Çocuğun yanına gidip sormazsam, uzaktan bakmakla onun olup olmadığını anlayamazdım öyle değil mi ?
"Acaba aradığım siyah deri ceketli ve beyaz tshirtlı mütevazi bayım siz olabilirmisiniz ?"
Tam da söyledikten sonra bunun kulağa ne kadar saçma geldiğini fark ettim... Beni kınamayın evde prova yapmadan geldim !
"Deri ceket ve beyaz tshirt giyidiğime göre sanırım aradığın beyaz atlı prens benim."
Arkasını dönüp bana gülümsediğinde dişleriyle aşk yaşıyordum ! İnci gibilerdi- baktıkça gözlerim kamaşıyordu sanki.
"Ah çok kabayım !"
Sandalyesinden kalkıp kendi sandalyesinin karşısındaki sandalyeyi çekti ve oturmam için jest yaptı. NE KADAR CENTİLMENCE BİR HAREKET ÖYLE DEĞİL Mİ !
"Teşekkür ederim çok naziksin."
İkimiz de karşılıklı otuduğumuzda, yaptığımız tek şey birbirimize bakıp sıkıntıyla gülümsemekdi. Atmosferi yumuşatmak için bir yerden başlamamız gerekiyordu:
"Bu arada ben Hei Ran."
Elimi uzatıp tokalaşmayı beklerken, o uzattığım elimi nazikce kavrayıp öptü.
"Bende June. Tanıştığımıza fazlasıyla memnun oldum."
"Bende öyle June."
"Eğer istersen yiyecekleri sipariş edelim, sen gelmeden yemek istememiştim."
"Hay hay."
Menü den favorim olan sotelenmiş mantarlı tavuk göğüsü ve beyaz şarap sipariş etmiştim. June ise damak tadıma güvenmek istediği için benimle aynı yiyecekleri sipariş etti. Yiyeceklerimizin gelmesini beklerken muhabbet etmeye başladık:
"27 yaşındayım ve babamın şirketinde dış işler müdürüyüm. Anlaşmaları inceleyip, farklı dillerden tercüme ettikten sonra kabul edip etmeyeceğimize ben karar veriyorum. Yakın zamanda da patron olacağım."
O konuşurken bende onu inceliyordum- uzun boylu, siyah saçlı ve güzel gülümsemesi olan biriydi. Bana karşı da çok nazik ve dikkatli davranıyordu. Anlayacağınız hiç de fena değildi.
"Peki Hei Ran neden biraz da sen kendinden bahsetmiyorsun ?"
Çok detay vermeden konuşmak benim için de onun için de en iyisi olurdu sanırım.
"Ben 25 yaşındayım ve diş doktoruyum. Babamın şirketinde tercüman olmasam da 5 dil biliyorum ve biraz deliyim. Sanırım bilmen gereken bunlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forever Alone
FanfictionSenin yüzünden geceleri uyuyamıyorum, rüyalarıma giriyorsun ve ben uyanmakdan çok korkuyorum- koskoca dünya ama içinde sen yoksun. Neden beni bırakıp gittin ? Hani söz vermiştik birbirimize, hani hiç ayrılmayacaktık ? Artık yaşamakdan da korkar oldu...