|1|

9 1 7
                                    

Hayat mı bizlere karşı acımasız, yoksa biz mi hayata karşı güçsüzüz ? Neden ben diye düşünüp duruyorum ama mantıklı bir cevap alamıyorum. Evet, burada kalmak istemiyordum... bu doğruydu. Ama gitmeye hazır olduğumu da düşünmüyordum. Düşünsenize- yeni diziler, filmler çıkacak ama siz izleyemeyeceksiniz, yeni şarkılar çıkacak ama dinleyemeyeceksiniz, her akşam izlediğiniz manzaraya elveda edeceksiniz, bir çok kez gelmiş ama sadece son seferinde dönememiş olacaksınız. Bu his... çok garip.

Peki ya hayallerim ? Onlara ne demeli ? Hayatımda elde etmek istediğim şeyler... mesela sevmek... sevilmek... bu duygu nasıl birşey o kadar çok merak ediyorum ki... Neden bu hissi tadamayacağım ? Neden merağımla beraber gitmek zorundayız buradan ? Bu akşam, şu an, gece yarısı 1 de, uçurumun kenarında...

Soğuk rüzgarın kemiklerime işlemesini beklerken hayatımı gözden geçireceğim ve ağlayacağım. Çünkü eskilere dönüp baktığım zaman özleyebileceğim hiç kimsem yok, aklıma geldiğinde yüzümü gülümsetecek veya anılarımı paylaştığım bir kimse... hiç yok.

Ayağa kalkıp uçurumun sonunu görmeye çalıştım- uçsuz bucaksız görünüyordu, keşke bu detay beni biraz bile olsa tedirgin etseydi... Üzerimde en sevdiğim bordo elbisem altında ise bej sandaletlerim vardı. En son 7. yaş doğum günümde böyle giyinmiştim. O günü hatırlayınca... Tanrım. Hiç kimse doğum günümü hatırlamamıştı... sabahtan akşama kadar hazırlanmıştım, kimsenin bile farkında olmadığı 7. yaş günüm için. Ne kadar da aptalmışım. O zaman farkına varamasam da şu an daha iyi anlıyordum... yalnızdım. Her zaman yalnızdım- her doğum günümde, her yıl başında, her okul kutlamasında... ve şu an... ben hep yalnızdım. Neden ağlıyordum ki şimdi ? Yalnızlığıma ? Çağresizliğime ? Ya da hepsinin acısını birden çıkartıyordum ?

Bu akşam ay her zamankinden daha parlakdı... en sevdiğim arkadaşım. Dertlerimi akşam terasta sessizce ağlayarak anlattığım, ve beni sıkılmadan dinlediğine emin olduğum canım arkadaşım. Sanırım beni son görüşü olduğu için uğurluyordu... benim onu iyi hatırlamamı istiyordu- en büyük ve en parlak hali ile...

"Belki senin yanına geldiğimde en azından sen dinlersin beni..."

Iyiki varsın... yanına gitmeye umut ettiğim tek varlıksın... Seni daha fazla bekletmek istemiyorum- yanına geleceğim !

Gözlerimi kapattım ve kollarımı açabildiğimce açtım- onu iyi kucaklamak istiyordum. Sonunda kendimi boşluğa bıraktım...

######

Gece gece hâlâ tam olarak belirleyemediğim bir yöne doğru yürüyordum- uyku semesi olduğumdan olsa gerek. Saat çoktan gece yarısını geçmişti, karanlık gökyüzünü aydınlatan tek şey de ay'dı. Bu akşam çok güzel parlıyordu ve hiç olmadığı kadar yakındı gezegenimize. Onun bu halini çok seviyordum. Annem ve babam gittikden sonra bana eşlik eden tek şey o olmuşdu. Keşke dili olsa da konuşsa- uykusuz gecelerimi nasıl onunla dertleşerek geçirdiğimi, kalbimin ne kadar acıdığını, ruhumdaki yükü... keşke anlatabilse.

Bu saatte gidebileceğim tek yer son zamanlarda bir gün bile aksatmadan her akşam gittiğim gizemli yerdi- benim yerim. Hep böyle yapardım zaten- aniden karar verir bir yöne doğru ilerlerdim, gideceğim yeri düşünmeden ilerlerdim, nasıl olsa ayaklarım yolu ezbere biliyordu. Oraya gidip kafa dinlemenin en iyi yolu olduğunu düşünüyordum, hem aya daha yakın olmanın hissi bile güzeldi.

Sonunda tırmanmayı başardığımda, her zaman oturduğum yerin boş olmadığını fark ettim. Biraz daha yaklaştığımda bunun bir kız olduğunu dalgalanan uzun saçlarından ve rüzgardan uçuşan uzun elbisesinden anlamam çok da zor olmamışdı. Atlamaya mı çalışıyordu o ?! Tanrım tanrım !

######

Kendimi rahat bıraktığım anda biri belimden tutup beni arkaya doğru çekti. Kahretsin bunu da mı becerememiştim ?!

"Ne yaptığını sanıyorsun sen ?!"

Ikimiz de yere düşmüştük. Hızla ayaklanıp üstümü silkmeye çalışıyordum ki o da kalkmıştı.

"Hayatını kurtarıyorum görmüyormusun ?!"

"Senden beni kurtarmanı isteyen olmadı !"

"Az kalsın hayatının en büyük hatasını yapıyordun küçük hanım !"

"Hayır ben çok da iyiydim böyle ! Halimden de memnundum sen niye geldin ki ?!"

"Azrail bana almak istemediği bir can olduğunu söyledi bende geldim. UÇURUM SANA MI AIT KIZIM ISTEDIĞIM ZAMAN GELIRIM !"

"NE BAĞIRIYORSUN ?! AYRICA BU SAATTE BURAYA BENDEN BAŞKA KIMSE GELMEZ !"

"ASIL BENDEN BAŞKA KIMSE GELMEZ !"

Bir dakika bir dakika... yani ikimiz de aynı uçuruma geç saatte geliyorduk ama hiç karşılaşmadık ? Ama nasıl olur...

"Bana bir teşekkür borçlusunuz küçük hanım."

"Bana küçük demeyi kesermisin ?!"

"Neden çok uzunsun da haberim mi yok ?!"

"Seninde benden pek bir farkın yok yanlız kendini 2 metre sanıyorsun galiba !"

"Kapa çeneni !"

"Küstah !"

Sinirle aynı anda ikimiz de yan yana uçurumun kenarına oturmuştuk. Ayaklarımızı boşluğa bıraktığımız için sallayıp yere bakıyorduk.

"Ne yani gitmeyecekmisin ?"

Sonunda merak ettiğim şeyi sormuş bulundum.

"Öyle bir niyetim yok. Peki ya sen ?"

"Burda kalmayı tercih ederim..."

Kısa süren konuşmamızdan sonra yine suskunlaşmıştık. Sanki birimizden biri konuşmak istiyordu ama ne söylemesi gerektiğini bilmiyordu.

"Neden geldin buraya ?"

Bu da soru mu ? Insanlar buraya neden geliyorlarsa bende ondan geldim...

"Buraya benden önce de gelenler gibi- gelip gitmemek istedim..."

Buruk bir gülümseme oluştu yüzünde. Ay ışığı suratını yeterince aydınlattığı için onu rahatlıkla görebiliyordum, o da beni.

"Neden gülümsedin ?"

"Hiiç... aklıma bir tanıdık geldi de. O da senin gibi seneler önce buraya atlamak için gelmişti..."

"Peki atladı mı ?"

"Hayır. Şu an hayatta."

Yeniden suskunlaştığımızda ondan biraz daha ileride oturduğumu fark edip, onun hizasına gelmek için kollarımı dayadığım zeminden güç aldım ve popomu kaldırdım. Kendimi arkaya atmam ile onun elimi tutması bir olmuştu.

"Bu da neyin nesi şimdi ?"

"Sadece işimi garantiye alıyorum küçük kız. Korkma, sana zarar verecek olsam bunu çoktan yapmıştım."

Doğru... burası karanlık ve tenha bir yerdi hatta bir kız için hiç de tekin olmayan bir yer. Ama o nasıl tam zamanında burada olabilmişti ?

Forever AloneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin