2. bölüm

9.4K 358 8
                                    

İstanbul'dan kalkan uçağın hava alanına gecikmeli inişi nedeniyle köy otobüsünü kaçırdığı için komşu köye gitmekte olan bir minibüse binmişti. Şoför onu köyün yakınına kadar getirip bırakmıştı. Genç adam şoföre teşekkür ederek hayırlı yolculuklar dileyip indi minibüsten. İlk görev yeri olan köye doğru yürümeye başladı. Dakikalar sonra köyün girişindeki uzun taş köprüye ulaşmıştı. Köprüye girmeden hemen sağ tarafta dikili mavi bir tabela vardı. Tabelanın üstünde kocaman harflerle 'Çınarlar Köyüne hoş geldiniz' yazıyordu. Köprüye ayak bastığında köprünün hemen altından akan su sesine kulak kesildi. O ses ruhuna huzuru doldururken görüntüyü seyretmeden geçip gitmek istemedi. Elindeki valizi yere bırakıp tekrar doğruldu. Kollarını köprünün demir korkuluklarına yasladı. Başını hafifçe aşağı sarkıtarak; taşların arasından yavaşça akıp giden berrak suları bir süre izledi. Sonra başını kaldırıp çok uzaklara baktı. Geniş araziler, uçsuz bucaksız tarlalar, sıra sıra dağlar, bağlar bahçeler; uzaklarda karınca misali çalışan köylüler, kırlarda yayılan koyunlar kuzular...Tabiatın bu güzel manzarasına dalıp gitmişken korna çalan bir traktörün sesiyle irkilip ardına döndü. Yoldan geçmekte olan mavi renkli bir traktör içinde orta yaşlarda bir adam kasketini çıkararak başını hafifçe eğip selamladı onu. Genç adam başını eğerek aynı karşılığı verdi. İstanbul'a hiç benzemiyordu buralar. Hiç tanımamasına rağmen bir adam ona selam vermişti. Bu da genç adamın hoşuna gitmişti. En azından sıcakkanlı insanlar arasında buralara alışmak kolay olur diye düşündü. Valizini alıp yoluna devam etti. Etrafına bakınarak ilerliyordu. Köprüyü geçerken duyduğu bir ses adımlarını yavaşlatmasına neden oldu. Durup sese kulak verdi. Köprünün altından geliyordu ses. Yolunu değiştirip o sesin geldiği yöne doğru ilerledi. Merakı onu köprünün altına kadar indirmişti. Burada genç bir kız gördü. Kız, bir taşın üstünde oturmuş kendi kendine konuşuyordu. Genç adam etrafına bakındı. Kızdan başka kimse yoktu.

"Güzel serçe sakın korkma benden. Elif de görsün seni. Sonra uçup gitmen için bırakacağım."

Kız konuşurken genç adam yavaş adımlarla biraz daha yaklaştı. Genç kızın elindeki minik kuşu gördüğünde sessizce güldü. 

"Elif seni görünce çok sevinecek. Bence sen de Elif'i çok seveceksin."

Kız konuştukça genç adam o narin sesi dinliyordu bir melodi gibi. Onu buraya bağlayan bir şey vardı da geri dönüp gidemiyordu sanki. Olduğu yere mıh gibi çakılıp kalmıştı. Ona sırtı dönük oturan kızı incelemeye başladı. Çiçek desenli, sarı uzun bir elbise vardı kızın üstünde, taşın üzerinden etekleri yerlere dökülmüştü. Güneş ışığının yer yer düştüğü sarı saçları parıl parıl parlıyordu. Saçları ve sesi bu kadar güzelse; o yüz, o gözler kim bilir ne kadar güzeldir diye düşünen genç adam ister istemez bu kızın yüzünü merak etmişti.

"Acaba Zeynep uzaklaşmış mıdır? Çıksak sobeleyebilir miyiz?"

Genç kız yine elindeki serçe kuşu ile konuşmuştu. Bu sefer küçük bir kahkaha attı genç adam. Maksadı kızın dikkatini çekip ardına bakmasını sağlamaktı. Yakınında bir kahkaha sesi duyan genç kız korku ile oturduğu taşın üstünden sıçrayıp ayağa fırladı. Sonra hızla dönüp ardına baktı. Genç adam merak ettiği o yüzü sonunda görebilmişti. Kızın yüzü düşündüğünden çok daha güzeldi. Genç adam, genç kızın masum yüzünde ışıl ışıl parlayan yemyeşil gözlerine bakıp sessizce gülümserken; genç kız  şaşkın ve ürkek  bakışlarla genç adamı süzüyordu. Siyah saçlı, ela gözlü, yakışıklı bir adamdı. Buralarda ilk kez görüyordu onu. Yabancı birine dikkatle baktığını idrak ettiğinde utanıp başını eğdi Bahar. Zeynep'le Elif'in yakından gelen seslerini işittiğinde; ardına dönüp hızla koşmaya başladı. Genç adam, "Dur bir saniye!'' diye seslendi kızın ardından. Bahar durmadı. Köprünün altından çıktığında kuzenleriyle rast geldi. Zeynep, Bahar'ı görür görmez sobelemek için bahçelerin arasındaki ağaca doğru koşarken; Elif de ablasının peşinden koşuyordu. Bahar kuzenlerinin peşinden koşarken heyecandan elindeki kuşu havaya uçurdu. O kuşu Elif için yakalamıştı fakat o bile çıkıp gitmişti aklından. Az evvel gördüğü delikanlı Bahar'ın aklını başından almış gibiydi.

GÜZ KALBİMDE YARADIR (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin