Gökyüzünde alçalarak uçan bir kırlangıç sürüsü, hızla kanat çırparak uzak diyarlara doğru göç ediyordu. Serin dağ rüzgârının savurduğu saçlarını gözlerinin önünden uzaklaştırıp; uçmakta olan kuşların ardından bakarken, "Kırlangıçlar göçüyor! Yine geldi vedaların ve ayrılıkların mevsimi!" İçli bir sesle mırıldandı genç kız. Gönlüne çöken hüzün bulutları ile gözleri buğulandı. Nemli gözlerini ufka çevirdi. O sırada ufukta batmakta olan akşam güneşini gördü. Kızıl güneş sıra dağların ardından aşıp gidiyordu. Manzara büyüleyici ve bir o kadar da hüzünlüydü. Genç kız hayranlık uyandıran bu güzel manzaradan gözlerini ayırıp; başını sol yanına çevirdi. "Zeynep!" diyerek kuzenine seslendi. Meşe ağacının altında oturmuş, kardeşi Elif'le birlikte şarkılar söyleyen Zeynep, Bahar'ın sesini işitir işitmez susarak yüzünü ona döndü. Bahar ufuktaki kızıl güneşi eliyle gösterdi: "Bak Zeynep, sonbaharın ilk gün batımı bu. Sen de izle bu güzel manzarayı," dedi dudaklarına düşen hazin bir tebessüm ile. Bugün mevsimin değiştiğinin farkında olmayan Zeynep: "Aa bugün eylülün ilk günü sahi. Sonbahar geldi ya!" dedi hafif bir şaşkınlık içinde. Oturduğu yerden kalkıp, Bahar'ın yanına geldi. "Her mevsime hoş geldin diyorduk. Şimdi yine aynısını yapalım," dedikten sonra ellerini iki yana açtı ve o halde birkaç adım koştu. Uzaklara bakarken, "Hoş geldin sonbahar!" diyerek coşkun bir sevinçle sesini yükseltti. Ablasını gören Elif de oturduğu ağacın altından neşe içinde kalkarak, aynı hareketlerle ve sözlerle ablasını taklit etti. Zeynep kardeşine bakıp güldükten sonra ardına dönüp Bahar'a seslendi. "Sıra sende Bahar. Sen de hoş geldin diyerek karşıla sonbaharı."
Tepede çimlerin üstünde oturmuş kuzenlerini izleyen Bahar'ın kalbine buruk bir acı düştü. O da tıpkı kuzenleri gibi her mevsimi mutlulukla karşılamak isterdi. Fakat eylüller ona hep hüzünle gelirdi. Sonbahar yüreğine kederi getirirdi. Boğazına düğümlenen acı ile yutkundu. Kalbindeki keskin sızıya rağmen Zeynep'i kırmamak için kısık ve sakin bir sesle, "Hoş geldin sonbahar," dedi ve buğulanmış gözlerini kaçırıp başını öne eğdi. Zeynep, Bahar'ın sesindeki hüznü fark etti. Yüzündeki kederi birkaç adım öteden gördü. Bu üzüntünün sebebini biliyordu. Kuzenini teselli etmek için yanına giderek oturdu:
"Bilirim, sende bu mevsimin acı bir hatırası var. Ama ben seni böyle üzgün görmeyi istemiyorum. Hadi gülümse biraz."
"Elimde değil Zeynep. Babamı çok özlüyorum. Onun yokluğuna bir türlü alışamıyorum."
"Babanın yokluğuna alışman mümkün değil zaten. Ama acısı biraz olsun hafiflemeli. Tam altı yıl geçti üstünden."
"Bu acıyı bilemezsin Zeynep. Çünkü sen sevdiğin birini hiç kaybetmedin."
"Özür dilerim Bahar. Haklısın sanırım," dedi üzgün bir sesle Zeynep ve sessizce başını öne çevirdi...
Zaman akıp giderken ikisi de suskundu. Tepede esen serin rüzgâr kulaklarında hazin bir ezgi gibi uğuldarken uçsuz bucaksız ovaları seyre daldılar. Bakışları ara sıra gün batımının hüzünlü silüetinde kalmış sıra dağlara kadar uzandı. O bakışlar ara sıra engin göklerde süzülerek uçmakta olan kuşlara takıldı. Bir süre sessizce kafa dinlediler. Birazdan bu sessizliği Elif bozacaktı. Elif az önce bir koşuda tepeden aşağı inmiş ve düzlüğe çıkmıştı. Kısa bir zaman içinde köy mezarlığının yanındaki sulak meradan toplamış olduğu bir tutam yeşillik ile tekrar tırmanmıştı tepeyi. Bir eliyle ağzını kapatıp muzipçe ve sessizce gülerken, diğer elindeki demeti, "Bu çiçekler senin için Bahar abla!" diyerek karşısında oturan Bahar'a uzattı.
"Ama bu çiçek değil ki ot," dedi Bahar gülümseyerek. Bu arada kuzeninin elinden ot demetini aldı. Elif "biliyorum" dedi. Elleri dizleri üzerinde eğilerek seslice kıkırdamaya başladı. Elif'in şen şakrak hallerine Bahar ve Zeynep de gülerek eşlik etti. Kederli hallerinden uzaklaşıp bir müddet gülüştüler. İlk susan Zeynep oldu ve Bahar'ın kulağına fısıldadı:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZ KALBİMDE YARADIR (DÜZENLENİYOR)
General FictionHayalinde Mahir'in yüzü dolaşırken gözlerini sımsıkı kapatıp; Mahir'in verdiği güz çiçeğini kalbinin üstüne bastı. "Ben seni çok sevdim Mahir. Biliyorum sen de bana sevdalısın," dedi usulca. Sonra gözlerini açıp elindeki çiçeğe sevdalı bakışlarla te...