Hye Su mesaj attı, biz seninle hala konuşmazken.
Son konuşmamızdan 4 ay geçmişti. Ve onda da ben sana "Artık eskisi gibi anılarını anlatmıyorsun." demiştim. Seni cesaretlendirmek için ben anlatmıştım. Sen ise "Bu ne saçma bir anı ya?" demiş, bir daha yazmamıştın.
Ama Hye Su ile konuşuyorsun işte. Neden Jimin? O senin davranışlarına karşı çıkmıyor diye değil mi?
Konuşmaktan öte, sinemaya gitmiştiniz o gün Jimin. Benimle gelmeye tenezzül bile etmediğin sinemaya.
Hye Su ise bana büyük bir istekle anlattı bunları. Anlatabileceği tek dostuydum çünkü onun.
Sen, eski sevgilini unutmuşsun meğersem Jimin.
Sinemada Hye Su'yla sarılıp, el ele tutuşmuşsunuz. Saçlarını koklayıp, öpmüşsün onun başından.
Ne ara bu kadar yakın oldunuz Jimin?
O gece öğrendim, Hye Su'nun da senin üniversitene gelip aynı bölümde okuyacağınızı.
Artık daha yakındınız Park Jimin. Ve dost diye yaklaşıp, sevgili statüsüne yaklaşmıştı Hye Su da.
Ben ise sadece dost kalmak istedim ama onu bile başaramadım Park Jimin.
Yalnız kaldım, yine. İlk tanıştığımız zamanki gibi.
Çünkü sen gittin.
Sen beni yalnız bıraktın ve gittin Jimin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you've gone || pjm {✓}
Ficção GeralBenim tek isteğim en yakın arkadaşımı kaybetmemekti Park Jimin. Ama sen gittin. ••••••••• tarihini unuttuğum bir ay ve günde, 2018'de yazıldı.