Burayı genişletin!
10. Bölüm: ÇIĞLIK
İyi okumalar! Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.🔥
İradem sarsılır gibi oldu. Ne istediğimi, ne için hır gür çıkardığımı nasıl biliyorlardı?
''Siz...'' dedim sesim incelmiş, tiksinircesine sorgu dolu çıkmıştı. ''Siz onu istediğimi nasıl bilebilirsiniz?''Dudaklarını önemsiz bir şeymiş gibi büktü. Diğerlerinin gözlerini üzerlerimde hissederken bu beni oldukça rahatsız ediyordu. Sahneye çıktığımda bir sürü göz üzerimde oluyordu ancak sahneye tek çıkmıyordum, koro hâlinde oluyorduk ve kulise yakın tarafta kaldığım için karanlığın ışıklar kapandığında fark edilmez olabiliyordum. Fakat şimdi herkesin gözleri bendeydi, aydınlıktaydım ve tektim.
''Bu bildiklerimizin ve bilebileceklerimizin yanında bir hiç.'' Diye konuştu Lerzedar. Lerzedar'ın kendisine ait bir havası vardı. Herkesi umursuyormuş gibiydi ve aynı zamanda umursamıyormuş gibi, garipti.
''Ne?'' dedim şaşırmıştım ancak sesimde telaş vardı. ''Ne saçmalıyorsun?''
Melusina'dan bıkkın bir nefes yükselirken siyah gözlerinin pençesi bedenime acımasızca çarptı. ''Burada saçmalayan birisi varsa o da sensin.'' Dedi, sesi elimde buz kütlesi tutuyormuşum gibi hissettirmişti. ''Tutarsız davranıyorsun, ne istediğini bilmiyorsun.''
''Beni takip ettiğinizi anlayabilecek kadar zekiyim.'' Dedim yavaşça. ''Adez'in beni orada bulması, hastaneye gelmesi, kasete ulaşmanız...''
Bir anlığına aklıma Adez'in kelimeleri düştü. Sen benim silahım olacaksın.
''Sadece neden bu kadar üzerime düştüğünüzü anlamaya çalışıyorum.''''Bebek bakıcılığı yapmaktan zevk alıyoruzdur belki.'' Diye konuştu Lerzedar. ''Şimdi saçma sorularının sırası asla değil. Buraya gel ve istediğin kaydı izle. Başına bela açtığın içinde hiçbir şey olmayan o videoyu.''
Kaşlarımı çatarak onların yanına yaklaşırken benimle olan konuşma biçimleri beni oldukça rahatsız ediyordu. Tavırlarındaki küçümsemeyi görebiliyordum ancak o videoyu izlemem gerekiyordu ve bu yüzden Adez'in yanına ulaştım. Telefonunu elime verdi, ekranda video açıktı. Oynaması için dokunduğumda durgun ekran hareketlendi.
Birkaç saniye sonra babam geldi, halsiz olduğunu savruk adımlarından görebiliyordum. Çıkışını almak için işlemin yapılacağı yere birkaç adım kala ayakları birbirine dolandı ve düşüyordu. Böyle halsizken nasıl bir anda kendisini toparlamıştı anlayamamıştım sanki birisi onun kolunu tutmuş ve doğrulmasına yardım etmişti ancak videoda sadece o vardı.
Babam kadınla konuştu. Bir şeyler imzaladı ve ardından halsiz adımlarla hastane binasından çıkarken elimdeki telefon ekranında oynayan kayıt bitti, donan ekrandaki yansımama gözüm değdi.
''Bu imkansız.'' Dedim yavaşça. ''Babam doğru düzgün yürüyemiyor bile. Tek başına çıkamaz.'' Adez'e yaklaştım. Omzum koluna değdiğinde videoyu tekrar oynattım ve babamın düşeceği ana kadar getirdim.
''Tam bu esnada,'' diye mırıldandım yavaşça. ''Bu anda düşmesi gerekir. Bu kadar savsak adımlar atan birisinin ayakları birbirine böyle dolanırsa yüz üstü düşmesi gerek. Babam toparlanıyor. Bu imkansız, videolarla oynanmış.''
Adez'in kaşları çatıldı, gözlerindeki boşluk yerini ve sessizliğini korkurken bakışları bana dokundu. Ben onun konuşmasını beklerken Melusina videoyu izlememiş olmasına rağmen beni alaya alırcasına güldü. ''Saçma.'' Dedi eğlenircesine. ''Baban çıkıp gidiyor işte kızım!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeryüzündeki Cehennem
FantasyElini kaldırdı ve ateşi kum gibi havaya saçtığında alevden bir çember etrafımızı sardı. ''Her şeyi ateşe vereceğim." dedi sakince. "İlk kıvılcım da sen olacaksın." •• Kapak tasarımı şahsıma aittir.