o n b i r

102 24 6
                                    

29.8.18

merhaba Palyaço.

şimdi anladım ki; benim şehrimin sokak lambaları kırık. bahçelerinde ölü papatyalar yetişmiş. ölü papatyaların yetiştiği yerler bataklığa dönüşmüş.

benim şehrim, leş olmuş Palyaço.

çöplüğe dönüşmüş, düşmüş melekler taşıyor içimdeki ölü şehir.

aslında Palyaço, uzun zamandır ağlamak istiyorum. içimde biriken bir buruklukla ağlamak istiyorum.

yere çöküp, hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum. çünkü gözyaşlarım şifa olacak ruhuma.

bunu biliyorum, hissediyorum.

oturduğumda, uzandığımda, sokakta yürürken, otobüse binerken ve ya temizlik yaparken birden ağlama isteğiyle dolup taşıyorum Palyaço.

ama ağlayamıyorum. bu küçüklüğümden gelen bir alışkanlık.

her kırık kız çocuğu yaşamıştır bunu; ağladığı zaman susturulmuş, hıçkırıklarına gem vurulmuştur.

üzgünüm Palyaço. ben kırık bir kız çocuğuyum. dizlerim hâlâ yaralı, sadece artık kanamıyor.

görüşürüz.

-

içimdeki palyaço'ya, sevgilerle. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin