Let Me Fall

255 28 31
                                    

Güzel gülüşlü çocuk günlerdir uyuduğu yatağında doğruldu. Mırıldandı.
"Neredeyim?"

Nerede olduğunu kavrayabilmek adına kafasını soluna çevirdiğinde kendi gibi yataklarında uzanan hasta, yaralı insanları gördü. Ciğerine gelen ani baskı ile öksürmeye başladı. Öksürüğü geçtiği sırada ise ona seslenen kişiye döndü.

"Hizmetkar Ten demek uyandınız."

Seslenenin kim olduğunu bilmediğinden sadece bakmakla yetindi ve yataktan kalktı. Daha gitmesi için erken olduğunu düşünen saray hekimi atıldı.

"Halen dinlenmeniz gerek, lütfen yatağınıza uzanın."

Saray hekiminin sözlerini göz ardı eden Ten kapıya doğru ilerlemişti ki tekrar ciğerlerinde aynı baskıyı hissetti. Bu sefer sadece öksürmüyor aynı zamanda nefesi kesiliyordu. Bedeni yere doğru düşerken belindeki kolları hissetti. Onu tutan kişinin Prens olduğunu gördüğünde şaşkınlıkla öksürüğüde geçmişti aynı zamanda nefes almayada başlamıştı.

Prens konuştu. "Yatağında olman gerekirken alelacele nereye gidiyorsun?"

Bir yandan bunu sorarken prens aynı zamanda Ten'e yatağına doğru gitmesine yardım ediyordu.

Ten cevapladı "Yapmam gereken görevlerim var biliyorsunuz prensim."

Prens mırıldandı. "Güzel olduğun kadar aptalsın."

"Duyamadım prensim bir şey mi dediniz?" diye soran hizmetkarına cevap vermek adına prens döndü.

"Dedimki görevlerin sağlığından önemli değil. Sadece iyileşmene bak. Endişelendiğin işini kaybetmekse senin yerine isteyeceğim bir hizmetkar olmadığına emin olabilirsin."

Bu sözler karşısında yanakları al al olan Ten'i gören Prens Taeyong hafifçe öksürdü ve konuyu değiştirmek adına konuştu.

"Sana bir çicek getirdim. Tedavinde kullanılması adına. Umarım daha çabuk iyileşirsin."

Ten teşekkür etmesi gerektiğini düşünürken Prens Taeyong elindeki çiçeği koklayabilmek adına burnuna götürdü.

Ten prensin o an kızları kıskandırabilecek kadar güzel olduğunu düşündü sonraysa bu fikrin ne kadar saçma olduğuna karar verip üstünde durmadı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ten prensin o an kızları kıskandırabilecek kadar güzel olduğunu düşündü sonraysa bu fikrin ne kadar saçma olduğuna karar verip üstünde durmadı.

"Teşekkür ederim prensim."

"Önemli değil sen yeterki iyi ol."

Dediği cümlenin Ten'i rahatsız edeceğini düşünen prens çiçeği Ten'in güzel kemikli ellerine bırakarak oradan uzaklaştı.

Prens Taeyong fazla heyecanlanmıştı. Ten'i ne kadar çok görürse o kadar çok bağlanacağını biliyordu. Hiçbir zaman birlikte olamayacağı birine aşık olduğunun farkındaydı. Gözlerini yere doğru indirdi. Kuşağının kumaşı sökülmüş, kırmızı bir iplik yere doğru uzanıyordu. Kuşağın söküldüğünü görünce üzülmüştü çünkü bu Ten'in onun için bağladığı ilk kuşağıydı. Güzel bir kırmızı kuşak. Sevdiği adamın ellerinin değdiği kırmızı kuşağı. Kuşağını değiştirebilmek adına saraya doğru yöneldi. Yangından sonra han tekrar inşa edilene kadar saraydaki bir odaya yerleşmişti Prens Taeyong. Odasına girdiğinde yavaşça kuşağını çıkarıp başka bir kuşakla değiştirdi. Sanki Ten'den ona başka bir şey kalmayacakmış edasıyla kırmızı kuşağını özenle yatağına koydu. Odasından çıkarken arkasında bıraktığı kırmızı kuşağın aslında kader olduğunu bilmiyordu.

Without You |TaeTen|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin