Eğer birini değiştirmek istiyorsan , onun en sevdiğine zarar ver!"
Tam da bu olmuştu hayatımda işte. Hayatın acı gerçekleri daha 6 yaşımda yüzüme keskin bir rüzgar gibi çarpmıştı.
Bu keskin rüzgarın sebebi ise VATAN'DI !
Doğum günümdü o gün. Her şey bir çocuğun istediği gibi özenle hazırlanmıştı. Kocaman rengarenk bir pastam vardı tam önümde. Tüm umutlarım ve mutluluğum pastamın üzerindeki mumlarda saklıydı.
1 , 2 , 3 Dilek Tut, Üfle !
Pastamın mumları söner sönmez patlama sesleri kulaklarımı doldurmuştu.
Ve işte yaşamın ilk acı seslerini o zaman tanımıştım.
Yaşam o an katlanılmaz bir hal almıştı. Görülmesi zor, gidilmesi güç, uzak diyarlarda kendimizi aramak gibiydi.
Gözlerim hemen babamı aramıştı, gidip onun kollarında güvende olmaktı tek isteğim. Herkes bi yerlere saklanmaya çalışırken ben babamı arıyordum, bi yerlerden çıkmasını bekliyordum.
Pencereye doğru yaklaşıp ellerimi soğuk mermerde sabitledim. Kendimi olabildiğince yukarı çekip gözlerimi dışarıda gezdirdim. Birden hemen önümde bir karartı belirdi, irkildim ve yere düştüm.
Ardından hemen kapı sertçe açıldı, gözlerim babamın gözleriyle birleşince sevinçle ona doğru koştum. Kucağına atladım. Hiç geri çevirmeden beni sakince kucağına aldı.
"Dinleyin" dedi "lojmandan bu gece için ayrılmamanızı rica ediyorum her şey sizin güvenliğiniz için, ekipler size bilgilendirme yapmak için gelecekler"
Ben babamın dudak hareketlerini izliyordum hayretle, gözlerini bana çevirince saçlarıma öpücük kondurup beni nazikçe yere indirdi.
Kızım dedi saçlarımı kulaklarımın arkasına iterek göz bebeğim benim gitmem lazım babaanneyi üzme olur mu, döneceğim söz dedi
Tabi benim küçüklük aklı ama "pasta yiyecektik" dedim dudaklarımı büzerek
Babam başını yere eğip, "bak kızım her tehlikeyi göze alıp seni yanıma aldım yetmedi amcanlar deden nenen bile senin için buraya kadar geldiler belki de gitmenin, onları yormamanın üzmemenin zamanı gelmiştir, ne dersin"
"Ama ben seninle kalmak istiyorum, sen de gel"
"Söz, geleceğim. Bak söz veriyorum ama sen de bana bi söz ver. Hayatta karşına ne çıkarsa çıksın, ne zorluklarla karşılaşırsan karşılaş sevginden, yürüdüğün yoldan, ailenden ve dostundan vazgeçme. Ve en önemlisi de vatan, vatanın sana ve senin gibi çocuklara emanettir, aldanıp satma, gerekiyorsa canını ver ama yolundan dönme.. "
O zaman ki aklımla anladıklarım ve şuan ki anladıklarım arasında dağlar kadar fark vardı elbette ama yine de o gün babama söz vermiştim ve o sözü en güzel şekilde gerçekleştirmek benim tek vazifemdi
Bayrağımızın dalgalandığı her yerde şehitlerimizin ruhu, kanı, sesi, anıları vardı. O anıları korumak, bir avuç toprak için bile her şeyimizden vazgeçip, anadan yardan geçme sırası bizlerdeydi
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk-ı Şehadet
Romance"Aç gözlerini Teğmen ! Sana emrediyorum. Benden önce şehit olamazsın. Emrediyorum sana !" diye haykırdı çaresizce Son nefeslerini verirken, dudağını ıslattı hafifçe. Silah tutmaktan nasırlaşmış parmaklarını karnında gezdirdi nazikçe "Ona iyi bak. O...