NATSU
Abim ile karşılıklı oturduğumuzda ilk önce sıradan şeylerden konuşmayı tercih ettim çünkü konuşmaya nasıl başlayacağıma dair hiçbir fikrim yoktu. En sonunda derin bir nefes alıp "Sana sormak istediğim bir şey var." dedim gergin bir ruh haliyle.
O ise rahatca "Biliyorum." demişti ki bu benim tepemin tasını attırmıştı. Boşuna mı ter döküp yersiz muhabbet yaptım ben burda iki saattir? Görüyorsun işte kıvranıyorum, açsana konuyu madem biliyorsun ama yok asla Natsu can çekişsin amaç.
"Ah, demek biliyorsun? Dinleme cihazın falan mı var?"
"Hayır, Laxus arayıp Lucy'i gördüğünden bahsetti ve ben de senin bu konuyu konuşmak isteyebileceğini düşündüm."
"Iıgh, tüylerim ürperdi. Sanki sizin çocuğunuzmuşum gibi benim hakkımda konuşmayın, bu çok... Tuhaf."
Arkasına yaslanırken "Seni evde göremediğim için havadisleri ondan almak zorundayım, malum evi yalnızca hotel niyetine kullandığın için." diyerek şikayet etmişti.
"Ne yapayım? Akşam eve erken geldikten sonra yemek yapıp bir de üstüne televizyon karşısında örgü mü öreyim?" Göz devirmişti. "Şimdi de evli bir çiftmişiz gibi konuştun. Acaba ilişkimizdeki asıl rol olan abi kardeş olayına ne zaman dönebileceğiz?"
"Hemen şimdi, küçük bey." Hafif bir tebessümle "Lucy ile tanışmışsın." dediğinde istemsizce kızarmıştım. Çekingence "Evet." dedim. "Harika biri."
"Ve şimdi de kayıp gününün peşine düştün, öyle değil mi?" Gözlerine bakıp "Kesinlikle konuyu biliyormuşsun." dedim biraz sert bir ifadeyle.
"Üzgünüm, Natsu. Söylemememin bir sebebi vardı, üzülmeni istemedim."
"Ne için üzülmemi?" Öksürdü. "Lucy de aynısını söyledi, birinin kalbimi kıracağından bahsetti. O gün ne oldu?"
"Sanırım bunu daha fazla saklamanın bir alemi yok o zaman."
Derin bir nefes aldıktan sonra bana çocukluk arkadaşım tarafından nasıl zarar gördüğümü ve onun gerçekten değiştiğini anlattı. O gün polis tarafından yakalanıp arkadaşlarıyla içeri atıldığından bahsetti. Gerçekten nutkum tutulmuştu.
Ona güveniyordum ve onun hala arkadaşım olduğunu sanıyordum, meğerse ne kadar da aptalmışım. Bana uyuşturucu verdiğine ve beni dövdüğüne cidden inanamıyorum...
Bu artık geri alamayacağım eski bir olaydı. Jackal hapisteyse bunu hak etmiş demektir ve onun bana yaptığını düşünürsek tek söyleyebileceğim daha önce abim ve Laxus beni defalarca onun konusunda uyardıklarında onları dinlemem gerektiğiydi.
Bir insanın böyle değişmesi ve bir anda sizi yaralaması çok can yakıcı bir şey... Ama şu an bundan daha önemli sorular var kafamda.
Hikayenin güzel kısmına yani Lucy'e odaklandığım zaman onun beni kurtaran kişi olduğunu öğrenmek içimi ısıtmıştı çünkü normalde kimse böyle bir riske girmezdi. O ise bunu benim gibi kafası güzel sersem biri için yapmış.
Abimin bana asıl bilmek istediğim şeyi anlatmasına imkan yoktu çünkü Lucy'nin ona anlattığını sanmıyordum... İkimizin başbaşayken ne yaşadığını bilmek istiyordum ben ama bu yine Lucy ve benim zihnimin kapalı kutuları arasında bir sır olarak kalacakmış gibi görünüyordu ki bundan hiç de hoşnut değildim.
O kutuyu açmanın bir yolunu bulmam gerekiyordu ama düşündükçe başıma ağrılar saplanmasına rağmen hiçbir şey hatırlayamıyordum, bazı sesler ve silik görüntüler dışında ki onlar da bir işime yaramıyordu zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lipstick (TAMAMLANDI)
FanfictionGizemli bir kızdan aşk mektubu alan Natsu, ona mektubu yazan bu kızı bulmaya çalışırken geçmişteki küçük bir anının kapısını aralayacaktır. Hatırlamadığı o küçük öpücüğün sırrı mektubu yazan gizemli kız ile birlikte açığa çıktığında Natsu işlerin hi...