Sanırım denize yaklaşmıştık. Karadeniz'in dalgaları ufukta gözüküyordu. Koluma birisinin dokunduğunu hissettim. O dokunuşla kafamı çevirmem bir olmuştu.
"Hı?"
Koluma dokunan Asiye abla'ydı.
"Gız Nefes senun ifadeni alacağum orada."
"Ne ifadesi Asiye abla?"
"He sanki ben Tahir'le nasul bakiştuğunuzu görmeyrum."
Oldukça şaşırmıştım. Tahir'le ben asla olamayacak bir çifttik. İkimizde ayrı dünyaların insanıydık bir kere. Hemde zaten birbirimizin zıt kutuplarıydık. Ne o benden haz ediyordu ne de ben ondan.
"Yok Asiye abla ne bakışması? Hem bak biz size artık yeteri kadar rahatsızlık verdik. Bu akşam gitsek iyi olacak."
"Ee gı senda ne merakliymişsun gitmeye."
"Bir an önce evi yerleştirmemiz lazım Asiye abla." dedim.
O arada da Kaleli gemilerinin bulunduğu sahile gelmiştik.
Arabadan indiğimde Tahir halen beni süzüyordu. Bana olan bakışlarını üzerimden çekmek için Asiye abla ve Berrağın yanına gittim.
"Asiyam sen buraya bi gel birşey vereceğum sağa." diye bağırdı Mustafa abi el kol işareti yaparak.
"O zaman ben biniyorum." dedim ve bindim Kaleli 2 gemisine. Birden geminin halatları çözülmüş ve gitmeye başlamıştık. Ne kadar ürksem de karşımda Tahir'i görünce az da olsa rahatlamıştım.
"Neden gidiyoruz?" diye sordum. Birkaç adım attıktan sonra saçlarımı okşadı. "Zaten gezmeyi istemiyor muydun?" dedi, dudaklarını aralayıp.
Şaşırmıştım. Şuan aramızda bir karış bulunmakta ve nefeslerimiz birbirimizin yüzüne değmekteydi. Hızlıca kendimi geriye çektim. Benim kendimi geri çekmemle Tahir de hem bakışlarına hem de yaklaşımlarına çekidüzen vermişti.
"Bana kalsa hemen giderim!"
"Anlat." dedi, gemideki koltuğa oturup.
"Neyi?" dedim. Birde bu egoiste ne anlatacaktım acaba? Sağ ayağını sol ayağının üzerine atmış bana bakıyordu. Ben ise ayaktaydım.
"Otur."
"Sen kendini ne zannediyorsun be?! Bana emrivaki yapamazsın." diye sertçe çıkıştım. Çıkışmakta da haklıydım.
"Bak kizum zorlama benu!"
"Aa çok korktum. Zorlarsam ne olur be? Ne yaparsın ha?"
Birden ayağa kalkıp burnumun dibine kadar girmişti. Adeta nutkum tutulmuştu. Kendimi geri çekmemle o daha çok üstüme geliyordu.
"Geri bas." dedim, suratına bakarak.
"Basmazsam ne olur?" demesiyle geminin yukarısına koşarak çıktım.
Arkamdan geliyordu. Bende oturmuş denizi izliyormuş gibi yapıyordum.
"Sadece anlat." dedi, arkam dönükken. Umursamıyormuş gibi yapıyordum ama aslında benim hakkımda ne öğrenmek istediğini de merak ediyordum.
"Yaw anlat işte. Trabzon'a yeni gelmişsin, buraları bilmiyorsun. Neden geldin buraya?"
"Babam." dedim.
Suratıma bakarak "baban ne?" dedi. İkinci kez gözlerimin yeşilinde kayboluyordu. Bunu fark ediyordum.
"Babamın yüzünden geldim." dedim, tekrar.