8 ay. Tam 8 ay konuşmadık seninle. Zaten hiçbir zaman ilk mesajı atan kişi olmamıştın. Ve ben de artık seni alttan almaktan yorulmuştum.
Özür mü bekliyordum? Hayır. Sadece bir "Selam" mesajı bile yeterdi.
Ama atmadın.
Ben ne yaptım? Dayanamadım yine. Mesaj attım aylar sonra.
"Ah, demek hatırlayabildin beni?" dedin.
Açıklamaya çalıştım, yine özür dileyen ben oldum. Oysaki Hye Su hala sana her gün mesaj atıyordu. Konuşmadığınız gün yoktu.
Kıskandım mı?
Bunun cevabını bile bilmiyordum. Neden böyle oldu, onu bile bilmiyordum.
Sen mi değiştin, yoksa değişen ben miyim?
Bunun da cevabı yoktu benim için.
Ben, Hye Su ile konuşmaya devam ediyordum. O ise heyecanlı bir şekilde seninle konuştuğu şeyleri anlatıyordu bana.
Oysaki "Unuttum." demişti Hye Su. "Artık sevmiyorum." Ama o da farkındaydı unutamadığının.
"Anlatma, yeter." diyemedim ona. Başka kimsesi yoktu çünkü.
Yine iyiliğim tutmuştu demek ki. Yine üzülen taraf olmayı seçmiştim.
Oysaki "Yeter, anlatma bıktım artık senden de ondan da." deseydim ne olurdu?
Belki de daha mutlu olurdum.
Ama bunları düşünmeme gerek kalmadı.
Çünkü sen gittin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you've gone || pjm {✓}
Fiksi UmumBenim tek isteğim en yakın arkadaşımı kaybetmemekti Park Jimin. Ama sen gittin. ••••••••• tarihini unuttuğum bir ay ve günde, 2018'de yazıldı.