"Jimin hala yatıyor musun senin iş görüşmen yok mu?!"diye bağırdı Tae
"Tae nolur 5 dk dahaa" diye mırıldandım
"Jimin bu işin senin için ne kadar önemli olduğunu unuttun galiba"
"İş?!" Dedim ve yataktan fırladım o hışımla yataktan popomun üstüne düştüm.
Tae gülerken "ne gülüyosun be!"diye bağırdım,o da dudaklarını birbirine bastırıp gülmesine engel oldu.
"Çabuk ol hazırlan iş görüşmen 3.00'de" dedi Jin mutfakta kahvaltı hazırlarken, telefonu açıp saate baktığımda saat 1.00 di. 2 saatim vardı ama bana 2 saat az(!)
Hemen yataktan kalktım ve banyoya yöneldim. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım ve saçlarımı düzelttim gri saçlarım beni daha da sexy yapıyordu ama şuan hunu düşünmenin vakti değildi.
Dünden hazırlanmıs takım elbisemi giyip kendime son bir kere aynadan baktım ve mutfağa indim.
Tae,Hoseok,Jin ve Namjoon yemek yiyordu. Sofradan bir poğaça aldım ve;
"Suga nerde?"diye sordum
"Suga uyuyor kulağında davul çalsan uyanmaz o"dedi Hoseok hyung.
"Ben ona yapacağımı biliyorum" dedim ve yukarı çıktım Suga'nın odasına girdim, hala horul horul uyuyordu.
Sehpanın üstündeki sürahiyi alıp suyu yüzüne döktüm.
"S*ktir" diyerek yataktan zıpladı.
"Günaydııın!" dedim sevinçle
"Seni sokuk naptığını sanıyosun!?"
"Aaaa hyung sabah sabah nasıl laflar öyle hiç yakıştıramadım"
"Ya git başımdan!"
"Kalk beni iş görüşmeme yetiştir çabuk ol" derken de kolundan tutup çekiştiriyordum.
"Jimin rahat dur bak o elindeki çantayı alır se-"
"Ya hyung onun içinde ganimet var tamam mı ona dokundurtmam"dedim sözünü keserek ganimet dediğimde evraklarımdı.
"Sen öyle san"dedi ve bi anda ayağa kalkıp beni kovalamaya başladı.
Tiz bir çığlık atıp aşağı mutfaya koştum ve namjoon hyungun arkasına saklandım.
"Hyung koru beniii!!"
"Noloyo lon oz sokon"dedi ağzında yemek varken
"Çekil namjoon kafama suyu dökmenin cezasını çekecek!"
"Ya hyung özür dilerim tamam ama işe yetişmem gerekiyordu"dedim namjoon hyungun tişörtünü çekerek.
Suga hyung tam bana saldıracakken namjoon hyungun tisortünü çektim,ve bir yırtılma sesi çıktı.Namjoon hyungun tisortünü yırtmıştım önünde zaten bir yırtmaç vardı bende onu tutup çekince yırtıldı.
Herkes ağzı açık bir şekilde namjoon hyungun kaslarına baktık.
Hep bir agızdan "OHA!" diye bağırdık.
"Ooo namjoon sende ne cevherler varmış be" dedi Hoseok
"Oha hangi ara oldu bu kadar lan"dedi suga
Namjoon hemen önünü kapatmaya çalıştı. Ve yukarı odasına çıktı.
Birbirimize bakıp bir daha "OHA!"dedik.
Sonrasında suga hyung bana öldürücü bakışlar atınca masumca gülümsedim kafamı sağa doğru yatırıp.
"Kaçamazsın" dedi suga hyung. Bende kaderime razı gelip olduğum yerde durdum gözlerimi kapattım ve kollarımı iki yana açtım.2 sn bekledikten tek gözümü açtım ve baktım suga hyung elimden çantamı aldı ve hafifce kafama vurdu ve yine bana verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUTHLESS BOSS |JİKOOK|
FanfictionGözlerine baktığımda anlıyorum yaşadığımı. Zerrelerime kadar hissediyorum varlığını...Seni seviyorum acımasız patron♥... Seni kaybetmek kendimi kaybetmeme neden oluyor Jungkook lütfen yanımda kal ve o sıcacık kalbinle beni ısıt..