CANSU.
2 tane su alıp ve parasına ödeyip dışarı çıktım karşıdan karşıya geçip kafamı yerden kaldırdım ve gördüğüm şey ile şok oldum bir grup adam hepsini bayıltmış kaçırıyordu, "LAN!!!" diye bağırmamla hepsi bana döndü birkaçı bana arkasını dönüp arkadaşlarımın olduğu arabanın ön kısmına binerken 3 kişide üstüme geliyordu onları yenmem imkansız olabilirdi belki ama kanımın son damlasına kadar savaşacaktım. (asla abartmam)
Yolun ortasında durduğum için kenara çıkıp bana yaklaşmalarını bekledim ve iyice yaklaşınca elimdeki 2 su şişesini 2 farklı kişiye attım onlar gerileyip sendelerken diğerine koşup yumruk attım o sendeledi tam tekrar yumruk atacakken yüzlerine su şişesi fırlattığım adamlar kollarımı tuttu ben hiçbirşey yapamazken az önce yumruk atmış olduğum adam karnıma sert bir yumruk atıp ağzıma bir mendil kapadı ve ben acımı unutarak tamamen bayılmaya odaklandım.
LUCY COPPER. (birazdan anlarsınız kim olduğunu)
Nihayet vakti gelmişti, artık onlar benim himayem altında,tıpkı 17 yıldır hayalini kurduğum gibi...
2 çetede yeni yeni kendine gelmişti ve oturdukları sandalyede bana soran gözlerle bakarak duruyorlardı, bu kadar sakin olmalarını ise başlarında dikilen silahlı adamlarım sağlıyordu. Aralarında uyanmayan tek kişi Cansu'ydu oda uyanıp ve arkadaşlarının iyi olduğunu görüp bana döndü ve dişlerinin arasından "sen kimsin" diye tısladı "artık hepiniz uyandığınıza göre gerçekleri öğrenme vaktiniz geldi ama öncesinde kısa bir uyarıda bulunıyım, eğer kalkmaya çalışırsanız o silahların içinin boş olmadığını hatırlatıyım ayrıca ikinci uyarımda lafımın kesilmesinden nefret ederim, şimdi kuralları öğrendiğinize göre anlatmaya başlıyorum" dedim ve derin bir nefes alarak konuşmaya başladım "öncelikle adım Lucy Copper sizi ben kaçırttım bunun için bana kızgın olduğunuzu biliyorum ama nedenini öğrenince sinirinizin biraz olsun yatışacağına eminim..... neyse, devam edelim ben sıradan biri değilim ben bir ajanım tıpkı anne ve babalarınız gibi si-" "ne dedin sen" diyerek lafımı böldü Selin gözlerimi kısıp "size herşeyi anlatacağımı ve lafımın bölünmesinden hoşlanmadığımı söylemiştim küçük hanım şimdi lütfen beni dinleyin" dedim ve hepsinin gözlerine bakıp konuşmaya devam ettim "hepinizin anne ve babası ajandı tıpkı sizin gibi onlarda 2 rakip takipçi çeteydi daha sonra hala farklı çetelerde olmalarına rağmen sevgili olup daha sonra evlendiler ve yaklaşık 1 yıl sonra sizler doğdunuz, ancak anne ve babalarınız buna rağmen hala rakip gruptaydılar sonra iki çetede son görevlerine hazırlandılar ama malesef çetelerden biri son görevini başaramadı ve maalesef o olayda kiminizin annesi kiminizin de babası öldü daha sonra hayatta kalan ebeveynleriniz sizleri büyüttü ve tam bu gece bu saatte sizi alıp tıpkı zamanında ailenize olduğu gibi sizi eğitmemizi istediler" dedim ve sustum "neden bu gün?" dedi Hamza "çünkü o bahsettiğim olay bugün yaşandı" dedim ve sustum hepsinin gözü dolmuştu ama tek gözü dolmayan kişi yani Cansu sordu "neden sana inanalım" dedi hak verircesine kafamı salladım "bana değil belki ama, eminim onlara inanacaksınız" dedim ve elimle Axel'e işaret ettim ve o an onların anne ve babaları içeri girdi hepsi çocuklarına sarılırken sahte bir öksürük ile bana dönmelerini sağladım ve "anlatın onlara" dedim cevap beklercesine onlara bakan çocuklarına açıklama yapmayı Furkan'ın babası Fırat'a bıraktılar, oda konuşmaya başladı "Lucy'nin anlattığı herşey doğru çocuklar, sizin ajan olmanızı istememizin sebebi ise ölmeden önce anne ve babalarınızın 'yerimizi onlara bırakıyoruz ne olursa olsun ajan olup bizim tamamlayamadığımız görevi onlar tamamlasın' demesiydi" dedi ardından Barış'ın annesi "sizi bu şekilde kaçırttığımız için üzgünüz, ama bizde bu şekilde kaçırılıp eğitim aldık ve bu yüzden bizim yaşadığımız herşeyi yaşamanızı istedik" dedi ve sıcak bir tebessüm etti ve son olarak Anka'nın babası konuştu "zamanında bize 2 seçenek sunuldu; ya bu teklifi kabul edip dedelerimizin başlattığı bir işin devamını getirecektik ya da çekilip sıradan insanlar olarak yolumuza devam edecektik... Biz birinci şıkkı seçtik ve bundan hiçbir zaman pişmanlık duymadık, şimdi sizin de önünüzde iki şık var bizim gibi; asla pişman olmayacağınız şıkkı seçin çünkü sonrasında bu yoldan dönmek yok" dedi ve derin bir nefes alarak sustu.
"Sanırım şimdi konuşma sırası sizde çocuklar?" dedim, hepsi birbiriyle bakışıyordu, ama kararlarını gözlerinden anlamıştım ve hepsi bana döndüğünde gülümsedim çünkü sonuç tamda istediğim(iz) gibiydi.
YAMAÇ.
Tabiki de kabul etmiştik. Anne ve babalarımızın ölmeden önce son istekleri buydu ve hiçbirimizin bunu reddetmek gibi bir şansı veya isteği yoktu. Hatta neredeyse hepsinin aklında 'ajanlık ne kadar zor olabilir ki' gibi düşünceler vardı, aslında gerçekten ne kadar zor olabilirdiki?
MERT.
"En geç saat 08.10'da hazır olacaksınız oradan aşağı inip önce jimnastik ve dövüş, sonra silah ve okçuluk en son ise bilişim yani ağırlıklı olarak hackerlik eğitimi alacaksınız. 2 ay böyle olucak sonra herkes en iyi yapabildiği alana yönlendirilecek yani silahı iyi kullanıyorsa silah eğitimine çok iyi hackerlik yapıyorsa bilişime devam edicek ayrıca hafta sonlarıda normal okuldaki dersleriniz+yabancı dil ve aperatif sağlık derslerini göreceksiniz" dedi ve derin bir nefes alıp depoladı ardından tekrar konuşmaya başladı "sorusu olan varmı?" dedi Henry "nerede kalacağız" dedim "en üst katta kızlar için ve erkekler için 2 suit var zaten şimdi oraya çıkıyoruz bugün iyice dinlenin yarın epey yorulacaksınız".
Ta ta ta taaaammmm evet yine ben sayın seyircilerrr
Öncelikle bölüm gecikti farkındayım (biraccık cınım) ama olsun sonunda geldi
Kitapta beğenmediğiniz birşeyler varmı? Varsa ne?
Ayrıca en önemli nokta bu 15 vote ve 20 yorum gelmezse yb de gelmez (bunu söylediğime inanamıyorumm) hayalet okuyuculuğa son verelim lütfen...
Hadi eyvallahh...