Lanet alarmın sesiyle uyandım.Böyle dememin sebepleri var tabi ki.Sıcacık yatağımdan kalktım ve lavaboya doğru ilerledim.Lavaboda işlerimi hallettikten sonra sade bir makyaj yapıp üstümü giyindim.
Aşağı indim.Dolabı açıp çilekli süt ve bir kek aldım.O ları yedikten sonra çantamı elime alıp kapıya doğru koştum.Çünkü 10 dakika kalmıştı.Beyaz sporlarımı ayağıma geçirdim.Ve dışarı çıktım.Yolu yarılamışken Bay Jeon'u gördüm.Cidden okula yürüyerek mi gidiyordu?Bugün siyah yırtık kot pantalon ve beyaz bir tişört giymişti.Bembeyaz ve bomboş bir tişörtti.Aynı kalbi gib-Bay Jeon'un bana seslenmesiyle sözüm yarıda kalmıştı.
"Min Hee!"
Lanet olsun ne diyeceğim ben şimdi?Konuşamam ki onun yanında.En iyisi görmezlikten gelmek ve yürümek.Yürü Min Hee yürü.tam yürüyecektim ki omzumdaki el ile durdum.Arkamı döndüm.Bu Bay Jeon'du.
"Min Hee sana seslendim duymuyor musun?"
"Üzgünüm Bay Jeon dalmışım."
"Acaba kağıtları taşımamda bana yardım eder misin?"
"Ah tabi ki Bay Jeon."
Bay Jeon'un elindeki kağıtları alırken ellerim titriyordu.Bay Jeon şu ana kadar benimle ders hariç hiç konuşmaz veya muhattap olmazdı.Bay Jeon çok genç bu işi yapmak için.Çünkü erken mezun olmuş ve 21 yaşında.Bay Jeon'un sesiyle kendime geldim.