Çok özür dileyerek hikayeye başlamak istiyorum. Hikayeyi çok geciktirdim farkındayım . Teyzemin nişanı oldu hazırlıklar falan derken hikayeyi yazamadım bir türlü . Çok özür diliyorum sizden. Bu arada beğenilerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Teşekkürler ve keyifli okumalar.
Bu arada biz bu bölümü yazarken gülme krizine girdik.Aklımızdan çok daha komik şeyler geçse de, kendimizi rezil etmemek adına paylaşmadık. Siz kafanızda daha komik şeyler düşünebilirsiniz.
Takipte kalın! ;)
"Şurayı da yazalım"
Hande, Sarp ve Kıvanç bize gelmişti ve internetten üniversite için yerleri araştırıyorduk. Hepimiz aynı üniversiteleri yazacaktık. Otuz tercih içinden beş tane yazacaktık çünkü hepimizin hayali şimdiki en popüler okul olan Özel Uluhan Üniversite'ne gitmekti. Diğer dördünü tutmazsa diye yazacaktık.
"Hande yeter bence.Zaten amacımız belli"
"Haklısın" dedi ve çiçekli tabaktan aldığı kurabiyesini yemeye başladı. Ardından sütünü de aldı.
"Yavaş ye boğulacaksın"
"Oburum ben kızım ya!"
"Belli oluyor." diyerek ağzındakileri gösterdim.
Kıvanç söz aldı ve "İşimiz bittiyse alışverişe çıkalım diyorum" dedi.
"Neden?"
"Yeni okul.Yeni çevre. Yeni hayat.Kendimizi de yenileyelim diyorum? Yeni kıyafetler, yeni eşyalar..."
Kafamı anladım dercesine sallarken, Hande hala bize kulak asmayıp tabağındaki kurabiyeleri oburca yiyordu. "Hande?" En tatlı sesimle seslenirken, "İyi misin canım?" "Gayet iyiyim!" derken ağzındaki kurabiye parçalarını üstümüze püskürtmekle meşguldu.
"Biz düşündük ki..." Lafımı bölen şey, Hande'nin bağıra çağıra söylediği şey oldu.
"YOKSA KIVANÇLA SEVGİLİ MİSİNİZ?"
Boğazına takılan tükürüğüm beni boğacakken, ağzımdaki tüm tükürükleri Hande'nin suratına kustum. Sarp "Ne yapıyorsun" dercesine bana bakarken hala şaşkındım. Bu kıza yemek yemek iyi gelmiyordu!
"Ne diyorsun sen? Biz.. Burada yapılacak şeylerden bahsediyoruz."
"Ne yapacaksınız? İkiniz?" Şüpheli bakışlarıyla etrafımızda gezerken daha fazla dayanamayıp onu omuzlarından tuttum. "Kendine gel!Sadece kendimizi yenilemek için alışverişe çıkacaktık! Aptal! "
"He..O mesele."
Sarp büyük bir kahkaha patlatırken sinirden soluyordum. "Tokat geliyor bak! Ayağımın altına alırım seni zengin piç!"
Bu sefer gülme sırası diğerlerine gelince sinirle onlara baktım. Kıvanç "Biraz abartmıyor musun?" derken dudaklarını gülmemek için bastırdığı çok belliydi! "Sana soracak değilim bay ukala!"
"Şimdi. Gideceksek gidelim.Yoksa uzun bir süre sizinle görüşmeyeceğimden emin olabilirsiniz beybiler!"
Hepsi birden kahkahayı basarken, yine hepsi aynı anda ellerini teslim olur gibi kaldırdılar. Aralarından sıyrılıp kapıya doğru koşarken hala olanları düşünüyordum. Hande bilerek aptal gibi davranmıştı. Sırf Kıvançla aramızda bir şey olmasını istediği için!
•○•○•●•○•○•
"Biz Sarpla şuraya gireceğiz. Geliyor musunuz?"
"Hayır"
"Hayır" Kıvanç da benim gibi düşününce şaşırdım. Acaba o da mı Hande'nin tarafındaydı? Yani, aramızda bir şey olmasını isteyen bir kişi daha mı? Ah, hayır!
"Bak.Sende Hande'yle iş birliği yapıyorsan...Defolup gidebilirsin. Aramızda böyle bir şey olmayacak!"
Kıvanç uzun süre güldükten sonra "Cidden mi?" bakışları attı.
"Dün dans ederken ellerin neden titriyordu peki? Bana karşı nefretin bu kadar somutsa heyecanlanmaman gerekirdi. Öyle değil mi piremses?"
Piremses mi? Ergen şey! Yaş 18, hala devir piremses devri! Ah...
Yüzümü buruştururken bana baktı. "Ne? Senin tarzında takılamam piremses." Neden piremses kelimesini üstüne basa basa söylemişti ki? Ellerimi yumruk yaparken sakin olmaya çalıştım.
Derin derin nefes al , Lara. Sakin ol, sakin ol...O sadece...Gerizekalı, ukala ve kendini bilmişin ta kendisi! Ah!
"Sen...Şimdi başımdan gidiyorsun. Yoksa...Okul açılmadan önce hastanelik olabilirsin.Malum okulların açılmasına sadece ve sadece bir hafta var. Bu arada topuklu ayakkabı çok iyi kafa yarar.Bil diye söyledim."
Hala bana boş bakışlar atıp, "Gitmemeye kararlıyım" bakışları atarken ben daha fazla dayanamayarak oradan uzaklaştım. Koşarak uzaklaşırken ayağım birinin sandalyesine takıldı. Hayır..Şimdi olmaz, lütfen. Rezil olamam şimdi!
Ve...Benden tam da beklenecek bir davranış sergiledim, DÜŞTÜM.
Düşmemişim! Ama daha felaket bir şey oldu! Tam düşecekken Kıvanç elleriyle belimi kavradı ve dudaklarımız birbirine değdi. Yanaklarıma hücum eden ateş topları resmen beni domatese çevirmişti. Yere yakın bir mesafede öpüşüyor olmamız zaten ayrı bir fiyaskoydu! Etrafıma baktığımda, Hande ve Sarp'ın bizi alkışladığını gördüm. Ellerimle Kıvanç'ı ittirmeye çalışırken o ise dudaklarımı daha fazla emiyordu.
En sonunda geğirmek istediğimi anlayınca, Kıvanç'ı tüm gücümle ittirdim ama nafile! Başka çarem kalmayınca dudaklarımı hafif araladım geğiriğimi Kıvanç'ın ağzına bırakmak zorunda kaldım! Hemde bir Shrek edasıyla geğirdim!!!!! Rezilliğin daniskası!
Kıvanç bana boş boş bakarken yaptığım şeyi düşündüm ve zaten kızarık olan yanaklarım daha da kızarmıştı! Daha ne kadar kızaracaksınız? Ah, haydi ama!
Kıvanç bana gülüyordu. Ama hayran bir şekilde! "Yav olum mal mısın sen? Buna gülünür mü?" dercesine bakarken koşarak uzaklaştım.
Bugün fazlası ekşınlıydı!!