayni dünya değildi.
Sanki tanrılar asasını iyilikle dokundurmuş gibi,
her şey güzelleşivermişti.
Hani şarap Tanrısı,
çanağından size içirir de,
dünyanın kötülüklerini görmez olursunuz ya,
ben de öyle olmuştum işte.
Oysa tek yudum şarap koymamıştım ağzıma.
Ama şarap Tanrısının çanağından içmiş gibi,
sarhoş ve aptaldım yinede.

Turna olmuş uçuyordum gökte.
Bir kelebek olmuştum,
savruluyordum rüzgârının önü sıra.
Korkularımı unutmuştum,
endişelerimi unutmuştum
ama hatırlattılar.
Kraliyet kanımı unutmuştum,
soyluluğumu unutmuştum
ama hatırlattılar.
Beni gökyüzünden alıp, yeniden toprağa çarptılar.

Bunu yapan Artemis'ti.
Benim oyun arkadaşım, benim biricik dostum,
hep benim mutluluğumu isteyen Artemis.
Mutluluğu sadece benim yanımda bulan Artemis.
Zavallı, talihsiz, bahtsız Artemis...

Sesini duyduğumda, anladım ki,
Aslanlı Kapı'nın gölgesindeyim.
Artemis yüzüme baktı,
bakınca anladı mutluluğumu.
Artemis yüzüme bakınca,
anladı mutluluğu bir başkasında bulduğumu.
Soldu Artemis'in ay yüzü.
Soldu Artemis'in iki iri yıldız gibi parlayan ışıltılı gözleri.
Anladı artık ondan sonsuza kadar koptuğumu.

Artemis  sordu:
Nerdeydin?

Ben de dedim ki:
Niye soruyorsun?

Dedi ki:
Ben değil, kral baban Chanyom merak ediyor.

Ben de ona dedim ki
Ben babamla konuşurum.

Artemis bir daha sormadı.
Yanımda yürümeye başladı.
Birbirine karışmadan akan iki nehir gibi yürüdük.

Dedi ki
Size hediyeler göndereceğim.
Ben ne demek istediğini anladım ama konuşmadım.
Birbirine karışmadan akan iki nehir gibi yürüdük.

Dedi ki:
Artık hep benimle yaşamanı istiyorum.
Birbirine karışmadan akan iki nehir gibi yürüdük.

Dedi ki:
Biliyorsun sen bir prenssin ben saray başyazmanının kızı, kraliçenin yeğeni.
Ikimizde kraliyet ailesindeniz ve sadece kraliyet mensubu biriyle evlenebiliriz.

Ben yine konuşmadım.
Artemis önüme geçti.
Ben, önü toprakla kesilen bir nehir gibi,
kendi içime akmaya başladım.

Artemis karşımda durdu ve dedi ki;
Biz evlenelim.

Ghost WhispersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin