TFIBBH / TFIPCY Drabbles

#Drabble Fifteen - Little Kids pt. 3

Yazar: blehmeh

Çevirenler: SeKasim & UzumluCikolata

Çocuklar yerlerinde duramadıkları için yakınlardaki bir parka gitmek bile tam bir mücadeleye dönüşmüştü. Yolculukları sırasında Joonmyun, ellerinde iki sepet yiyecekle her dakikaya bir mevcudu tekrar saymak zorunda kalıyordu ve Tao ise onu kovalayan çocuklardan kaçmaya çalışırken pek de yardımcı olmuyordu, öyle ki çantasındaki  içeceklerin kapakları açıldığı gibi dökülmüştü kesin. Neyse ki iki çocuğun ellerinden tutan Kris, göründüğünden daha olgundu. Minseok ve Luhan, en küçüğün ellerinden tutmuş, diğer ellerinde birer sepetle, birlikte çocuğu sallayıp duruyorlardı. Chen küçük ve yorgun düşen bir çocuğu kucağında taşıyor, Chanyeol de sırtında plastik çatal-bıçak ve üzerinde oturacakları örtülerle dolu çantasıyla en arkadan gelirken herkesi görüş alanında tutmaya çalışıyordu. Baekhyun ise kimseyle el ele tutuşmak zorunda kalmadığı müddetçe uzaklaşmayacağına söz vermiş olan Lili'nin yanında yürüyordu. Sırt çantasında süt tozu, biberon, emzik gibi çocukların eşyaları vardı. 

Sonunda parka vardılar; ama Luhan, yerleşmeleri için en iyi yerin tepenin başı olduğu konusunda son derece ısrarcıydı. Bu ısrarı, çocukları heyecanlandırıp hemen ardından tam bir karmaşa yığını halinde tepeye koşturmalarına neden olmuştu. Lili de sözünü unutup peşlerinden koştu. 

Yavaş yavaş büyükler de yukarı doğru çıkmaya başladılar; iki kocaman sepet taşımasına rağmen şaşırtıcı bir biçimde en hızlıları olan Joonmyun kendi kendine söyleniyor ve sonra da çocuklara yerlerinde durmalarını haykırıyordu. Chen, küçük çocuğu arkadan ittirerek tepeden çıkmasını sağlıyorken diğerleri ise ağır adımlarla ilerliyordu. 

Çıkar çıkmaz Chanyeol örtüleri serdi ve diğerleri de yiyecekleri yerleştirdiler. Koşacak alan bulan çocuklar oynamaya gitmişlerdi. Her zamankinden daha yorgun hisseden Baekhyun, koşa koşa çocuklara katılmaya giden Chanyeol'ü izleyerek biraz dinlenmek için oturmaya karar verdi. Luhan da akrabalarının etrafta oynamalarını izlerken aynısını yaptı. Joonmyun, yüzünde bir şey düşündüğünü belirten küçük bir somurtma ifadesiyle yiyecekleri sepetten çıkarırken Minseok ise koşa koşa tuvalet aramaya gitmişti ve Tao ise şişelerden birinin kapağını açıyordu. Kapak çıktı ama içindeki sıvı dışarı fışkırdı.  

"Etrafta o kadar koşarsan böyle olur!" dedi hem Tao'nun etrafta goy goy yapmasına hem de şişeyi açmasına tanık olan Kris sinirle. 

"Beni kovalayıp durmaları benim suçum değil!"

"Sorumsuzun tekisin Tao-yah." Kris şişeyi çekip aldı ve temizlemeye koyuldu. 

Çok şey oluyordu ama Baekhyun'un tek yapabildiği yalnızca oturup boş boş önüne bakmaktı. Hafif esintinin tenine çarpması hoşuna gidiyordu ve hava da bir parça sıcaktı. Biri yanı başına oturup, nazikçe saçlarına dokunana dek uyukladığının farkında değildi. Biraz dinlemeye karar vererek hemencecik geniş omza doğru yaslandı.

Biraz uzaktan Chanyeol, yiyecek bir şeyler çalmak istediğinden geriye baktı ancak erkek arkadaşını Chen'e yaslanırken gördü. 

Siktir ... diye düşündü kendi kendine, ağzı hafifçe açık kalmıştı ... Çok tatlı görünüyorlar.

Ama eminim ben onunla daha tatlı dururdum.

Yanlarına gelince bakışlarını, sessizce tepenin aşağısındaki park alanını izleyen Chen'e dikti. Kısa olan onu fark edince başını kaldırdı ve ağzını oynatarak 'Ne?' dedi. 

Chen'in yanındaki sepetin önüne çömelmeden önce "... Bir şey yok." diye mırıldandı ve sonra da yiyecek bir şey bulmak için sepetin altını üstünü getirdi.