¡iki yabancı
Yoongi suratını olabildiğince asık tutmaya devam ederken ben bardaklara içecekleri doldurmakla meşguldüm.
Baştan alırsak; Yoongi çok hasta olduğu için ertesi gün, yani bugün o
kula gelmemişti. Tek gitmek zorunda kaldığım için dönüşte de tek gelmek zorundaydım. Fakat Yoongi Namjoon'dan beni bırakmasını istemişti. Namjoon ise bunun karşılığında bütün ekibe haber vererek okul çıkışı altımız birden eve gelmiştik.Yoongi ise Bay Min ve annemin evde olmadığı fırsatını benimle farklı bir şekilde değerlendirme hayalleri kurmuş olacak ki altımızı kapıda gördüğünde hayal kırıklığı ile bakakalmıştı.
Öyle ki içeri girdiğimizde büyük yemek masasının üzerine kurulmuş romantik bir sofra utanmama neden olmuştu. Eh, bu romantik sofradan yedi kişi yararlanmış oldu.
"Şimdi siz barıştınız mı?" Taehyung gözlerini kısarak heyecanla sormuştu.
"Hayır."
"Evet."
Yoongi ile aynı anda zıt cevaplar verdiğimizde hışımla ona dönüp sert bakışlarımı yollamıştım. Gördüğü herkese barıştığımızı söylüyordu ve bu sinir bozucuydu. Onu affetmemiştim.
Diğerlerine zaten her şeyi açıklamıştı Yoongi. Babasının tehditini es geçip sadece öğrendiğini ve ayrılmamızı istediğini söylemişti. Eh pek inanmasalar da bir şey dememişlerdi. Aslında geldikleri bir yandan iyi olmuştu. Amerika işini onlara söylemeliydim. Bugüne kadar her türlü destekte bulunmuşlardı bana. Yeri geldiğinde benim için en yakın arkadaşlarının karşısında bile olmuşlardı. Haber vermeden çekip gidemezdim.
''Siz niye geldiniz ki?'' Yoongi sitemle söylediğinde göz devirmeden edememiştim.
''Daha yeni affettik seni sus istersen.'' Diğerleri de Namjoon'a hak verirken ben sinsice gülümsemiştim.
"Ben olsam Yoongi'yi affetmezdim."
Jungkook kendinden emin bir şekilde konuştuğunda Yoongi ensesine geçirecekti ki Taehyung ondan önce davranmıştı.
Sevgilisinden dayak yiyen Jungkook şaşkınlıkla Taehyung'a bakarken bu sefer konuşan Taehyung'du.
"Sebebi varmış işte ne diye aralarını kızıştırıyorsun."
Yoongi gülerek ikiliyi izlemeye başladığında keyfi yerine gelmiş olacak ki oturduğu koltuğa iyice yayılmıştı.
''Sen sevgilinin yanında mısın Yoongi'nin mi?'' Jungkook şaka ile karışık kızgınlıkla sorduğunda Taehyung şirince gülümsemişti. Daha sonrası koşturmaca, kovalamaca... Alışmıştım onlara.
Onlar o şekilde oynaşırken her ne kadar keyifli anı bölmek istemesem de konuyu açma vaktinin geldiğini hissediyordum.
"Im.. biraz bakar mısınız size söylemek istediğim bazı şeyler var."
Yoongi konuyu anlamış olacak ki başını önüne eğip sessiz kalmayı tercih etmişti.
"Ne söyleyeceksin civcivim?"
Hoseok bütün tatlılığı ile konuştuğunda şimdiden kalbimde bir sızı hissetmeye başlamıştım.
"Ben, liseyi Amerika'da tamamlamaya karar verdim. Daha doğrusu Bay Min iyi bir lise bulmuş ve orada okumak ister miyim diye sordu. Ben de kabul ettim."
Hepsi şaşkınca bana bakarken Yoongi'nin bir şey söylemesini ve şu gergin anımda yardımcı olmasını istiyordum. Fakat hala beni vazgeçirme çabasındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
brother? ;; yoonmin ✓
FanfictionJimin'in annesi ve Yoongi'nin babası evlenmeye karar vermişlerdi. Aynı evde yaşamak zorunda kalan Jimin ve Yoongi'nin tanışmaları pek de iyi başlamadı.