Benim bankta oturup sizi izlediğim gün, öğle yemeği zamanı.
Yine yalnızdım, bir başıma.
Ne yaptığını hatırlıyor musun Park Jimin?
Yanıma geldin, yanıma oturdun. Ve neden yalnız olduğumu sordun o tatlı çocuk sesinle.
"Bilmiyorum." dedim. Yaşım küçük olmasına rağmen düşünceleri erken olgunlaşmış bir çocuktum. Çok konuşmayı sevmez, kısa cevaplar verirdim. Komik, sen değiştirmiştin beni. Dünyaya alıştırmıştın binevi.
"Ama yalnızlık üzücüdür." dedin ve beslenme çantanı açtın.
"Bak, annem iki dilim kek koymuş. Biri senin olsun. " dedin ve bir dilim keki bana uzatarak gülümsedin.
Orada başladı arkadaşlığımız.
Şu an, yine bana yine kek uzatsan olmaz mı, Jimin? Bana "Yeni arkadaşın benim. Sonsuza kadar ayrılmayacağız!" diyerek gülümsesen o melek gülümsemenle?
Ama uzatamazsın, gülümseyemezsin de Jimin.
Çünkü sen gittin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you've gone || pjm {✓}
General FictionBenim tek isteğim en yakın arkadaşımı kaybetmemekti Park Jimin. Ama sen gittin. ••••••••• tarihini unuttuğum bir ay ve günde, 2018'de yazıldı.