"Sevgili"dedim ve güldüm..
"Ya o düşündüğün gecelerden deģil senin düşündüğün şeyi anladım. Bu adamı da babasını da sevmiyoruz çünkü çok büyük bir marka vardı,iki şirkette bu markayı alma savaşına girdik ve markayı biz aldık o zamanlar da ortağım yine Daehyun'du bazı iğrenç nedenlerden dolayı irtibatımı kestim ama babam onla yaşadığımız olayları bilmediği için onu şirkete geri aldı,işte neyse bu olay yaşanmadan 1 hafta falan önce bir parti düzenlediler bizim bütün aile o partiye gittik. O gün rezalet bisey oldu ama senin bunu bilmen gerekmiyor. O gece falan derken ondan bahsediyodu.Hala daha uğraşıyor o şirketi almak için."dedi bay Jeon
"Anladım da neden bana açıklama gereği duydunuz anlamadım"dedim
"Ben sana çok şey mi anlattım ya"
"Baya baya o geceyi gözler önüne serdiniz yani"
"Ha biraz öyle oldu neyse yanlış anlama diye anlattım o kadar sapıaka bir insan değilim hele de şu tiple bir gece"
"Kalkalım mı bay Jeon?"
"Olur"dedi ve kalktık,neden bana açıkladı ve o rezalet şey neydi?
Hesabı ödedikten sonra kalktık,biri biz kapıdan çıkınca hemen eğildi ve gözden kayboldu ah şu magazinciler.
"Seni evine bırakmamı ister misin?"
"Ha yok teşekkürler ben biraz daha hava almak istiyorum"
"Hava karardı ama yine de sen bilirsin"
"Yok bu saatler bence daha iyi,herşey için teşekkür ederim yarın şirkette görüşürüz."
"Rica ederim görüşürüz"dedi ve arabayla gitti 2 sn falan baktıktan sonra arkamı döndüm ve yürümeye başladım bu adam o kadar da kötü olmayabilirdi.
Sokak çok tenhaydı saat geç değildi ama kimse de yoktu.
Biraz yürüdükten sonra siyah bir araba yanımda durdu, arkadan biri tutup bir bezle bayılttı ve sonrası karanlık...Jungkook'un anlatımı:
Eve gelmiştim ve çok yorgun olduğum için direk koltuğa kafamı koydum ve ceketimin cebinden Jimin'in fotoğrafını çıkardım ve yüzünü incelemeye başladım yüzü..yüzü cidden çok mükemmeldi bugün herkes ona bakınca bir sinirlendim neden bilmiyorum ben ondan hoşlanmıyordum ki duygularım çok garipti.
Merdivenlerden "abiii"diye bağıran seungwoo'yu duyunca hemen fotoğrafları gizledim.
"Abi nasıl geçti parti?
"Iyiydi güzeldi"
"Yanlız çok yakışıklı olmuşsun haa"
"Biliyorum canım"
"Ay hemende havalan"dedi. Bende onu kucağıma alıp gıdıklamaya başladım kahkaha ve çığlık sesleri eve doldu.
"Tamam abi tamaaaammm"diye bağırınca durdum ve yüzüne bakarak güldüm.
"Jimin abi nasıl olmuştu??"dedi
"O da yakışıklıydı"
"Ya abi Jimin abi çok yakışıklı ya adam sanki olağanüstü bir varlık gibi"
"Abartma seungwoo,o da senin benim gibi insan işte"
"Ne giymişti partide saçı nasıldı???"
"Napcan?"
"Of merak ettiimmm"dedi ve,Jimin'in fotoğrafını cebimden çıkartıp seungwoo'ya gösterdim
"Waaaaaoww,bu ne böyle taş gibi olmuş,dimi ama?"dedi ve göz kırptı bende gülümsedim.
Seungwoo 8 yaşında olmasına rağmen aynı 15-16 yaşındaki çocuklar gibi konuşuyordu. Çabuk büyüyor ya
"Haydii bakalım yatağaa"dedim ve kalkıp onu ittirmeye başladım
"Yarın yine gelsin mi Jimin abi noluuurr"
"İşi olmazsa gelir tabi"
"Yeeeeeeeeyy"dedi ve odasına çıkıp hemen yorganın altına girdi ve yattı.
Bende kendi yatağıma uzandım,şu günlerde hep düşündüğüm şey Jimin'di. Onun melek kalbini ve kusursuz yüzü,çok karmakarışık bir durumdayım neden böyle oluyor bende anlamıyorum....
Ertesi sabah Seungwoo'yu öpüp evden çıktım. Şirkete tam 7'de geldim ve Jimin'in gelmesini bekledim bana inat hep 7'de gelirdi. Odama gidip biraz daha bekledim. Saate baktığımda 7'40 olduğunu gördüm ve hemen Jimin'i aradım
Park Jimin aranıyor...
"Aalooo"dedi yabancı bi ses
"Sen kimsin Jimin nerde!"
"Aaa ama jeon beni tanımadın mı hiç olmadı teesüf ederim"
"Jackson!?"
"Ta kendisii"
"Ne yapıyorsun onu hemen bırak!"
"Bunu bende yapmak istemezdim ama işte babam.."
"Başlatma babandan hemen bırak onu!"
"Kusura bakma jeon"
"Telefonu Jimin'e ver!!"
"Al patronun senle konuşmak istiyomuş"dedi Jimin'e
"Alo"
"Jimin iyi misin!?"
"İyiyim"
"Tamam bu kadar yeter iyiymiş işte sadece bize karşı gelince biraz hırpaladık o kadar yakışıklı yüzüne yazık oldu ama neyse,hadi baaaayy"dedi
Dıtdıtdıtdıt...
Bir küfür mırıldanıp hemen Jimin'in evine gittim ve zili çok kez çaldım. Pijamalı biri açtı ve;
"Noluyo lan burası yol geçen Han'ı mı sen kimsin?"diye sordu
"B-ben jimin'in patronuyum dün akşam eve geldi mi!?"
"Ben yatıyordum ne oldu?"dedi sonra arkasından bir kişi daha geldi
"Buyrun ne oldu?"dedi
"Jimin,jimin dün eve geldi mi?"
"Hayır mesaiye kalacağını söyledi akşam?"
"T-tamam"dedim ve arabama binip Jack şirkete sürdüm,şirkete girdiğimde karşımda Chanyeol'ü gördüm(Jackson'un babası,özür dilerim chanyeol aşkım skskkdjxj) hemen yakasından tutup kendime çektim;
"JIMIN NERDE!!"
"Bilmem nerde olsun, nerde olmasını istersin??"dedi alaylı bir ses tonuyla
Herkes bize bakınca bir odaya sürükledim ve kapıyı kilitledim.
"Salak saçma konuşma o reklam ajansı içinse s*keyim o markayı o marka adam kaçıracam kadar önemli br marka değil!!!"
"Sana göre öyle bana göre böyle"
"Delirtme beni!"
"Şu sekreter çocuğu neden bu kadar önemsedin? Ondan hoşlanmaya mı başladın dedi pis pis sırıtarak. Yüzüne yumruk atıp
"SANANE LAN SANANEEE!!!!"
Dedim ve yumruk atmaya devam ettim
"Dur!"dedi,"Eğer beni öldürürsen sekreterin yerini sana söyleyemem.
"Aaaaahhhhh" diye bağırıp saçımı karıştırdım ve odadan çıktım Jimin Jimin'e lütfen birşey olmasın lütfen..
Bu bölüm en boktan bölümdü okullar açıldığı icin bölüm atamadım mazur görün ve evet kısa oldu ama bişey olmazdı skksksjdjd
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUTHLESS BOSS |JİKOOK|
FanfictionGözlerine baktığımda anlıyorum yaşadığımı. Zerrelerime kadar hissediyorum varlığını...Seni seviyorum acımasız patron♥... Seni kaybetmek kendimi kaybetmeme neden oluyor Jungkook lütfen yanımda kal ve o sıcacık kalbinle beni ısıt..