#Drabble Fourteen - Little Kids pt. 2

840 77 13
                                    


Yazar: blehmeh

Çevirenler: SeKaism & UzumluCikolata


Çocuklar, o olaydan sonra Baekhyun'un yanına yaklaşmaya cesaret edemiyorlardı. Bazıları Korecede yeterince iyi olmasa da Baekhyun'un onları azarlarkenki sert yüz ifadesi ondan korkmaları için yeterli olmuştu. Ya da belki de çeviri işe yaramıştı. Ne de olsa çocuklar, yüzsüz yüzsüz davranmaya devam mı etmeli yoksa anne babalarını dinlemeye mi başlamalılar diye karar vermek için yüz ifadelerine ve ses tonlarına dikkat etmeyi öğrenirlerdi. 

Baekhyun'un morali şimdi daha da bozuktu, dolayısıyla çocukların olmadığı her köşeye saklanıyordu. Yardımı dokunacak bir şeyler yapmayı tabii ki de istiyordu, bu yüzden yapacak bir şeyler bulmaya çalıştı - evi temizlemek (yapabilirse sonuna kadar deneyecekti), çocuklar etrafta koşuştururlarken bir yerlerini incitmesinler diye mobilyaların yerini değiştirmek, çocuklar çarpıp bir yerlerini yaralar diye (sehpa, yatak gibi eşyaların) keskin kenar ve köşelerini bez parçalarıyla kaplamak gibi. Yapacak başka bir şey kalmadığında biraz yorulduğunu hissederek odaya döndü. 

"Neredeydin?" diye sordu Tao Baekhyun kapıyı arkasından yavaşça kapatır kapatmaz. "Seni o kadar aradım ama açmadın!"

"Ah." Cebinden telefonunu çıkaran Baekhyun cevapsız çağrı var mı diye baktı ama telefonun açılmadığını fark etti. "Sanırım şarjı bitmiş."

"Akşam yemeği geçeli çok oldu hyung." dedi Tao. "Yemeğin hala mutfakta."

Tam dönüp yemeğini yemeye gitmek üzereyken yemeği onun için ısıtacağını söyleyen genç olan, Baekhyun'u durdurdu ve sonra da Baekhyun başka bir şey diyemeden gitti. 

Başka bir seçeneği olmadığını gören Baekhyun odada kalmaya karar verdi ve farkında olmadan kendini çocuklarla konuşmakla meşgul görünen Chanyeol'ün yanında buldu, bir hikaye anlatıyor gibiydi. 

"Anne babanız sizden nefret ediyorlarmış ve sizinle uğraşmak istemiyorlarmış gibi görünebilirler ama aslında size her şeyden çok değer veriyorlar."

"Eğer annem seni dinlemediğimi öğrenirse beni sevmeyecek ve öldürecek." dedi bir çocuk muhtemelen Lu Han'ın öğrettiği bozuk Korecesiyle ve Baekhyun çocuğun sesinin ne kadar tatlı ve masum çıktığını duyunca kıkırdadı, sanki annesi dünyadaki en korkunç şeymiş gibi konuşuyordu. 

"Hayır, şapşal!" Baekhyun, erkek arkadaşının kocaman elleriyle çocuğun küçük yüzünü kavramasını ve yanaklarına bastırarak ufak çocuğun ağzının balık gibi büzülmesine neden olmasını izledi. "Sözümü dinlemeni istiyor çünkü güvende olduğundan emin olmak istiyor. Eğer gege'yi dinlemezsen bir yerini incitebilirsin."

"Annem çok kaba biri ve kötü ve korkunç biri!"

"Jun-ah, en korkunç olanlar seni en çok sevenlerdir."

"O gege korkunçtu." diye mırıldandı Jun.

"Kim?"

"Bizi azarlayan gege ... tavşan gibi görünen ama aslında aslan olan!"

"Ah!" Kıkırdayan Chanyeol çocuğu kollarına aldı ve köşesi bez parçalarıyla kaplanmış bir sehpayı işaret etti. "Bunu görüyor musun?"

"Hı hı. Xiao Xiao bir keresinde buna çarpıp yaralanmıştı."

"Biz burada değilken bunları böyle yapan o gege işte. Çok düşünceli değil mi?" dedi Chanyeol neşeyle çocuğu kollarında zıplatırken. Jun zıplarken güldü. "Hım? O gege hepiniz için elinden geleni yapıyor!"

TFIBBH / TFIPCY DrabblesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin